Bebek’te, 6 bin 500 metrekare arazi üzerinde 2 bin metrekare büyüklükte
“Ne alaka?” diyeceksiniz, Barcelona futbolcusu Neymar için ödenen 222 milyon euro bonservis bedeli üzerinden yaptım bu hesabı. Tek bir futbolcu için bugüne kadar ödenmiş en yüksek bonservis bedeli bu. Neymar’ı transfer eden ve futbolcuya ödenen ücretle birlikte yaklaşık 400 milyon euro bir parayı gözden çıkaran Paris St. Germain takımı, bu meblağı nasıl çıkarır ya da çıkarabilir mi bilmem.
Bildiğim 2013’te 54 milyon euro’ya aldığı futbolcuyu, 2017’de 222 milyon euro’ya satan Barselona’nın bu işin asıl kazananı olduğu.
FARKLI BİR BEYAZ..
Bir bravo yetmez, aslında üç bravo da az ama başlığa bu kadar sığdı. Şu Bodrum’da, eşinin teknede bir kadınla öpüşme hikayesinden sonra herkesin ne diyeceğini merak ettiği Hande Bermek’e tüm bravolar. Niye diyeceksiniz, kırgınlığını medya üzerinden anlatma ihtiyacı duymadığı, kadınlık gururu üzerinden sempati ya da anlayış toplamaya çalışmadığı için bravo... Ağzından çıkan cümlede ki sıralaması, “İnsan, kadın, eş ve en önemlisi anne olarak yaşanan bu deneyimi sevgiyle kucaklıyorum” için bravo. Boyun posun devrilsin demek yerine karşısındakini iyilikle utandırmayı bilen tavrı için bravo... Ve en sonunda beklenen cevabı için “Eğer ve hâlâ gerekliyse” şartlarını koyduğu için bravo. Öteki kadına sallamak, yok saymak, yüzüne söylemen gerekenleri medyaya söylemek, bu tür durumlarda çok gördüğümüz bir örnekti. Hande Bermek hem ezberleri bozdu hem de iyiliği ve olgunluğuyla aslında değerli ve farklı biri olduğunu gösterdi, görmesi gerekenlere...
Aşk terlik getirmektir
Benim çocukluğumda nevresim takımları vardı, üzerinde aşk ile başlayan onlarca cümle olurdu ve devamında da güzel bir söz yer alırdı. Alişan ve Berdan Mardini gibi isimler üzerinden yürüyen terlik getirme mevzusuna girme ihtiyacını da bundan duydum. Ayağına terlik gelmesi bu kadar yüceltilecek bir durum mu, oradan başlamak lazım. Parasını ödediğin evdeki yardımcı da, cinsine göre eğitim alan köpek de terliğini getirir insana sonuçta.
Ama bir ilişkiden, sevgiden söz ediyorsak terlik getirmenin lafı mı olur? Başarısız olduğunda, canın yandığında, sadece onun yanında teselli bulduğun birinin olması değil mi aşk? Kazandığın başarıyı, parayı paylaşmak istediğin tek bir özel insan olması değil mi aşk? Bir kadını ekonomik güçlükler karşısında fedakâr olmaya iten, takılarını bozdurmaktan tutun da daha ucuz berbere gitmeye ya da saçını evde boyamaya götüren, taksiden inip minibüse, minibüsten inip yakın yerlere yürüme duygusunu veren de aşk değil mi? Bir kadının duyduğu sevgi ve saygıyı terlik getirmekle ya da kahve yapmakla tanımlamak maçoluk güzellemesi olur ancak.
Oysa kadın ya da erkek, terliğini de getirir, ayaklarını da yıkarsın, bunlar gerçek bir sevginin sağladığı moral konforun yanında devede kulak bile sayılmaz, sayılmamalı. Ama burası Türkiye. Boşandığı ve kendisine çocuklar veren eşinin, kendisinden sonra cinsel hayatı olamayacağını söyleme cesaretini kendisinde bulan adamların ülkesi.
Erkekler, evlenecekleri kadının terlik getirmek, ve kahve yapmak gibi görevlerini söyleyebilirler ama siz evlenecek bir kadının işte ya da evde çok yorulduğumda omzuma masaj yapacak, bulaşığa da yardım edecek dediğini duydunuz mu hiç? Duyamazsınız, duyamayız, çok yazık...
Emoji çevirmenliği