Her yerde fotoğraf çekme, sosyal medya kanallarından canlı yayın yapma merakı giderek can sıkmaya başladı.
Bu fotoğraflar Harun Kolçak’ın cenazesinde, Gemlik’te çekildi.
Gemlik’ten sosyal medyadan canlı yayın yapanları seyreden bir arkadaşım anlatmıştı rezaleti. Yerel medyayı taradım, Gemlik Manşet Gazetesi yazmış bu durumu, hatta dua edermiş gibi fotoğraf çektirenler olduğuna da dikkat çekmişler. Dün sabah gazeteleri tararken gördüm, denizde, sığ yerde düşen Serdar Ortaç’ın sırtına bir çocuk ilaç sürüyor. O karede, şezlongun üzerinde oturan bir adam telefonuyla video çekiyor.
İnsan merak eder ya da ilacı çocuktan alıp ben süreyim der değil mi, adamda bunlar yok, video çekme derdi var. İnsanlığımızı giderek öldürüyor, ünlüler sayesinde biraz daha popüler olma merakımız.
Ve ‘musalla taşındaki bir tabutun önünde dua edermiş gibi fotoğrafımı çek’ diyorsa insanlık, vay bizim halimize...
Efsaneler yarışıyor, akıl kazanıyor
Türkiye’de bir sürü televizyon kanalının envanterinde doğru düzgün kullanılmayan teknik malzemeler vardır. Parayı verip teknolojiyi satın almak işin sadece ilk adımı ama o teknolojiyi kullanmadıkça fark yaratamaz, son adımı atamazsınız. Şimdi size teknoloji ve aklın birleşmesiyle ortaya çıkarılmış harika bir televizyonculuk hikayesi anlatayım. Yüzme tarihine damga vurmuş üç isim vardır.
Biri 1972 olimpiyatlarına damga vuran Mark Spitz. Diğeri 1984 olimpiyatlarında havuzda fırtına gibi esen Michael Gross.
Ve sonuncusu da 2008’den beri adını sık sık duyduğumuz Michael Phelps.
Eurosport, teknolojiyi kullanarak bu üç ismi yan yana yarıştırdı. Önce Michael Phelps’in Pekin Olimpiyatları’ndaki 100 metre kelebek yarışı görüntülerini aldılar. Sonra diğer iki kulvara da diğer şampiyonların aynı stil yarışma görüntülerini eklediler. Sonuç mu üç şampiyon yan yana kulvarlarda yarışmış oldu. Dede, baba ve torun döneminin üç ünlü ismini yarıştırmak demek çok geniş bir seyirci kitlesini de yakalamak demek. Eğer televizyonculuk aklınız yoksa, sahip olduğunuz teknoloji fazla işe yaramıyor.
Bizde ‘Survivor’ ABD’de belgesel...
Eski yüzücü deyince çoğumuzun aklına Derya Büyükuncu gelir. Çoğumuz ‘Survivor’ yarışması sayesinde haberdar olduk Derya’nın varlığından. Artık eski yüzücü olan Michael Phelps’e gelince, kim olduğunu bilmeyenler bugünlerde Discover Channel’ın Köpekbalığı belgesinde görüyor, adını duyuyorlar. Anketlere göre Türk halkının televizyonlarda en çok yer almasını istediği program türü belgesel.
Gerçekte tüm belgesel kanallarının toplam reytingi ortalama bir dizinin reytingine ulaşmıyor. Sonuç mu ‘Survivor’ olmasa, Derya Büyükuncu’yu kimse tanımayacaktı Türkiye’de...
Bazı haberler vardır, magazin dünyasının figürleriyle ilgilidir ama aslında
magazin haberi değildir.
Mesela şu Ebru Şallı’nın birlikte olduğu, boşanacağını sandığı ama aslında evliliği devam eden adamla ilgili haberler. Adam eşini geçmişte darp etmiş ve dava açılmış. Kadın sonra şikayetini geri almış ama halen “Kocamla mutluydum” diyor. Fiziki şiddetin bitiremediği, bunun kabullenildiği bir evlilik şimdi öteki kadın yüzünden bitecekmiş. Aslında öteki kadın yok bu meselede.
Bir aldatılan bir de kandırılan kadın var. Ama aldatılan kadın, kandırılan kadına “Parası olmadığını bilse kocama bakmaz” falan diye laf çakıyor. Ebru Şallı’yı savunmak falan gibi bir derdim yok, aksine işim olmamasını tercih ederim her zaman.
Sadece magazin haberi dediğimiz bir haberin kadın olmak adına ortaya çıkardığı drama dikkatinizi çekmek istedim.
YUNAN ADALARI DEĞİL BİRLEŞMİŞ MİLLETLER...
Adlarını herkes Yunan Adaları olarak biliyor ama gerçekte değiller.
Oralara gittiğinizde yerel bir kültürün parçası olmuyorsunuz. Aksine, dünyanın hemen her yerinde dinlenen şarkılar, dünyada edilen danslar, dünyanın hemen her yerinde içilen içkilerle çok eğlendik diyorsunuz. Mikonos, Santorini ve Rodos gibi herkesin gitmeye can attığı adalardan söz ediyorum. Eğer gerçekten bir Ege tatili yapmak ya da bir kültüre eşlik etmek istiyorsanız o zaman Patmos, Samos ve Sakız gibi daha sakin yerlere gitmeniz lazım. Anakarada da durum pek farklı değil... Atina’da Plaka’ya giderseniz çok fazla Yunan göremezsiniz, her yer turisttir.
Selanik’in üç parmak takım adası Halkidi’de de son dönem Romanya, Bulgaristan, Ukrayna, Türk turist kaynıyor. Yunanistan’ı keşfetmek istiyorsanız önerim Yunanistan ile İtalya arasındaki adalar, özellikle de Kefolanya’yı görmeniz.