Yok geç kalmadım, hatta Kıvanç Tatlıtuğ’un önceki gün yaptığı açıklamayı da okudum. Konu, kimilerine göre kapanmış olabilir, bana göre kapanmadı, kapanmamalı da... “Niye?” diyeceksiniz, bu kadar kolay olmamalı bir ee bomba atmak!
Bir televizyon programında dile getirilen iddia ne? ‘ Tatlıtuğ, 2013 yılında bir reklam çekiminde tanıştığı model Sara Sampaio ile yurt dışında bir otelde buluştu. Otele ayrı ayrı girdiler ama sonra aynı odada buluştular.’ Bu iddia ekrana geldi ama haber olması için gereken ‘nerede?’ ve ‘ne zaman?’ gibi sorular cevapsız kaldı.
Merak etmek gerekiyor
Magazin programları genellikle gazetecilik değerleriyle barışık değildir ama en azından insan merak eder ve böyle bir iddiayı dile getirmenin, o ailede, o kişinin anne-babasında yaratacağı etkiyi de düşünür, empati duygusunu çalıştırır.
Mesela bu iddiayı dile getirenler, Sampaio ile Tatlıtuğ sosyal medya hesaplarından birbirlerini takip ediyorlar mı, hiç bakmadılar... Ben baktım, 54 kişiyi takip ediyor Tatlıtuğ, aralarında Sampaio yok. Sampaio da 633 kişiyi takip ediyor, onların arasında da Tatlıtuğ yok. Birbirlerini takip de edebilirlerdi aslında ama Tatlıtuğ’un “2013’ten beri hiç görüşmedik” açıklamasına daha uygun bu tablo...
‘Acaba o dönem aralarında başlayan bir ilişki mi vardı?’ diye taradım, aksine Sampio, 2013 yılındaki çekimlerden 1.5 ay sonra ‘Game of Thrones’ta Jon Snow karakterini canlandıran Kit Harington ile yakınlaşmış.
Ardından ‘Bu kadın neler yapmış son zamanlarda?’ diye tüm sosyal medya hesaplarını kontrol ettim.
Biri Yunanistan, diğeri Singapur’da basılan iki moda dergisine kapak olmuş, çekimleri ABD’de yapılmış.
Cannes Film Festivali’nde yanında erkek arkadaşı var ve ardından tek kare bir Disneyland fotoğrafı...
Sonra 2019 haberlerini taradım.
Los Angeles’ta büyük bir malikane satın almış, onun dekorasyon işleriyle uğraşmış, genellikle...
Çok uzun yıllardır birlikte olduğu erkek arkadaşı, İngiliz vatandaşı Sampaio’nun.
Hadi 60 yaşında ve parasıyla genç bir kadını etkilemiş adam, o yüzden kadın aldatmış olabilir diyeceğim, değil, o da manken kıvamında...
Yakın çevre fısıltısı
Global magazinin şekillendiği iki şehir Los Angeles ve Londra’dır, bir ihanet vakası olsa emin olun, ilk oralarda patlar haber.
İki notum daha var:
Sampaio, sosyal medya hesabını sadece profesyonel olarak kullanmamış, ilişkisine dair kareler de paylaşmış ve okuduğum tüm haberlerde güçlü ve yıllardır sorunsuz devam eden bir ilişkiden söz ediliyor.
Yani Tatlıtuğ’un aldatmaya hazır biri olduğunu varsaysak bile, ‘Kadın neden bu ihanetin parçası olsun?’ sorusunun
cevabı yok.
İkinci notum da şu: Bu iddiayı ekranda dile getirenler oturdukları yerden uydurmamışlardır.
Tatlıtuğ’un ya da eşinin tanıdığı, hatta ‘yakın çevrelerinde’ diye bilinen birisi fısıldamıştır bunları...
Başka türlü olsa, o programı yapanlar, üzerine atlamazlardı böyle bir iddianın...
Bin 740 TL’lik hakaret lütfen
Havalimanında görevli kadına hakaret eden bir kadın vardı, hatırladınız değil mi? Hepimizi sinir etmişti... Sinirimizi zıplatan o kadın, yargılandı ve bin 740 TL para cezasına çarptırıldı, ceza da ertelendi.
Mahkemeler olayların medyatik olup olmamasıyla ilgilenmezler, yasa maddesi neyse cezayı ona göre verirler. O yüzden verilen para cezasına bir itirazım yok ama hükmün açıklanmasının ertelenmesini vicdanım kabul etmiyor. Para çok büyük değil ama o tavrın bir cezası olmalı ve o kadın hakaret suçundan sabıkalı olmalıydı.
Adil olan ve kamu vicdanına iyi gelecek karar kesinlikle buydu.
Kaldı ki sonucu ya da caydırıcı bir yanı olmayan ceza, bu tarz insanlar için ödül olur, “Parasıyla değil mi?” deyip başkalarına da hakaret ederler...
Asansörde kalınacak adam
Gençlere korkmadan fikrini söylemeyi anlatıyor adam, olgun yaşta olanlara da dinlemeyi öğütlüyor.
‘Önce iş, kalan zamanda, özel hayat’ bakışının Z Kuşağı’nda karşılık bulmadığını söylüyor. Hayal kurmaya karşı değil, ama hayalin strateji kurmadan gerçekleşmeyeceğinin altını çiziyor kalın bir şekilde.
Tarihe damga vurmuş insanların, doğum ya da ölüm tarihleriyle değil, hikayeleriyle ilgileniyor.
Her insanı, başarıya götüren bir kamçı olduğunu ve önemli olanın o kamçıyı bulmak olduğunu anlatıyor tecrübesiyle.
Bunlar Bülent Yar’ın yazdığı ‘Kader Gayrete Aşıktır’ kitabından aklımda kalanlar...
Hepsi değerli öğütler ama dün Radyo Viva’daki programımda konuk ettiğimde, bir başka etki bıraktı bende Yar. Parayla satın alınamayacak bir tecrübeyi, insanlara sunma gayreti ve samimiyeti kaldı aklımda...
Bilginin değerinin farkında olan, kendi kariyer hikayesinde, Steve Jobs’unkine benzer tesadüfler olan biri Yar. Ama aralarında çok keskin bir fark var. Çalışma arkadaşları, çekilen belgesellerde Jobs’u ‘aynı asansöre binmek istemedikleri adam’ olarak anlatıyorlar.
Yar, aynı asansöre binmek isteyeceğiniz, hatta “Asansör kalsa da, beraber muhabbet etsek” diyeceğiniz kadar içten ve gerçek...
Adını yazıp, kim olduğunu en sona kadar bilerek yazmadım.
Kitabının kapağında “Mevkini değil; etkini konuştur” yazan birisi o, merak edenler için söyleyeyim, Mindshare Türkiye’nin CEO’su kendileri...
Tadını kaçırmayın ama!
Antik Yunan’da kullanılan bir ölçü birimi altın oran. İngiltere’de bir kuruluş her sene yüzlerinin altın oranına bakarak, dünyanın en güzel kadınını seçiyor. Bu sene de model Bella Hadid’i seçmişler. Kadın güzel, orası kesin de, meseleye sadece altın oran üzerinden bakmak, biraz garip geldi bana.
“Niye?” diyeceksiniz, cevabı basit: Erkeklerin kadınları güzel bulma ölçütü çoğunlukla yüzü olmuyor çünkü... Kendi adıma, insanın güzelliği aslında bakışındadır diyeceğim ama o da, bu çağ için fazla romantik kaçacak!
İki kestane, bir dilim ekmek...
Kestane mevsimi açıldı, bir sürü yerde, faydalarına dair haberler de çıkmaya başladı. Doğru, kestanenin faydaları var ama bir de kalorisi mevcut. İki kestane bir dilim ekmek yemeye eş değer bir kalori veriyor insana... Yani 10 tane kestane yediğinizde beş dilim ekmek yemiş oluyorsunuz. İşten dönerken kestane alıp, eve gidince de akşam yemeğine oturanların haberi olsun.