Gülben Ergen ile Erhan Çelik boşanıyor ya, neden boşandıklarına dair dedikodu kazanı kaynıyor... Neden boşandılar biliyor musunuz?
Birisi Facebook’ta lisedeki flörtünün peşine düşmüş, diğeri ofiste
biraz flört etmiş... Biri kaynanasından şikayetçiymiş, diğeri sohbet
odalarında ve bilgisayar başında fazla zaman geçiriyormuş, orada neler yapıyorsa Allah bilir! Birinin alışveriş yapma bağımlılığı varmış, diğeri çok kıskançmış, eve gelecek akraba ve arkadaşlara bile karışıyormuş...
“Yok canım!” diyorsunuz değil mi? Neden boşandıklarını ben de bilmiyorum ama boşanan herkesin olduğu gibi geçerli gerekçeleri vardır onların da...
Şöhret olan insanların mutlulukları da üzüntüleri de, evlilikleri de boşanmaları da sıradan insanların yaşadıklarından farklı değildir. Boşananlar bir şey söylemediğine göre, konuyu bu kadar çok merak etmenin anlamı da yok, bize bir faydası da...
EN KÂRLI YATIRIM
Bugün 31.9 milyon dolar yatırdığınız bir işten 18 yıl sonra 179.4 milyon dolar kazanabilirsiniz. Yok, ne petrol, ne altın ne de elmastan böyle bir para kazanılabilir. “Peki nasıl olur?” derseniz, cevap: Doğru sanat eserlerini toplamak.
Picasso’nun resmini gördüğünüz tablosu 1997’de 31.9 milyon dolara satılmıştı, 2015’te 179.4 milyon dolara el değiştirdi.
‘Cezayirli Kadınlar’ (Version O) adlı eseri, yakın bir arkadaşının ölümü üzerine yaptı Picasso. Aslında seri resimlerdir ama en değerlisi budur. Üstelik dünyada en yüksek bedel ödenmiş sanat eseri olma özelliğini taşıyor.
YÜKSEK LİSANS MI, KAYNANA EMİNE Mİ?
Bugün ne bir üniversite mezunu, ne de yüksek lisans ya da master yapmış biri aylık 13 bin 500 TL maaşla işe başlayabilir.
‘Gözüm Sende’ programındaki kaynana Emine Hanım, iddia o ki, bölüm başı 3 bin 500 TL’ye, yani aylık 13 bin 500 TL’ye anlaşmış yapımcılarla.
Bu rakamları duyunca, televizyon, ekran önü, müthiş cazip geliyor gençlere. Oysa kazın ayağı öyle değil...
Sabun köpüğü yüzler çıkar, bir süre para da kazanır ama sonra kaybolur giderler. Kaynana Semra, Tülin-Caner ikilisi, BBG Hülya gelip geçtiler, kaynana Emine Hanım’a da aynısı olacak.
İtirazınızı duyar gibiyim, ayda 13 bin 500 TL elbette iyi para ve yöneticiler dahil çoğu kişi böyle bir maaş almıyor ama fark etmez. Önemli olan belirli bir süre elde edilen gelir değil; hayat boyu ve üzerine koyarak elde edeceğiniz gelir. O yüzden hiç ama hiç öykünmeyin bu örneklere!
HEM TEŞHİRCİ HEM RÖNTGENCİ....
Türkiye’de sosyal medya konulu ilk TV programını 2010’da ben yapmıştım.
Yayın öncesinde “Sosyal medya nedir?” sorusuna çalışırken Macar bir sosyoloğun yaptığı harika bir tanımlama okumuştum:
“Her insanın içinde teşhirci ve röntgenci yanları vardır. Sosyal medya her ikisini de besleyen alan.” Bu açıklama üzerine çok düşünmüştüm ama pazar günü emin oldum.
Yılmaz Erdoğan’ın gösterisine giden bir sürü arkadaşım, finali seyrederken videoya çekip sosyal medya hesaplarında paylaştılar.
Artık bir yerde olmak değil, orada olduğunu duyurmak; bir şeyi yapmak değil, onu yaptığını herkese ilan etmek devrinde yaşıyoruz. İçimizdeki röntgenci ve teşhirci giderek doymak bilmez bir hale geldi yani...
DIGITURK YÜZDE 60 ZAM YAPMAZ
Digiturk, yılda KDV dahil 590 milyon dolar para ödeyecek futbol yayınları için. Eskiden ödedikleri para
425 milyon dolardı,
yıllık fark 165 milyon dolar. Bu bile başlı başına bir zam sebebi sayılabilir aslında ama başka sebepler de var.
Mesela yayınladığı yabancı dizi ve filmler için de ödemeyi dolar olarak yapıyor Digiturk. Bir kurum düşünün ki kanal taşıma ücreti hariç tüm gelirleri Türk Lirası, giderlerinin de neredeyse tamamı Amerikan Doları olsun. Böyle bir tabloya rağmen Digiturk, abonelere zamdan önce başka seçenekler sunacaktır.
En büyük şans, Digiturk’ün yeni sahibi olan beIN Media Group. Dünya genelinde
38 kanalları var ve bunlardan 20’si spor yayını yapıyor.
Bu sayede Süper Lig maçları, tarihinde ilk kez başka ülkelere satılabilir. Düşünsenize, 5 milyon gurbetçi olmasına karşın tek bir Avrupa ülkesine paket olarak satılamamıştı Süper Lig.
Bir diğer adım, Lig TV’leri sadece maç önü-arkası değil; tüm hafta reklam kuşaklarını ağzına kadar doldurmak olacaktır. Bu bilgi birikimine de sahip beIN Media Group.
Gelelim asıl önemli noktaya; Digiturk, bireysel abone sayısı ya da rakamlarıyla futbol harcamalarını karşılayamayacağını biliyor. Bu yüzden kurumsal abone denilen ve toplu gösterim olan yerlerin sayısını ve gelirlerini artırmaya çalışacaktır ilk başta.
Sonra 1. Lig karşılaşmaları ve özet satışından elde edilecek gelirler de var. Dolayısıyla Digiturk için öncelik yüksek bir zam yapmak olmayacak. Bir süre finansman sağlayıp sonraki yıllarda kâr etmeyi tercih edeceklerdir.
“Yüzde 60 zam gerekebilir” diye yazan Sina (Koloğlu) abiyi 1995’ten beri tanırım, asla laf olsun diye yazmaz.Sadece doğru hesap yapabilmek için bireysel abone gelirlerini öne koymamak gerekir.