Çarşamba günü Mustafa Ceceli adı kötü bir başlıkla saatlerce sosyal medya gündeminde kaldı. Üşenmedim okudum çoğunu. Neler neler yazılmış, anlatamam, anlatmak da istemem doğrusu. Tüm bunların sebebi Mustafa Ceceli’nin bir hafta içerisinde, önce boşandığını sonra da evleneceğini duymuş olmamız. Peki Mustafa Ceceli, bir günahsızlık rol modeli falan oldu da bizim haberimiz mi yok acaba?
Tamam muhafazakâr bir isim Mustafa Ceceli ama karısından boşanan sonra da başkasıyla evlenen tek kişi o mu?
Her genç kızın rüyası...
Benim çocukluğumda bir dikiş makinesi reklam filminde kullanılan slogandı bu başlık. Kadın hakları mücadelesiyle tanıştığım yıllarda, kadına evde biçtiği rolden dolayı hep kötü hatırladım bu reklamı. Ancak günümüzde 5 dakika için bile olsa şöhret olma merakı o kadar yayıldı ki, reklama eskisi kadar sinir olmuyorum.
Nereden aklıma geldiğini de yazayım ki konu havada kalmasın. Bir izdivaç programında sık sık göbek atarak dikkat çekmeye çalışan daha sonra bu işi Periscope’da canlı yayınlara taşıyan birisi yeniden çekilecek Cennet Mahallesi dizisinin oyuncu kadrosuna girmiş. Normal, aklı başında olmanın giderek bir anlam ifade etmediği bir ülke haline geldik biz. Bu sadece izdivaç programları için değil, spor ve siyasi tartışma programları için de geçerli...
Dikkat edin, dinlemeyi bilmeyen, karşısındakine saygı duymadan konuşmayı meziyet sayanlar, hep en popüler konuk haline geliyor.
Bir güncelleyin kendinizi arkadaşlar....
Bir sürü devlet kurumunda ya da online devlet uygulamasında sistem nüfus kağıdı numaramı soruyor. İyi de arkadaş ben çipli kimlik kartı taşıyorum artık ve nüfus kağıdı seri numaram yok. İster istemez işlem yapamıyor insan. Sadece bu mu? Telefon bankacılığı için de aynı durum geçerli. Geçenlerde bir tanesi güvenlik işlemleri sırasında nüfus kağıdı seri numaramı sordu. Dedim ki yok ama vatandaşlık numaramı, adresimi, anne kızlık soyadımı neyi isterseniz sorun söyleyeyim. İlk başta ‘prosedür’ falan dedi ama sonra o da talebin mantıksızlığının farkına vardı. Türkiye’de yeni kimlik kartına geçen yüz binlerce insan var. Neredeyse tamamı artık nüfus cüzdanı ve haliyle seri numarasına sahip değiller. Kimlik doğrulatmanın onlarca yolu var ve seri numarası işini artık bir kenara bırakmak ve güncellenmek gerekiyor.
Bu fotoğraf hiç olmadı...
Adana Çukurova’da, şehit ailesine haber vermek için kapıda beklerken çekilmiş bu fotoğraf. İHA servis etti, videosu da var yani o anın.
Büyük sırrı açıklıyorum, Hıncal Uluç ve NTV eleştirileri...
Son 1.5 yılda Hıncal
(Uluç) Abi, NTV hakkında
olumsuz 24 tane yazı yazmış.
Bu hafta, NTV’den Korhan Varol, Hıncal Uluç’un yazısının diline ve içeriğine kızdığı için verdiği cevapta yazdı bu bilgiyi. Peki Hıncal Uluç neden TGRT’yi ya da 24 TV’yi ya da kendi çalıştığı gruba ait A Haber’i değil de aralıksız NTV’yi eleştiriyor? Kendi gazetesini neredeyse her hafta eleştiren bir adam olduğu için çekindiğini sanmak doğru olmaz. İşte büyük sırrı açıklama zamanı geldi, çattı:
Hıncal Abi durmadan NTV’yi eleştiriyor çünkü çoğunlukla NTV seyrediyor.
İnsan seyrettiği kanalı eleştirebilir en kolay. Bir düşünün, televizyonda seyretmediğiniz bir dizide olan bitene dair konuşabilir misiniz?
Konuşamazsınız, Hıncal Abi için de aynı durum
geçerli. Ertuğrul Özkök, muhabir kökenli değildir, Bülent Ecevit’in 1980 darbesinin ardından çıkardığı Arayış Dergisi sayesinde girmiştir medyaya. Ama Hıncal Abi muhabirlikten gelme bir adamdır. Dilini çok sert bulduğunuz ya da haksızlık yaptığını düşündüğünüz zaman arayıp ya da mail atıp sitem etmek, düzeltme istemek haktır ve açıktır da buna.
Ama “NTV’ye takık, hep bizi yazıyor” derseniz, o zaman belki siz de haksızlık ediyor olabilirsiniz.