Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Profesör Dr. Canan Karatay, bir kardiyolog, Türkiye’de ilk kez uyluk atar damarı yoluyla koroner anjiografi yapan kişi. Cahil medyam aynı zamanda iç hastalıkları uzmanı diye de yazıyor ya, eskiden kardiyolog olmak için zaten önce iç hastalıkları eğitimi almak şarttı; yani belirli bir yaşın üzerindeki tüm kardiyologların aldığı bir eğitim bu.

Diyelim ki Canan Karatay, dünyanın en iyi kardiyoloji profesörü... Bu ona sağlık konusunda her istediğini ve inandığını söyleme hakkı verir mi?

Mesela grip aşılarının içinde alüminyum olduğunu söyledi Karatay. Bu işin gerçek uzmanı Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği, “Hayır, grip aşılarında alüminyum yok” diyor ve özellikle risk grubundakilerin mutlaka aşı olması gerektiğini söylüyor.

Haberin Devamı

Daha önce de gebelikteki şeker yüklemesine dair açıklamalar yapmıştı Karatay, onlara da Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği, şiddetle itiraz etmişti. Çocuklara Türk kahvesinin yararlı olduğundan tutun da daha bir sürü konuyu sıralamak mümkün.

HER İSTEDİĞİNİ SÖYLEME HAKKI

Astroloji ya da finans dünyasında farklı açıklamaların olması doğal da, sonucu ölüm olabilecek sağlık konularında bu kadar zıt açıklamalar yapılmamalı.

Canan Karatay susturulsun diye yazmıyorum bunları... Sadece Sağlık Bakanlığı ve Türk Tabipleri Birliği, tüm bu tartışmalı konularda kamuoyunu aydınlatmalı, hem de hızlı bir şekilde...

Orhan Baba tavrı...

Bir ünlü hayatını kaybeder, diğer ünlüler cenazeye gider. Çoğu, kameralara, ne kadar üzüldüklerini, hayatını kaybeden ünlüyle ne kadar yakın arkadaş olduklarını anlatır. Cenaze biter, herkes kendi dünyasına döner, ölen unutulur genelde...

Orhan Gencebay’ın, Oya Aydoğan’ın oğlu Gurur Aydoğan’ın nişanında, yüzükleri takan isim olduğunu duyunca öyle sevindim ki... Oya Aydoğan’ın cenazesinde kameralara “Ben ona Oy, Oy derdim, kardeşim gibiydi” demişti Gencebay.

HER İSTEDİĞİNİ SÖYLEME HAKKI


Tam da bir kardeş gibi yeğeninin nişan yüzüklerini taktı, sözlerinin arkasında durdu. Demek ki vefa ve dostluk cümlelerinin karşılığı olan zamanlar da oluyormuş.

Günde 44 sigara içen sigara karşıtları...

Haberin Devamı

Yeni Delhi’de hava kirliliği öyle bir boyuta ulaşmış durumda ki, insanların içlerine çektikleri hava, günde 44 sigara içmiş kadar zarar veriyor ciğerlerine... Sigara karşıtlarını geçtim, bebekler ve yaşlılar da maruz kalıyor bu zehre...

Düşünün, Türkiye’de havası en kirli olan illerde yaşayanlar, günde üç sigara içmiş kadar zarar görüyor. Bir gün gelecek temiz su ve hava, dünyadaki bir sürü şeyden daha kıymetli olacak. O noktaya koşar adım gidiyoruz.

Tatilobur memleket...

Bir turizm şirketi, 2018’deki resmi ve dini bayramlardan oluşan bir takvim yayımladı, yeni yılın ilk gününde. İstanbul’a iki damla kar düşsün, öğrenci kardeşler başlayacaklar, “Vali amca okulları tatil etsene” demeye. Sonra tatilleri dokuz güne çıkarma lobisi var memlekette, siyasete baskı başlayacak, tatiller birleştirilsin diye. Mesela 1 Mayıs Salı tatil ya, 30 Nisan da tatil edilirse al sana dört gün hesapları şimdiden başladı bile.

Uzatmayayım, 2018’de cumartesi-pazar günlerini de ekleyince, resmi tatillerin toplamı 116 gün ediyor. Buna 10 iş günü yıllık izni de ekleyeyim, etti mi sana 126 gün. Beş gün de rapor, mazeret izni derken etti mi 131 gün.

Haberin Devamı

HER İSTEDİĞİNİ SÖYLEME HAKKI

Bir yıl 365 gün ama bunun 131 günü tatil olacak, yani üçte birinden daha fazlası. Peki bu kadar çok tatil yapacak kadar zengin bir ülke miyiz biz ya da işte olduğumuz günler yüzde 100 verimle mi çalışıyoruz? Her çocuğa ağustos böceğiyle karıncanın hikayesinin öğretildiği bir ülkede nasıl bu kadar tatil oburu olduk acaba?

“Haksızlık etme” diyenler çıkacaktır, tatilden dönüp de “Enerji depoladım” diyen kimseyi göremezsiniz bizim memlekette... Ya dönüşte çok yorulur bizim insanımız, ya da aklı tatil bölgelerinde kalarak döner ofise...

Ada vapuru yandan çarklı...

Kışın, Adalar’a deniz otobüsü seferi yapılmıyor, hava durumu dolayısıyla anlaşılabilir bir durum. Şimdi de şehir hatları, Beşiktaş-Adalar-Beşiktaş seferlerini iptal etti. Kararın gerekçesi, hattın az yolcusu olması ve gelir getirmemesi.

Sayın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, lütfen iptal edilen hattın saatlerine bir bakar mısınız? İnsanlar cumartesi günü Adalar’a gidecekler diyelim, saat 08.45’ten sonra gidiş vapuru yoktu. Akşam Büyükada’dan Beşiktaş’a son sefer de saat 17.00’de yapılıyordu yani akşam yemeği yemene izin vermeyen bir tarife.

HER İSTEDİĞİNİ SÖYLEME HAKKI

Tamamen iş günlerine göre düzenlenmiş saatler bunlar, oysa Adalar, turistik
bir yer. Şehir hatlarında ve Adalar hattında pazar günleri de aynı tarife geçerliydi. Geçtim turizmi Ada’da oturup, İstanbul’da çalışan bir sürü insan için Beşiktaş yerine Eminönü’ne gitmek dert olacak yeni düzenlemeyle.

Seferlerin ne zamana kadar kalktığı da belli değil. Yaz tarifesine kadar sefer konmazsa, mimoza zamanında ya da baharda yolcu, gidecek vapur bulamayacak.
Sayın başkan, şehir hatları ve benzeri kuruluşlar kâr etmek için değil, hizmet etmek için var, en azından kuruluş amaçları bu değil mi? Ada vapuru meselesine tekrar bakmakta fayda var bence...