T ürkiye’de ikinci eş bulmak isteyen erkeklerle, ikinci eş olmayı kabul eden kadınları buluşturan bir internet sitesi açıldı. Açılmakla kalmadı bir de basın bülteniyle duyurusu yapıldı. Fikir 45 yaşında ve bakire olduğunu söyleyen bir hanımefendinin, ikinci eş olmayı bile kabul ettiği ama doğru düzgün birini bulamadığından yakınmasıyla
ortaya çıkmış.
Sitemizde kimler var bölümü daha da renkli:
- ”Evlenmek istemeyen ama günah da işlemek istemeyen hanımefendiler”,
- ”Cinsel ihtiyacını günaha girmeden karşılamak isteyen erkek ve kadınlar”
Siteye girdim baktım, 8-10 profil oluşturulmuş, bir kısmı da kadınlara ait ama ne
kadarı gerçek ne kadarı sahte bilemem. Bildiğim Endonezya ve İngiltere’den sonra böyle bir sitenin Türkiye’de kurulmuş olduğu. Sitenin adını reklamı olmasın diye özellikle yazmıyorum ama tanıtım içeriğinden başlayarak bana çok garip geldi. Bakalım daha neler sığacak ömrümüze?
Mutlu musun RTÜK?
Evlilik programlarını kaldırınca ekranlar temizlenmiş oldu mu sevgili RTÜK? Mesela Seda Sayan’ın programında tecavüz çocuğu olduğunu öğrenen ve ekran başındaki herkesle beraber babasının da yoğurtçu Bayram olduğunu duyan çocuğu, kötü yayınlardan kurtarmış oldunuz mu? Peki bunun için ne ceza verdiniz programa?
Hale Soygazi, “Çocuğunu evlatlık veren kötü yürekli anne” rolüne karşı, hukuki mücadele vermeye devam ediyor da, 14 yaşındaki kızın durumunu takip etmek, haklarını savunmak sizin işiniz değil mi? Sahiden de şimdi mutlu musun, ekranları temizlediğini düşünüyor musun RTÜK?
Ne saçma rakamlar bunlar?
Yılbaşı gecesi Kıbrıs’ta sahne alacak olan Tarkan, 300 bin euro yani yaklaşık 1 milyon 300 bin TL, Ebru Gündeş de 1 milyon TL ücret alacakmış.
Bana çok abartılı geldi bu rakamlar.
Niye diyeceksiniz, basit bir hesap yapalım:
Diyelim ki yeni yıl balosu bu, diyelim ki 2 bin dinleyici var, adam başı 650 TL ödense ancak bir sanatçının maliyeti karşılanıyor.
Bunun orkestrası, önceden çıkan sanatçıları, yemek ve içki maliyeti var... Var oğlu var yani.
Yemeksiz sadece konser deseniz, yılbaşı gecesi kaç kişi bir dünya para verip, koltukta yeni yıla girmek ister?
Ne demeye çalıştığımı söyleyeyim: Ya adam başı inanılmaz yüksek fiyatları olan yılbaşı paketleri göreceğiz ya da Tarkan veya Ebru Gündeş için otele gelen müşteriler kumarhanelerde o kadar çok para harcayacak ki, işletme aradaki maliyete katlanacak. Vergisini verdiği sürece insanlar paralarını diledikleri yere harcarlar, birine ne yapacağını söylemek kimsenin haddi değil.
Ancak dizi oyuncuları bölüm başına 100-150 bin TL aldığı zaman kıyametler kopuyor
bu ülkede.
Oysa bir bölümü yetiştirmenin zaman maliyeti neredeyse yedi gün ve günde minimum 12 saat çalışmak demek. En azından dizi oyuncularına artık kazandıkları üzerinden sallamayı bırakmak lazım.
Lösemi hastası bir kızın gözünden baksanıza...
Asmin Avras, 7.5 yaşında lösemi hastası bir kız çocuğu. Marmara Üniversitesi Araştırma Hastanesi, Ek Hizmet Binası’nda tedavi görüyor.
Annesi yanında kalamıyor, zira iki aylık bir kardeşi var Asmin’in, onunla ilgilenmesi ve bebeği emzirmesi gerekiyor. Babası da Asmin’in yanında kalamıyor, buna da erkek refakatçi olduğu için hastane yönetimi izin vermiyor. Kaldı ki birçok hastanede kadın hastaların yanında sadece kadın refakatçilerin kalmasına izin veriliyor ya, bu da öyle bir durum. Bu uygulama bazı erkek refakatçilerin diğer kadınları rahatsız etmiş olmasından dolayı uygulanıyor olabilir.
Rahatsız olanı polis alır, savcılık sarkıntılıktan iddianameyi hazırlar.
Herkese yasak getirmek ne demek? Asmin’in yanında milli rugby sporcusu teyzesi kalıyor şu sıralar. Hastane bahçesinde antrenman yapan bir teyze, zaman zaman güvenlik görevlileriyle dışarıya çıkarılan bir baba. Üstelik Asmin’in yattığı odada başka hasta da yok. Diyelim ki baba durmadan sağlık personeline sorun çıkaran ya da sorgulayan biri. Öyle olsa bile güvenlik görevlileri odaya girip babayı kızının yanından nasıl dışarı çıkarır ya da teyzenin geç kaldığı bir gün o gece görevli olan sağlık personeli o babaya kızının yanında “Çıkıyor musun yoksa biz mi çıkaralım?” diye nasıl sorar? Hayata lösemi hastası bir kızın gözünden bakmak, onunla empati kurmaya çalışmak bu kadar mı zor? Hastaneyi aramam gerek ama aramıyorum zira babanın çağrısına sosyal medyadan yanıt verip hastaneyi arayan avukatlara, sorun çözülüyor tarzı cümleler kurulmuş ama sonuç çıkmamış. Şimdi bana uzun bir açıklama yollayacaklardır ama altına imza atacak yetkili kişiden şu sorunun da cevabını istiyorum: Asmin’e babasını yanında istiyor mu diye sordunuz mu hiç? Asmin’in iyileşmesi için ilaç kadar morale de ihtiyacı yok mu? Söz uçar yazı kalır, şimdi buyurun, sizi dinliyorum!