Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Her anne ve baba kendisinden sonra çocuğunun maddi olarak güvende olmasını ister. Peki altın oranı nedir bu işin? Aralıksız çalışmak ve iş odaklı bir hayat sürmek, çocuğa ayrılan zamanın daralması demektir. O zamanın bıraktığı eksiklikleri de para telafi edemez.

DAHA AZ  PARA  DAHA ÇOK  ZAMAN

Bergüzar Korel’in, ‘Vatanım Sensin’ dizisindeki çalışma saatlerinin azaltılmasını istediğini öğrendik. Oğulları Ali’yle daha fazla zaman geçirmek adına dile getirilen bir talep bu. Hiç şaşırmadım zira, İstinye Park’ta Halit Ergenç ve oğullarına rastladığım zamanlar oldu. Ünlü anne-baba bir kafede otururken, çocuk bakıcıyla zaman geçirmiyor o ailede.

Haberin Devamı

Aksine bir sürü çocuğun oyun oynadığı alanda diğer babalarla birlikte bekliyor Ergenç. İşten, şöhretten arta kalan zamanı evlatlarına ayırmak yerine, onun için şartları zorlayan, evlattan kalan zamanı işe ayırmaya çalışan bir aile var karşımızda. Saygı duymamak mümkün değil...

Skandalsız da marka olunur

Marka Konferansı, bu sene 18’inci yaşını kutluyor. Bizim ülkemizde ‘marka isim’ olma meselesi nedense hep yanlış anlaşılır. Adları hep skandallarla anılanlar, bazı medya figürleri, bir ünlünün akrabası, eşi ya da geçmişteki eşi olup da adı sık sık medyada yer alanlar marka isim zannedilir. Oysa gerçek marka isimler, sandığımızdan çok daha başkadır. Mesela sağlık gibi çok zor bir alanda insanlara dokunuşuyla Özlem Cankurtaran bir markadır. Restoran sektörünün dünyadaki en tanınmış liderlerinden Alan Yau ya da dünyanın en büyük sanat fuarı Frieze’nin kurucusu Matthew Slotove da marka isimlerdir. Daha bir sürü gerçek marka isim, bu sene 13-14 Aralık tarihlerinde Marka Konferansı’na gelecek ve tecrübeleriyle katılımcılara yol gösterecek. ‘Gerçek marka isim neymiş?’ ve ‘Nasıl marka olunur?’ diye merak
ediyorsanız kaçırmayın derim...

Onlar ticaret yapıyor, biz kitap günleri...

Çocukluk ve gençliğimin en büyük keyiflerinden biriydi Tepebaşı’ndaki kitap fuarına gitmek. Kitap fuarı şimdi Beylikdüzü’ne taşındı, çok büyüdü, kalabalıklaştı ama bana göre eski havasını kaybetti. Milliyet Sanat Kitap Günleri, 2-10 Aralık tarihleri arasında yazarlarla okurları, yine İstiklal Caddesi’nde buluşturacak. Demirören İstiklal’in B2 katında sadece yazarlar ve eserleri değil, galeriler ve çeşitli sanat dallarından isimler de eserleriyle orada olacak. Geçtiğimiz hafta, Hürriyet gazetesi yazarları, kendi gruplarına dair bir internet alışveriş sitesinin kampanyasının reklamını yaptılar ya, bu yazı, o yazılarla karıştırılmasın lütfen.

Haberin Devamı

Biz, yazarla okuru, sanatçıyla sanatseveri buluşturuyoruz, yani bir ticaret kampanyası değil bu yazı...

25 Kasım ve Mirabal Kardeşler...

DAHA AZ  PARA  DAHA ÇOK  ZAMAN

Tüm dünyada 25 Kasım’da yüz milyonlarca kadın sokaklara döküldü, eylemler yapıldı, pankartlar açıldı. Kadınların uğradığı ayrımcılığı, gördüğü şiddeti biliyoruz da bu eylem neden
25 Kasım’da yapılıyor biliyor musunuz? Dominik Cumhuriyeti’ni yöneten ve 31 yıl iktidarda kalan diktatör Trujillo ile başlar

25 Kasım hikayesi. Trujillo bir konuşmasında, kilise ve demokrasi yanlısı Kelebekler Hareketi’ni kuran Mirabal Kardeşler’in Dominik’in iki büyük sorunu olduğunu söyler. Bu konuşmadan 23 gün sonra, 25 Kasım 1960’da Mirabal Kardeşler’in işkence görmüş ve tecavüz edilmiş cesetleri bir uçurumun kenarında bulunur. Kız kardeşlerin katledilmesi ülkede bir isyanın başlamasına neden olur ve eli kanlı diktatör birkaç ay içerisinde öldürülür. O diktatörün adı nefretle anılıyor ama her 25 Kasım’da dünyadaki tüm kadınlar sokaklara çıkıyor.

Haberin Devamı

Antidepresan bilmecesi

Sağlık Bakanlığı, bilinçsiz ilaç kullanımının önüne geçmek için çabalayıp duruyor. Antibiyotiklerin reçeteyle satılmasında başarı sağlandı büyük oranda.

Eczanelerde enjeksiyon yapımı meselesi de tamamen olmasa da büyük oranda çözüldü. Fakat antidepresan meselesinde, kafalar da, uygulama da son derece karışık.

Geçtiğimiz hafta bir arkadaşım kardiyoloji doktorunun verdiği antidepresanı bittiği için eczaneye gitmiş.

Gittiği eczane de reçete istemiş. Arkadaşım ertesi gün aynı mahallede bir başka eczaneye uğrayıp şansını denemek istemiş ve bir gün önce reçetesiz satışı yasak denilen ilacı sorgusuz sualsiz almış.

Sağlık Bakanlığı’nın antidepresan uygulaması için doğru ya da yanlış diyebilecek tıp bilgisine sahip değilim. Ancak aynı ilacın bir eczanede reçeteli, diğerinde reçetesiz satılmasının çok garip olduğunu bilecek kadar yaşam tecrübem var.

Kafalar da, uygulama da son derece karışık dememin sebebi de bu...

Sokak neyse ekran da o...

Yapay zeka Siri, dünyada en fazla küfrü Türkiye’de yedi.

Erkek çocukların eşek oğlu eşek, kız çocuklarının zilli diye sevildiği ülke de burası.

Araba kullanan ya da mesai arkadaşı olan kadına kızdı mı ağzına ilk o... ve türevleri gelen erkekler de bu ülkede yaşıyor.

Herhangi bir tartışmada “İzin verin, izah edeyim” diyenlerin sünepe, “Sus ulan”, “Kes sesini” diyenlerin delikanlı, yiğit sayıldıkları ülke de burası.

Sokak neyse, ekran da siyaset de öyle olacaktır... Bugün biri gider yarın bir başkası gelir ama bu düzen hiç değişmez. Kimse kimseyi, kimse sizi, kandırmasın...