ÇİZGİ ROMAN KAHRAMANI SİYASETÇİ

Adı Alexandria Ocasio-Cortez. 29 yaşında, Porto Riko kökenli.
Şu an ABD Kongre üyesi, daha önce New York’ta garsonluk yapmış biri.
İlaç lobilerinin siyaset üzerindeki etkisinden tutun da birçok konuda ABD’nin kurulu düzenine kafa tutuyor.
Kongreyi ziyaret edenler, odasının kapısına destek mesajları bırakıyor. Bir yayınevi, genç siyasetçiyi çizgi roman kahramanı haline getirdi, serinin ilk kitabı raflarda olacak bir süre sonra.
Kısa sürede Başkan Trump’ı rahatsız etmeyi başarmış Cortez.
Karikatür kılıklı başkan, elbette çizgi roman kahramanı olan bir siyasetçiye kızar ama işin bir başka boyutu daha var.
İster silah, ister ilaç, ister enerji, ABD’de siyasete yön veren lobi gruplarına kafa tuttunuz mu, ister cumhuriyetçi ister demokrat olun bir süre sonra tasfiye edilirsiniz.
Bakalım bir dahaki seçimde demokratlar bu ele avuca sığmaz kongre üyelerini ne yapacaklar?

Yaş bir teferruattır
Julia Roberts, 51 yaşında...
Herkes fiziğinden ve halen ne kadar genç göründüğünden bahsediyor iki gündür. Oysa mesele fizik ya da görünümde değil bana göre... Yüzündeki ışıltıya dikkat ettiniz mi Roberts’ın?
İyi ve vicdanı rahat insanların yüzünde olur öyle bir ışıltı.
Küçük oyunlar ve kulislerle değil, işini iyi yaparak akılda kalmayı başaranların öz güvenini taşıyan insanların
yüzünde görürsünüz ancak o ışıltıyı.
Derin bacak ya da göğüs dekoltesi olmadan, organlarını manav tezgâhındaki gibi sergiye çıkarmadan şık olabilmek...
İyilik ve işini iyi yapmak söz konusuysa, yaş bir teferruattır.

Popüler
kurnazlık
Bazı moda eleştirmenleri, bu kıyafeti, “Kadın ve erkeklik üzerine
bir oyun” olarak niteledi.
Garip ya da saçma da olsa her şeye bir anlam kazandırma çabası moda oldu dünyada.
49 yaşında, şu an bir dizide oynayan, geçmişte de tiyatro ve müzikallerde rol almış biri Billy Porter.
1996’da yani 23 yıl önce, bir film müziği sayesinde kariyerinin en parlak günlerini yaşamış ama Oscar’a falan aday gösterilmemiş hiç.
Arama motoruna adını yazdığınızda da, yaptığı işlerden çok, davet edildiği ödül törenlerinde giydiği kıyafetlerle konuşulduğunu görüyorsunuz. Bir meydan okuma falan değil, kıyafet tercihiyle Oscar ödülü kazananların bile önüne geçen popüler kurnazlıktır bu
adamın yaptığı.
Attığı zokayı yuttuğumuz için de iki gündür tüm dünya bu adamı konuşuyoruz işte...

Köz ateşinde ananas
40 yıl yemesem, ‘Gidip de bir ananas alıp yiyeyim’ diyenlerden değilim.
Ancak cumartesi gecesi fikrim fena halde değişti.
Gördüğünüz fotoğraftaki ananas, kabuğuyla birlikte tam altı saat boyunca köz ateşinde pişirilmiş. Sonra mahiretli bir el tarafından dilim dilim gözümün önünde parçalandı. Üzerine dondurma ve ardından tarçınla antep fıstığı tozu eklendi.
Etiler’in ünlü bir nargilecisinde, dost sofrasında, arkadaş ısrarıyla ağzıma bir parça attım.
Vay arkadaş, bu nasıl bir lezzet, nasıl bir uyum harikası!
Ananas bir başka hale geldi gözümde, gidip yapan ustayı tebrik ettim...