SELÜLİT AVCISI MEDYA...

Bir arama motoruna Bodrum ve selülit yazar mısınız lütfen? Sonra görseller kısmını

tıklayın, karşınıza bir sürü fotoğraf çıkacak. Kimi karelerde ünlü kadınların selülitlerini, kimi karelerde de selülitleri görünmesin diye önlem almak zorunda kalanları göreceksiniz. Doğrusunu isterseniz son derece çirkin ve cinsiyetçi buluyorum bu
kalça-basen gazeteciliğini.

Kadınların selülitleri haber oluyor da sırtı kıl yumağı olan ya da burun kılları neredeyse bıyık haline gelmiş ünlü erkekler neden haber yapılmıyor? Bodrum’da, Çeşme’de selülit ve lahmacun fiyatından başka haber yapılacak şey yok mu? Lüks mekanları geçtim en basit yerlerde bile bir litre su 10 lira, tek bir haşlanmış mısır 20 lira.

Fotoğraf haber mi lazım? O zaman insanların kusurlarını değil güzelliklerini ve yakışıklılıklarını yayınla sayfanda. Hatta selülit avcılığı yerine Bodrum’un kaybolan mesleklerinden sünger avcılığını haber yap. Çok daha gerçek ve kamu yararı olan bir gazetecilik olur bu...

Emzik niyetine telefon

Çocuklarda emzik gitti, yerine akıllı telefon ve tablet geldi. Çevreme bakıyorum da neredeyse bütün anne ve babalar sakin oturması için çocuklarının eline bu akıllı aletleri teslim ediyor. En garibime giden, “Çocuğumun televizyon seyretmesine izin vermiyorum” diye övünüp, sonra çocuğu sanal dünyaya teslim eden aileler. Oysa televizyonda kanalına göre iyi kötü arkadan ne gelebileceğini biliyor insan. Küçük yaşta büyük bağımlılıklar yaratıyoruz haberimiz yok maalesef...

Solaryuma veda zamanı mı?

“Bize ayrılan sürenin sonuna geldik”

Televizyon canlı yayınlarından aşina olduğumuz bu cümleyi şimdi solaryum sektörünün kurma zamanı geliyor. Avustralya’da iki yıl önce başlayan ‘solaryum yasağı’ şimdi kıta Avrupa’sına geldi. Belçika bu konuda ilk adımı atan ülke oldu, Hollanda’nın da eli kulağında.

Şu an uygulamanın nasıl olacağı tam olarak belli değil ama müşterilere solaryumun kansere neden olabileceği uyarısının yapılması kararı daha önce alınmıştı, bunun üzerine daha ne yapılabilir, Belçika Ekonomi Bakanlığı ve sektör temsilcileri tartışıyor.

Solaryum, kabul edilebilir sınırların oldukça üzerinde radyasyon yayması nedeniyle başta cilt kanseri olmak üzere çeşitli kanser türlerinden sorumlu tutuluyor. Bilim insanları verdiği zararın solaryumun D vitaminini artırma faydasının yanında çok daha büyük olduğunu söylüyorlar. Görünen o ki, solaryum sektörü giderek tütün gibi sağlığa düşman bir sektör muamelesi görecek.

Arı öldürür

Hastane ya da doktora gittiğimizde hepimiz, “Alerjiniz var mı?” sorusuna “Hayır yok” diye cevap veririz. Oysa çoğumuz bilmeyiz neye alerjimiz olup olmadığını. Bilmeyiz zira, alerji testleri pahalı testler, bilmeyiz alerji bizim için fazla ciddiye alınacak bir durum değil diye düşünürüz.

Oysa alerji zaman zaman ölümlerle sonuçlanabilecek kadar ciddi bir hastalıktır. Arefe günü arı sokmasından dolayı iki kişi öldü Türkiye’de. Ölenlerden birini, elinden sokmuştu arı ama genç kadın arı alerjisi olduğunu bilmediği için can verdi. Oysa alerjisi olduğunu bilse, hemen bir sağlık kuruluşuna gidip adrenalin iğnesi olsa şimdi hayatta olacaktı. Şaka değil bazı kişilerde arı sokması sonucu ölüm 30 dakikada yaşanabiliyor ve alerjisi olduğunu bilmeyenler bu süreyi kolaylıkla harcayabiliyor. O yüzden pahalı diye genellikle es geçilen alerji testlerini yaptırmakta büyük fayda var.

Kurabiyesi güzel, tabelası çirkin

Zor duruma düştüğünden beri Yunanistan için Türk turistler oldukça önemli. Bir sürü yerde restoranlar Türkçe bilen personel çalıştırıp, Türkçe menüyle hizmet veriyor. Bu bayramda da binlerce Türk, Selanik dahil Yunanistan’ın kıyı şeridine akın etti. Akın o kadar büyüktü ki, İpsala sınırı yükü kaldırmadı, yüzlerce araç Edirne’ye Pazarkule kapısına yönlendirildi.

Yunanistan’a kara yoluyla 30 yıl önce giden biri olarak Türklere bakış açısının tamamen değiştiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Tarihteki düşmanlıkları hatırlatan tek simgeyi Kavala’nın giriş ve çıkışında, iki ayrı yerde gördüm. Rumca ve İngilizce “Kıbrıs’ı Hatırla” yazan ve KKTC sınırlarını kan renginde gösteren tabelaları görünce insanın canı sıkılıyor. Aşırı sağ Altın Şafak Partisi üyelerinin geçmişte Türkiye konsolosunun aracına saldırdıkları şehir de yine Kavala olmuştu. Selanik Belediye Başkanı, Türklere vize kalksın diye Atina’da lobi yaparken Türkiye’ye 160 km daha yakın Kavala’da olan bu. Diplomasi ve siyasetin yapabileceği fazla bir şey yok ama Türk turistlere önerim bundan böyle Kavala’ya bağlı turistlik yerlerde konaklamamaları, Kavala kurabiyesi almak için kuyruk oluşturmaktan vazgeçmeleri. Beni katil olarak gören şehre ne vergi öderim, ne de ekonomisine katkı sağlarım!