UHREVİ Mİ DÜNYEVİ Mİ?

Mekke ama özellikle de Kabe çevresinde çekilmiş aşka dair fotoğraf ve videoları paylaşmak moda oldu son zamanlarda. Uhrevi düşüncelere dalınan bir yerde dünyevi işlere dair kareler paylaşmak nedense garip geliyor bana. Oysa Kabe ve çevresi, daha ilk adımı attığınız andan itibaren bu dünyaya dair düşünce ve hesaplaşmalardan koparır insanı. Bir zamanlar ekranda bardak yemek dahil bir sürü şeyi yapan Caner ve bir izdivaç programında evlendiği Berke adlı eşine ait bu fotoğraf. Bu karede kalp işareti yaptıklarını görüyoruz. Caner’in eşine çiçek verdiği başka kareler de var... Her iki gidişimde de, Kabe’yi tavaf ederken, gözyaşları içinde eşine telefonla sabah ezanını dinleten insanlar gördüm de, dünyevi işlere dalanlara hiç şahit olmamıştım. O yüzden garipsiyorum bu kareleri...

Kuzey Kıbrıs’a haksızlık...

“Yerli turist nereye gider?” sorusunun cevabı bellidir bizim ülkemizde. Çeşme, Bodrum, Antalya sonra da Yunanistan. Yunanistan deyip geçmeyeyim, sadece Yunan adaları değil Dedeağaç’tan başlayıp Selanik’in Halkidiki yarım adasına kadar her taraf Türk turist kaynıyor.

İsteyen istediği yere gider ki, Sicilya’dan Karadağ’a kadar daha bir sürü yer binlerce Türkü ağırlıyor. Ancak listeye bakınca Kuzey Kıbrıs seçeneğine haksızlık yapıldığını fark ediyor insan. Türk turistler Kuzey Kıbrıs’ta genellikle Girne’de kalmayı tercih eder. Oysa en güzel plajlar Mağusa’dan (Doğru yazılışı budur, Magosa değil) haritanın sivri burnundaki Karpaz’a doğru olan yol üzerindedir.

Mesela Mağusa’nın 11 km. dışındaki Glapsides kumsalını bilmez çoğu kimse. Tıpkı Dip Karpaz’daki Altın Kum sahilini bilmedikleri gibi. Palm Beach, Maraş Bölgesi’nin hemen yanında harika bir kumsaldır. Sonra Salamis harabelerinin hemen önünden, çam ağaçları arasından denize girmek gibi bir sürü ayrıcalığı vardır Kuzey Kıbrıs’ın. Mitolojide ‘Afrodit’in aşk adası’ diye bilinir Kıbrıs, harika bir doğası, çok fazla kültürden etkilenmiş, oldukça zengin bir mutfağı vardır. Üstelik ucuzdur saydığım tüm tatil yörelerine göre. O yüzden Kuzey Kıbrıs’a bu kadar çok haksızlık yapmamak lazım.

Zamane kıyametleri...

Çarşamba gecesi WhatsApp global bir sorun yaşadı. Servise ulaşım ancak perşembe gününün ilk saatlerinde mümkün oldu. Toplasan 3-4 saat süren bu sorun, hem Türkiye’de hem de dünya genelinde en çok konuşulan konu oldu. Twitter’da yüzbinlerce mesaj paylaşıldı arızaya dair. BTK, “Biz bir şey yapmadık sorun global” diye açıklama yapmak durumunda kaldı.

Hepimizin nasıl bağımlı olduğunu görmek açısından iyi oldu aslında bu kesinti. Sahi, internet olmadan ya da sosyal medya araçlarına ulaşamadan, hesaplarınızı kontrol etmeden ne kadar süre yaşayabileceğinizi düşündünüz mü hiç? İnsan kendi yarattığı zamanın esiri oldu derler ya, günümüzde değişti artık o söz. İnsan kendi yarattığı sanal dünyanın esiri oldu.

Hepimiz çocukluğumuzda bulduğumuz rulman ve benzeri nesneleri çevirirdik ya, stres çarkı dediğimiz sistem de aynen o. Bu aralar fena halde moda, herkesin elinde. Ustaları çarkı, saatte 700 kilometre kadar hızla çeviriyorlarmış ama bir uçağın piste 250 kilometre hızla teker koyduğundan yola çıkacak olursak, 700 km hız rakamı inandırıcı gelmedi bana. Fiyatı 1 dolar seviyesinde olan stres çarkı da var biraz renkli ve ışıklı olup da 25 liraya satılanı da var. Peki ne işe yarıyor bu derseniz orası tam muamma. Kullananların stresini gideriyor mu bilmem ama bulup da piyasaya sürenin en azından para stresi kalmamıştır, orası kesin.

Ramazan’a hazır mısınız?

Bu sene de Nihat Hatipoğlu’nun televizyon programından alacağı ücrete dair tartışmalar yapılacak. Buna karşın Hatipoğlu da iftar ve sahur programlarıyla yine reytinglerin tepesindeki isim olacak.

Abdülaziz Bayındır Hoca’nın oruç saatlerinin yanlış hesaplandığına dair iddiası, bu Ramazan ayında da gündeme gelecek.

Röportajcısının zaman zaman iç çamaşırı bile gözüken fotoğraflar çektirdiği gazete dahil tüm medyada ön sayfa güzelleri kapalı fotoğraflardan seçilecek. Ulvi sesler, gazetelerin Ramazan promosyonu reklam filmlerini seslendirecek.

TRT’nin Ramazan programlarındaki konuklardan birinin sözleri mutlak yeni bir tartışma yaratacak.

Özel olarak pastırmanın kilosu, genel olarak da etiketlere yansıyan farklar, Ramazan fırsatçıları adı altında yine haber olacak ama sonuç değişmeyecek.

Televizyonlarda, gazetelerde sağlık program ve köşelerinde, oruç tutarken dikkat edilmesi gerekenler, hurmanın besleyici özelliği gibi her sene alışkın olduğumuz haberler yapılacak.