KOCANIZ HAMİLE OLDUĞUNUZU ÖĞRENİRSE

Düşünün, eve bir telefon geliyor aile hekiminizden ve telefona eşiniz bakıyor. Doktor diyor ki, “Hamile eşinizi neden kontrole getirmiyorsunuz?” Sağlık bilgileri kişiye özeldir ama hamilelik hem anne hem de baba adayını alakadar ettiği için karşıdaki kişi söylemekte bir sakınca görmeyebilir. Şaşkın eş, “Ne, ne hamilesi?” diye sorar kuvvetle muhtemel, karşısındaki kişi de “Devletin kayıtları öyle söylüyor, yanlış olacak değil ya!” dedi mi, seyredin siz gümbürtüyü.

Boşanmadan tutun da, bu topraklarda maalesef cinayete kadar gidebilecek, en azından uzunca bir süre ağız tadı kaçırabilecek bir durum yaşanacağı kesin. Kadın o an hamile olmadığını ispat edebilir de, kıskançlık sorunu yaşayan bir kocaya anlatsanıza kürtaj falan yapılmadığını. İlla karı-koca arasında yaşanması gerekmiyor bu sorunlu senaryonun... Bir babanın kızına dair böyle bir telefon aldığını da düşünebilirsiniz.

Ressam Karolin Fişekçi’nin özel bir hastanede yanlış girilen kaydı ve ardından aile hekiminden gelen telefonlar, biraz kara mizah biraz güzel kadın kontenjanı çerçevesinde haber yapıldı. Oysa basit bir hata çok tatsız yerlere varabilir, hepimizin canını sıkacak dönülmez sonuçlara yol açabilirdi. Yeni Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sektörü en iyi bilen isimlerden biri. Medipol Üniversitesi’nin başka üniversitelerden yatay geçişlere dair en ufak bir soruya bile yönetmelikler ve benzeri yasal mevzuat üzerinden cevap verdiğinin canlı şahidiyim. Bu işin kara mizahı olmaz, Sağlık Bakanlığı konunun üzerine gidiyor, bizim de gitmemiz lazım.

Aldatılan kadın can yakmak mı ister?

Angelina Jolie’nin ‘nafaka ödemiyor’ diye Brad Pitt’ten şikayetçi olduğunu duyduğum andan beri aynı şeyi düşünüyorum. Aldatıldığı için ilişkisi sonlanan kadınlar, acaba kendilerine ihanet eden adamın canını yakmak gibi bir amaç mı ediniyor? Şaka yapmıyorum, Forbes dergisi vergilerine göre, Jolie’nin 2010-2015 arasında elde ettiği gelir, yaklaşık 100 milyon dolar.

Paraya ihtiyacı olmayan bir kadın, üstelik boşanma sürecinde “Nafaka değil, çocukların velayetini istiyorum” açıklaması yapmış olduğu halde, neden şimdi nafaka ödenmiyor diye dava açsın ki?

Brad Pitt’in avukatları da suçlamayı kabul etmemiş ve medyayı yönlendirme çabasından söz etmişler oyuncunun... Şiddetli geçimsizlik gibi yasal bir dayanağa rağmen, ünlü çiftin ayrılığının asıl sebebi Pitt’in Fransız aktris Marion Cotillard’la yaşadığı ilişkiydi. Kadınların aldatan erkeklere karşı duydukları öfke galiba hiç bitmeyecek bir intikam senfonisi haline dönüşüyor.

İnsandan gelene şaşırmamak

Berrak Tüzünataç’ın başına geleni gördünüz mü? Bir yıldır eğitimine destek verdiği genç, son desteği yolladıktan sonra engellemiş oyuncuyu... İnsandan gelen şeylere şaşırmayacak kadar uzun zaman geçirdim medyada. Yine de Tüzünataç için övgü cümleleri kurmak istiyorum. Bir, bu yardımını asla bir PR malzemesi olarak kullanmadı. İki, böyle bir vefasızlık yaşamış olsa bile, kendisine bu haksızlığı yapan insanın kimliğini gizli tutma özenini gösterdi. Daha genç Berrak Tüzünataç, büyüdükçe insandan gelene şaşırmamayı da öğrenecek...

Bu arada bursu alan genç de konuştu ve “Ben değil, kıskanan sevgilim engelledi” diye açıklama yaptı. Güvensizlikten birilerinin sosyal medya şifrelerine sahip olan, yardım edenleri bile engelleyen sevgililer dönemindeyiz. Yani başlık geçerli, insandan gelene şaşırmamak gerek.

Beyaz atlı değil, delik ayakkabılı prens

İngiltere Prensi Harry, altı delik ayakkabıyla dolaşır mı? Dolaştı işte, tüm dünya medyası da haberini yaptı. Sebep parasızlık olamayacağına göre geriye üç seçenek kalıyor. Birincisi, ayakkabının prens için manevi bir değerinin bulunması. Öyle olsa bile, tamir ettirebilir. İkincisi, bu tür şeylere dikkat etmemesi. Bu da hiç mümkün değil, zira İngiliz Kraliyet Ailesi, dünyanın en sıkı protokol kurallarının işlediği bir yapı. Üçüncüsüyse, daha şüpheci bir durum ama konuşmak lazım... Zaman zaman bütçesi çok tartışılan bir aile, acaba PR çalışması mı yapıyor? Bakın, yeni düşes Meghan Markle aynı kıyafetleri hatırlanacak sürede tekrar tekrar giyiyor. Kraliçe, kendisini değişim mesajları verdiği konuşmaları sırasında yanından ayırmıyor. Belki de, “Asılacaksan, İngiliz sicimiyle asıl” lafının karşılığıdır bu kare...

Meğer yeterince trafik polisi varmış

İstanbul Emniyeti, kadro eksikliğine rağmen büyük bir fedakârlıkla çalışıyor. Doğru mu? Doğru... O yüzden bu koca şehrin trafik denetimindeki eksikleri anlayışla karşılamaya çalışır, her gün değil, ayda bir yazardım. Ancak Uber yakalamak için harcanan mesai ve yöntemlere bakınca anladım ki, istenirse trafik denetimi gayet iyi yapılabilirmiş. Uber’e dair önlemlerle bir problemim yok ama şehrin görmezden gelinen trafik suçlarına dair ciddi dertlerim var. Madem istenildiği zaman her tür denetim fazlasıyla yapılabiliyor, o zaman trafik katillerine de bir el atın lütfen.