Ünlü yönetmen Tolga Karaçelik halk otobüsüne binerken görüntülendi.
Aynen bu cümleyle verildi haber internet sitelerinde.
Sanki adam kumarhaneye ya da başka bir yere girermiş gibi...
Rahmetli Tuncel Kurtiz de belediye otobüslerine binerdi.
Ne oluyor otobüse binince, kaftanındaki inciler mi dökülüyor?
Sanatla uğraşan insanların belediye otobüsüne binmeleri gerektiğine inanan ve belediye otobüslerine sık binen biri olarak soruyorum bu soruyu?
Üstelik sadece ulaşım değil, sokaktaki insanın ne konuştuğunu, ne düşündüğünü öğrenmek adına da iyi bir fırsattır toplu taşıma araçlarını kullanmak.
İstanbul’u Nişantaşı, Bebek, Cihangir ya da Moda’dan ibaret sanmakla, otobüse binen sanatçıya şaşırmak arasında pek bir fark yok aslında.
Ama insan üzülüyor, zira bu tarz haberleri yapan meslektaşlarım da işe
otobüsle gidip gelen arkadaşlar...
ZENGiN ÇOCUKLARI
Sosyal medyada, her ülkeden, zengin çocuklarının paylaştıkları fotoğrafların haberi yapılıyor bu aralar.
Ülkeleri farklı ama yaşamları, pozları, neredeyse aynı. Aynı lüks markalar, arabalar, birbirine benzeyen mekanlar ve aynı marka içecekler.... Dinledikleri müzikler, dans ediş şekilleri bile aynı...
Kapitalizm tek tip ve sadece tüketerek var olan bir insan türü yaratmayı başardı sonunda...
KAR TAKVİMİ....
İstanbul’a ilk kar tahminen salı gecesi düşecek.
Bu konuda benim tahminlerine en çok güvendiğim isim İTÜ’den. Prof. Dr. Orhan Şen.
Hoca, daha çok Boğaz ve Anadolu Yakası’nın kar yağışı alacağını söylüyor.
Böyle zamanlarda kurumların iş takvimlerinin ertelenmesi gerektiğine inananlardanım.
Mesela planlı elektrik kesintisi ya da su kesintisi olmamalı böyle günlerde.
Sonuçta kombilerin çalışması gerekir kar yağarken...
Ya da okullar tatil olacaksa, meteoroloji bilgilerinin uydudan alındığı bir çağda, kararın çocuklar evden çıkmadan verilmesi gerektiğine de inanıyorum.
Dinleyen olur mu bilmem, ama yazmasam olmazdı...
600 DOLARLIK YEMEK
Dünyanın en pahalı lokantası olarak her yerde Japonya’daki Kitcho’nun adı geçiyor.
Kişi başı ortalama 600 dolar hesap ödenen bir yerin böyle bir listede olması şaşırtıcı değil belki.
Şaşırtıcı olan Kitcho’nun yemeklerinin tadından çok sunum ve serviste gösterdiği özenle ön plana çıkmış olması.
Demek ki, hizmet kalitesi en az yemek kalitesi kadar önemliymiş....
İstanbul’da harika tatları olan ama servis konusunda sıkıntı yaşayan mekanların, bu örneği incelemelerinde büyük fayda var.
ÇOK SIKILDIM...
Magazin dünyasında yaşanan tartışmalarda “Benim üç günlük yemek faturam”, “Kuaför param” kıyaslamalarına alışmıştım. Deniz Akkaya, Şebnem Schaefer’a “Üç günlük benzim parama...” diye başlayan cümle kurunca apışıp kaldım. Yine de şu üç gün faturalarından çıkmak lazım.
Boşanma sürecinde Gülben Ergen’in üzerine çok fazla gelindiğini, durmadan “İlişkim yok” demek zorunda bırakıldığını düşünüyorum. Ancak siyasi ya da özel, sıkıntılı her konuda, hep üç çocuk annesi olduğunu hatırlatmasına da gerek olmadığı kanısındayım.
Rüzgar Erkoçlar’ın özel hayatına dair haberlerden ve saçma sapan sebeplerle durmadan bir Kerimcan Durmaz haberi okumaktan çok sıkıldım...
UÇAKTAN KORKANLARA GÜZEL HABER
Birçok insan uçak yolculuğu sırasında türbülansa girmiş ve korku yaşamıştır.
Önce iyi haberi söyleyeyim, bir sene içerisinde uçaklar çok daha az türbülansa girecekler.
ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi uzaya yeni bir uydu fırlattı.
Bu uydu, dünyanın en gelişmiş hava uydusu olacak ve her 15 dakikada bir kuzey yarı küreyi tarayacak.
Fırtına bölgelerindeki bilgilerse her 30 saniyede bir güncellenecek.
Hava yollarına da hizmet verecek olan uydu, 2017 yılının ikinci yarısında faaliyete geçecek.
Bu iyi haberdi ama uçuş korkusu olanlara iki notum daha var.
Birincisi, pilotlar ucuş öncesi meteoroloji raporlarından ve uçuş sırasında kokpit radarından zaten türbülans olan yerleri bilirler.
Sıkıntı yaratanlar, genellikle açık hava türbülansı denilen ve önceden bilinmeyen türbülanslardır.
İkinci notum da şu, bir uçuşun en riskli anları kalkıştan sonraki ilk üç dakika ve inişten önceki sekiz dakikadır.
Kalan süre, bir uçuşun riski en az olan zaman dilimidir...