Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İstanbul’da hâlâ görevde olan bir ilçe belediye başkanı var. Yıllar önce düzenlediği festivali duyurmak için gazetelere verdiği ilanda, sanatçıların küçücük kafa fotoğrafları ve kendisinin yarım sayfa boy fotoğrafını kullanmıştı. Sertab Erener’in Çatalca Belediye Başkanı’yla yaşadığı tartışma getirdi aklıma o ilanı. Çatalca Belediye Başkanı’nın ‘parayı veren düdüğü çalar’ tarzı konuşmasını doğrusu itici buldum. Buna rağmen üzerinde durmayacaktım ama Silivri Belediye Başkanı da “Terbiyesiz, ben olsam sahneden indirirdim” gibi sözlerle tartışmaya dahil olunca dayanamadım.

Haberin Devamı

SANKİ BABA PARASI HARCIYORLAR

Birincisi, ‘Parasını ben veriyorum ben ne dersem o olur’ demek aslında daha büyük bir terbiye kusuru.

İkincisi, verdiğin ücret cebinden ödediğin bir para değil, belediye bütçesinden ödenen, yani o ilçede oturan herkesin payı olan bir para.

Üçüncüsü, sanatçıya saygı duymak gerekir, protokol koltuğu merakı nedeniyle hiçbir sanatçı protestolar ya da homurtular arasında şarkısını söylemek istemez.

Dördüncüsü, yasalar ilçe belediyelerine elde ettikleri gelirler karşılığında çeşitli sorumluluklar yüklüyor. Nüfusu 50 binden fazla olan yerlerde, kadın sığınma evi açmaktan tutun da doğal afetlere hazırlığa kadar çeşitli maddeler var. Sorsan çoğu ilçe belediyesinde konserlere harcanan para asıl görevlere harcanmıyor.

DİZİLER ADAMI EVİNDEN EDER

SANKİ BABA PARASI HARCIYORLAR

İstanbul’un köklü ailelerinden birine, geçtiğimiz günlerde bir teklif iletildi: “Oturduğunuz yalıda haftanın iki günü dizi çekmek istiyoruz, ayda 200 bin TL kira verebiliriz. Meydana gelebilecek tüm zarara karşın evinizdeki eşyaların sigortasını yaptıracağız, çekim günlerinde de sizi dilediğiniz beş yıldızlı otelde ağırlayacağız.”

Aile, bu teklifi kabul etmedi. Hemen hemen aynı günlerde, hâlâ ekranlarda olan ünlü bir müzisyen, içine oldukça fazla masraf ettiği evini dizilere kiralamak için önemli bir emlak ofisinin kapısını çaldı. Benzer bir sürü haberi arka arkaya sıralayabilirim size ama hepsi aynı kapıya çıkıyor. Dizi çekimleri için mekan kiralamak artık yeni bir sektör haline geldi Türkiye’de.

Haberin Devamı

Zekeriyaköy civarlarında aylık 40 bin TL’ye çözülebilen kiralık mekan sorunu, Boğaz gören yerlere yaklaştıkça fiyatları da artırıyor. Alan razı, satan razı bana ne ama aklımda mutlaka cevabını bulmak istediğim bir soru var: Seyirci olarak siz, çok güzel manzarası olan bir evde çekilen bir dizinin müptelası oldunuz mu?

POLİS OLMAK ÇOK KOLAY

Bir arama motoruna polis üniformaları yazın, sonra da çıkan sonuçlara bakın. Onlarca şirket tepeden tırnağa polis üniforması satıyor. Sadece polis de değil, infaz koruma memuru ve asker üniformaları da var. Eğer paranız varsa, beş dakika zaman harcayarak ister trafik polisi, ister çevik kuvvet, isterseniz de özel harekat polisi olabilirsiniz. O kadar detaylı ürünler var ki, tabanca kabzasına yapıştırılan ay-yıldızdan tutun da nakış kıdemli armaya kadar istediğinizi buluyorsunuz.

Terörle çok ciddi mücadele veren, 15 Temmuz’da darbe tehlikesi atlatmış bir ülkede, kötü niyetlilerin güvenlik zaafı yaratabilecek malzemelere bu kadar kolay ulaşmaması gerek. En azından mantık öyle söylüyor.

Haberin Devamı

İNTERNET DEDİĞİN BİR SERVET

SANKİ BABA PARASI HARCIYORLAR

Türkiye’de internet kullanıcılarının ödediği faturaların yüksek olduğu hep konuşulur durur. Önce halimize şükür dedirtecek rakamları yazayım: Etiyopya’da aylık internet abonelik ücreti 197 dolar. Bu rakam Türkmenistan’da 169, Angola’da 166, Myanmar’da 150 ve Özbekistan’da 143 ABD doları. Daha internetin hızını değil, varlığını konuştuğumuz yerlerdeki rakamlar böyle. Bu rakamları, bir de o ülkelerin kişi başına düşen milli gelir rakamlarıyla karşılaştırınca, bildiğin servet ödüyor adamlar. Eğer oralarda izdivaç programları yapılıyorsa, evinde internet aboneliği olanın talibi çok oluyordur tahminen.