Farklı yaşlardan, farklı ülkelerde yaşayan çocuk ve gençleri, intihara sürükleyen bir oyun, Mavi Balina.
Oyun cep telefonuna WhatsApp üzerinden bir linkle geliyor, yani erişim engeli falan mümkün değil. Ardından oyuna katılan kişilere tamamlaması için 50 görev veriliyor. İlk görevler mezarlıkta selfie çekmek ya da yüksek sesle müzik dinlemek gibi daha zararsız olanlar. Ama ardından süreci yöneten kişiden daha zor görevler gelmeye başlıyor.
Kimseyle konuşma, kol ve bacaklarında kesikler oluştur ve son görev olarak da ya yüksek bir yerden atla ya da kendini bir yere as emri geliyor.
Hindistan’da 17 yaşındaki bir kız intihar etmek için göle atladı, son dakikada kurtarıldı, ifadesinde “Ölmezsem, annemi öldürecekler” dedi ki bu da oyuncuların yer yer tehdit edildiği iddialarını doğruluyor. Oyunun Rus yaratıcısı ülkesinde üç yıl hapse mahkum oldu ve duruşmalardan birinde kurbanlarını “Biyolojik pislikler” olarak tanımladı ama fark etmez, Mavi Balina şu an çok konuşuluyor ve konuşulan şeyler her zaman cazip gelir insanlara. Önce evde, sonra serviste sonra da okullarda bu işi çok sıkı tutmak, iletişim özgürlüğüne falan aldırmadan çocukların yazışmalarına mutlaka bakmak gerek...
Vale ücretleri nereye?
İstanbul’da lüks mekanların vale ücretleri giderek saçma bir hal almaya başladı. Eğlence mekanlarında gece, müşterinin kafa durumuna göre uygulanan tarife, gündüz saatlerinde de çığırından çıktı. Pazar sabahı araba başına bir sürü mekanda 20-30 TL para alınıyor müşterilerden. Alışveriş merkezleri desen orada da fiyatını 30 TL’ye kadar çıkaranlar var. Hadi bunlar keyfe keder yerler ama hastanelerde de fiyatlar 20 TL seviyesine ulaştı.
“Kardeşim pahalı geliyorsa verme arabanı” diyenler çıkacaktır ama durum tam olarak öyle değil. Özellikle Boğaz hattında ve Fenerbahçe civarındaki mekanlarda valeler aldıkları arabaları zaten sokaklara park ediyor, orada oturanlar bile park yeri bulamıyor. Üstüne üstlük bir dünya para alan valelerin hatalı park etmesi nedeniyle bir sürü insanın adresine trafik cezası gidiyor. Genellikle resmi fiş de verilmeyen bu işlerden, kim ne kadar kazanç sağlıyor, ne kadar vergi ödüyor diye merak eden var mı acaba?
Adisyona bakmak ayıp değil
Bizim memlekette öğretilmiş erkeklik raconudur, hesap geldiğinde adisyon incelenmez, ne yazıyorsa ödenir. Geçtiğimiz hafta dört arkadaş, hemen her zaman
Kilyos’a gelirken geçtiği Bahçeköy’de iki kavunun 10 liraya satıldığını gördüğü için canı sıkılır bu duruma. İçeriye girip, çoğu zaman selamlaştıkları patronu sorar. O akşam ne patron vardır ne de her zaman hizmet aldıkları şef. Hesabı getiren garsona döner, “Biz her hafta buraya geliyoruz, bu nasıl bir hesap, kazıklayacak başka adam bulamadın mı?” diye sorar.
Hemen her yerde yaşanan bu diyaloğun şaşırtıcı kısmı da tam burada başlar işte...
Garson “Rica ederim niye kazık atalım ki falan demez ve gayet pişkin bir şekilde “Pardon abi” der, hesap da normal rakama döner hemen. Bir restoran kapısında menü ve fiyatları inceleyen turistleri gördüğünde “Avrupalı farkı” denen bir ülkede, gelen adisyonu incelemeden hesap ödemek, delikanlılık göstergesi sayılıyor nedense.
Garip, hakikaten garip...
Tesettürlü model barometresi...
ABD’de bir güzellik yarışmasına tesettür ve tesettürlü mayoyla katılan ilk isim olmuştu Halima Aden... İlk turda elendi ama önemli bir manken ajansıyla sözleşme imzaladı. Ardından New York, Milano gibi moda zirvesi olan yerlerde podyuma çıktı. Sadece güzel değil, hikayesi de son derece ilginç Halima Aden’in... Kenya’da Birleşmiş Milletler’e ait bir kampta doğmuş ve yedi yaşında da ailesiyle ABD’ye göç etmiş. Ardında da öğrencilik yılları ve bahsettiğim gelişmeler yaşanmış.
Ancak sadece destek görmüyor Halima Aden, bir grup insan tarafından tepki de çekiyor.
Temmuzda kapak olduğu dergi onu “Kalıpları yıkan Müslüman model” olarak tanıttı. İşin barometre olma kısmına gelince, Halima Aden’in tüm Müslüman kadınlar için rol model olmasını ve onlara da pahalı moda ürünleri satmayı umuyor belirli tasarımcılar.
Çok kolay olacak gibi bu zira moda dünyası da politikadan fazlasıyla etkileniyor.
Amerikan Rüyası sembolü olan Halima Aden’in bu sonbahar çıkacağı defileler sanırım genel algıyı da gösterecek
hepimize...