Bu memleketin en uzak köyünde bir kadın ayrıldığı eşi tarafından tehdit edilse, önü kesilse, ayağa kalkıyoruz hep birlikte, iyi de yapıyoruz. Ama söz konusu Gülben Ergen olduğunda, ne kadın, ne de insan muamelesi yaptık ona. Bir düşünün, oturduğunuz sitenin garajında, birisi, üstelik ayrıldığınız, duygusal olarak yaralı ve öfkeli birisi, otomobilinin içinde sizi bekliyor. Rahatsız olmaz ya da korkmaz mısınız?
Peki bir insanın korkması ve kendini tehdit altında hissetmesinden daha kötü ne olabilir? Şarkıcı geçmişte, magazin sayfalarına, evlilikleri ya da ayrılıklarıyla konu olmuş olabilir. Öznesi Ergen olan her haber illa bir magazin haberi değil ki... Bir kadının aracına, eski eşi tarafından zarar verildiğinde “Ne oluyoruz?” mu denir yoksa “Otomobilimi bıçakladı da ne demek, ne saçma!” diye dalga mı geçilir?
Öznesi Ergen olan bir şiddet haberiyle dalga geçtiğimizin farkına varmamız gerekiyor artık. Magazin sayfalarındaki portresine dair çok sayıda eleştiri yazısına imza atmış birisiyim. O portreyi eleştirmiş olmam, kadına şiddet söz konusu olduğunda şarkıcının yanında durmama engel olamaz, olmamalı. Bir insan, kadına şiddete ya karşıdır ya da değildir, öznenin kim olduğuna bakarak karar verilmez böyle bir durumda. Bu hafta, evde, çocuklarına dair bir fotoğrafın izinsiz paylaşılmasından dolayı, Erhan Çelik hakkında bir karar verdi mahkeme.
Neden ayrıldılar, hatalı kimdi, Çelik mi suçlu, Ergen mi? Bilmiyorum, açıkçası ilgilenmiyorum da... Ancak kim haklı olursa olsun, ayrıldıktan sonra karşı tarafın tehdit altında hissetmesine ve korkmasına neden olacak şeyleri yapana itiraz etmek gerekir. Adı ister Ayşe olsun, ister Gülben, ister çok sıradan hayat yaşayan bir kadın, ister bir ünlü fark etmez... Sonuçta insandan söz ediyoruz...
Gazetemizin Yılın Sporcusu
Ödülleri gecesinde çekildi bu kare. Ödül alanlar oldu, aday gösterilip alamayanlar da ama tüm spor camiası kazandı.Kazandılar çünkü adlarına düzenlenen geceye, son derece şık kıyafetlerle katılıp, içinde bulundukları sektörü yücelttiler. Altın Portakal’da entel gözükmek adına jean üzerine ceket
giymeyi marifet sanan sinemacılara selam olsun...
Yalısını bilmek yetmiyor!Selin Ciğerci, bir sosyal medya fenomeniymiş, bu yazıyı yazmadan önce bakıp öğrendim. Bu kişi, ABD’li yıldız Kim Kardashian’a sosyal medya üzerinden mesaj atıp, Miami’de kullanmadığı yalısı olup olmadığını sormuş.
Gırgır gibi duruyor ama aslında büyük gaf bu. Kardashian sadece ünlü bir magazin figürü olmanın ötesinde, azılı bir Türkiye düşmanıdır. Los Angeles Lakers ve NBA’in yıldızı Kobe Bryant, THY reklamlarında oynamaya başladığında, kıyametleri koparmış birisidir.
Bir sürü röportajında Türkler’i soykırım yapmakla suçlamıştır. 2003 yılında ölen babası, Türkiye aleyhine açılan tazminat davalarını takip eden Ermeni asıllı bir ABD vatandaşıydı. Baba tarafından soyağacına baktığınızda dedesi Karslı, babaanesi de Erzurumlu... Magazin figürü olsa da, kalçaları, makyajı, evlilikleri, ilişkileri çok konuşulsa da, sadece yalılarla ilgilenmeyen bir kadın yani.
Keşke bizim fenomenler, magazin figürleri, kalçası, saçı ve makyajıyla ünlü olanlar da önce bilgiye sonra da bir duruşa sahip olsalar da, kendilerini komik duruma düşürmeseler. Yani 14 milyon dolar’a Miami’de yalı aldığını bildikleri kadının, keşke Türkiye düşmanlığını da bilseler.
Anne ve babada olmayan hakGerekçesi ister din, ister yanlış bilgi, ister etik değerler olsun, fark etmez. Anne-babaların kendi inanç ve düşünceleri yüzünden çocuklarının hayatını tehlikeye atma lüksleri yok. Avrupa’da kızamık vakaları son 10 yılın rekorunu kırdı.
Sebebi, Suriyeli göçmenler değil, başta Hollanda olmak üzere, bir sürü yerde ortaya çıkan ve kendilerini İncil Kuşağı olarak tanıtan grup... Sadece Avrupa’da yayılmıyor salgın, ABD’de de tehdit büyüyor.
New York, Rockland’de 153 kızamık vakası tespit edilince, acil durum ilan edildi. Aşısı olmayan çocukların kamusal alanlara girmeleri yasaklandı. Rockland, aşırı Ortodoks Yahudi grupların yoğun olduğu mahalller barındıran bir bölge ve salgın o kesimde yayılıyor.
ABD, aşı konusunda ilginç bir uygulamaya sahip, bir sürü eyalette mecburi aşı programı var ama bazı eyaletlerde çocuklara aşı yaptırmamanın bir cezası yok. Dünya Sağlık Örgütü, aşı karşıtlığını 2019’un en tehlikeli küresel sağlık tehditleri listesine aldı bir süre önce. Anne-babaların, çocukları reşit oluncaya kadar bir sürü kararı verme yetkileri var ama onların hayatını tehlikeye atacak bir karar vermeye hakları yok, olmamalı da zaten...
Garip olan
onlar mı, biz miyiz?Burak Özçivit ile Fahriye Evcen, bir ay sonra dünyaya gelecek oğulları Karan Özçivit adına, bir sosyal medya hesabı açmış. ‘Doğmamış bebeğe sosyal medya hesabı mı açılırmış?’ diye yazacağımı zannediyorsanız, yanılıyorsunuz.
Paşa gönülleri öyle istemiş, bir hesap açmışlar, beni alakadar eden bir tarafı yok bu tercihin. Ancak daha doğmamış bir bebeğe ait hesabı, tam 100 bin kişi takip etmeye başlayınca işin rengi değişiyor. Bu kadar mı canımız sıkılıyor bu hayatta?
Ünlülerin hayatlarını izlemeyi, gözlemeyi neden bu kadar çok seviyoruz? Garip olan doğmamış bebeklerine hesap açan çift mi yoksa biz miyiz?