HABERİNİZ OLSUN, ŞİFRENİZ ÇALINDI!
İnternete bağlanmak için kullandığınız kablosuz ağ şifresi çalındı diyorum size... “Benim şifremi benden başka kimse bilmiyor ki, çalınsın, saçmalama” demeyin. Kişisel şifreniz çalınmadı ama modemle bilgisayarınız arasındaki şifrelemeyi sağlayan ve tüm dünyada en güvenli protokol olarak kabul edilen WPA2’de güvenlik açığı bulundu. Yani o güvenlik açığı için hazırlanan yazılımı kullanan herkes, ağınıza yakın bir yerden, artık bilgisayarınıza ya da cep telefonunuza sızabilir.
İsteyen kredi kartı bilgilerinizi çalar, isteyen terör örgütlerinin kullandıkları yazılımları telefonunuza yükler ya da düzenleyeceği siber bir saldırının sorumluluğunu üzerinize yıkar. İş son derece ciddi, ABD İçişleri Bakanlığı konuya dair bir açıklama yaptı ve bu açığa karşı hemen yama yayınlayan şirketlerin listesini verdi.
‘Hacker’ın Aklı’ kitabını yazan ve şu an siber güvenlikte en önemli isimlerden biri olan Tamer Şahin’le konuştum meseleyi.
Şahin, özellikle güncelleme almayan eski modem kullanıcılarının tehdit altında
Çare, sorun giderilinceye kadar ya kablolu internet kullanmak ya da modemi hemen en yeni modelle değiştirmek. Tamer Şahin’e göre, kötü niyetliler şu an bulunan açığı kullanmaya yarayacak yazılımları üretmekle meşgul. Kısa bir süre sonra ciddi saldırılar yaşanırsa şaşırmamak gerekiyor. Dünya dediğimiz köy, yeni çağın önemli ve can yakabilecek gelişmelerinden birini yaşıyor.
VAZGEÇTİM HANDE BERMEK’İ SAVUNACAĞIM
Geçtiğimiz pazartesi Hande Bermek’in açıklamalarını eleştirmiştim. Özellikle de bizi kocasının onu yeğeniyle değil, bir başka kadınla aldattığına iknaya çalışmasına üzülmüştüm. Şimdi vazgeçtim bu fikirden, daha doğrusu psikiyatrist bir dostumun kurduğu cümle aklımı çeldi: “İnsanın karısına yeğeniyle ihanet etmesiyle, başka bir kadınla ihanet etmesi arasında fark vardır. Kadıncağız kocam ahlaksız değil, sadakatsiz demeye çalışmış.”
Düşündüm, doğru olabilir bu yaklaşım. Hatta aslında Murat Başoğlu’nu değil de, çocuklarını korumak adına söylemiş de olabilir bu cümleyi Bermek. Zamanlaması kötü olabilir, sönmeye yüz tutan ateşi alevlendirmek gibi bir sonucu da bulunabilir ama illa boşandığı eşini savunmaya çalışıyor anlamına gelmeyebilir de bu açıklama. Bazen tepki vermek için acele etmemek gerek...
HAYAT 50 YAŞINDA MI BAŞLAR?
Yıllar önce Milano’da, bir cumartesi günü İtalyanların en lüks spor otomobillerinin şehirden geçişine şahit olmuştum.
Araba sahiplerinin tamamı 50 yaşın üzerinde, çoğu da bembeyaz saçlarıyla direksiyona geçmiş kişilerdi. Geçtiğimiz hafta National Geographic’te bir belgesel seyrettim, Vietnam’dan çocuk yaşta kaçan birinin Amerika’daki yaşamı anlatılıyordu. Altında dev bir motosiklet, yeni hayatına nasıl alıştığını aktarıyordu.
ABD ve Avrupa’da uzun zamandır görülen, belirli bir yaşa gelip, belirli bir maddi güce ulaştıktan sonra kendi zevkin için para ve zaman harcama alışkanlığı Türkiye’ye de geldi. Caddelerde lüks spor otomobillerin ve fiyatı yerli araçlar seviyesinde olan marka motorların üzerinde 50 yaşlarında bir sürü insan görmeye başladım son dönemde.
Demek ki, Türkiye’de de ununu eleyip, eleğini asma yaşı giderek öteleniyor, hiç de fena olmuyor.
‘EZEL’ Mİ, ‘CİNGÖZ RECAİ’ Mİ?
‘Ezel’ bana göre, Türkiye’de çekilmiş en iyi 10 dizi arasındadır. Kenan İmirzalıoğlu, o projedeki performansının üzerine çıkamaz zannetmiştim, yanılmışım. ‘Cingöz Recai’de, bambaşka bir karakterde, çok daha iyi bir performans sergilemiş oyuncu.
Haluk Bilginer, her zaman olduğu gibi rolünün hakkını vermiş, Meryem Uzerli dizilerden daha rahat ve başarılı bir oyunculuk sergilemiş.
‘Nasılsa yıldızlarım var’ kolaycılığıyla detaylara dikkat edilmeyen bir film olmamış ‘Cingöz Recai’, galiba en çok da bunu sevdim. İşin Kenan İmirzalıoğlu kısmına gelince... Bu piyasaya ilk girdiğinde sadece yakışıklı adam ihtiyacını karşılıyordu.
Sonra yakışıklı ve oyun gücü olan adama evrilmişti, şimdi de oyun gücü, yakışıklı adam imajının önüne geçecek gibi duruyor.
LOKMAN HEKİM GELSE...
“Lokman hekim gelse yaram azdırır, yaramı sarmaya yar kendi gelsin...” Çok sevdiğim bir türkünün, en sevdiğim bölümüdür bu okuduğunuz sözler. Merak edip Lokman hekim kim diye araştırmış, Hz. Davud döneminde bulduğu ölümsüzlük iksirinin nasıl kaybolduğuna dair üretilen senaryoları okumuştum.
Türkiye’de Lokman Hekim adı çok bilinir ama Lokman Hekim Sağlık Vakfı o kadar bilinmez. Oysa ekonomik desteğe ihtiyacı olan hastalara yardım eden, tıp fakültesi öğrencilerine burs veren, idealist doktorların kurduğu bir vakıftır. 1986’dan beri de binlerce insanın hayatına dokundular.
Candan Erçetin, 23 Ekim Pazartesi akşamı tüm geliri Lokman Hekim Sağlık Vakfı’na bırakılacak bir konser verecek. Bu ülkede hâlâ siyasi sebepleri, beklentileri olmadan da iyilik yapan insanlar var. Ne güzel ve cesaret verici...