Belirli bir grup vardı Türkiye’de, televizyonların Kemal Sunal filmlerini gece çocuklar yatağa gittikten sonra yayınlanmasını istiyordu.
Gerekçeleri “Eşşeğleşşek” diye söylenen küfürdü, o zaman hayattaydı Sunal. Sonra, bir uçak yolcuğu daha başlamadan kaybettik onu...
Ölümünün ardından iki şey oldu:
Birincisi tüm yolcu uçaklarına kalp krizi anında kullanılmak üzere defibrilatör cihazı kondu. İkincisi, hayatta olduğu dönemde filmlerine laf edenler, öldüğü için aynı eserleri başyapıt ilan ettiler.
Bugün Cem Yılmaz’ın başına gelen de aslında üç aşağı beş yukarı aynı şey...
Yapma Aleyna, ya orada ol ya burada, nerede istersen ol ama sakın arada kalma. Çünkü genç ve başarılı olmanın bedelini sana fazlasıyla ödetti bu medya. Hatta bitirdiğin lise bile, çok başarılı geçen sınavlarına dair paylaşımından dolayı, büyük bir haksızlıkla seni yeniden, tüm sınavlara soktu.
O yüzden Aleyna, “Ben bu insanlara ne yaptım ki?” diye sormadan, gittiğin yerde çizdiğin bir yolun olsun. Biliyorsun ki, üç ay sonra geri dönersen, “Gitti, başaramadı” demeye hazır insanlar var burada...
Yazın deniz, kışın Venedik
Bodrum ve Marmaris, bu ülkede yaz turizminin en önemli iki noktası... Garip ama bu iki yer kış turizminde de giderek, bir alternatif, hatta Venedik’in bir kopyası haline gelmeye başladı.
Yazmadan önce arama motoruna bu ilçelerin adı ve sel diye yazdım, farklı farklı bir sürü tarih çıktı karşıma.
Bir kere olur hadi çalışma başlar, bitmeden, ikinci kere de olur ama her yağmurda sel oluyorsa, ortada bir belediyecilik sorunu var demektir.
Birileri farkına varsa da, el atsa keşke...
Fotoğraflar anlatıyor zaten...
“Altın Portakal’da ‘Bozkır’, 10 dalda, 11 ödülün sahibi oldu” diye verildi haber.
Salondan gelen fotoğraflara bakınca, nokta kadar önemi yok bence bu sonucun. Zira, en başta ödül kazananlar açısından değerli bir festival değil Altın Portakal...
Ağır oldu belki ama gerçek bu. Cannes ya da Altın Ayı Film Festivalleri’ne katılsalar smokin giyecek adamların, Altın Portakal sahnesinde giydikleri kıyafetler var işte! Senin değer vermediğin, doğru düzgün giyinme zahmetine bile katlanamadığın bir festivalin sonucuna, bir seyirci olarak ben saygı duyamam.
Sinema sektörü, o kadar emeğe, o kadar paraya ve en çok da kendine yazık ediyor...
ACUN’UN CÜZDAN BEKÇİLERİ
Yoksulluk nafakası meselesinde yapılacak düzenlemeleri de Acun Ilıcalı-Şeyma Subaşı üzerinden gördük ya, pes yani!
370-500 TL arasında değişen milyonlarca nafaka kararını değil de, 125 bin TL üzerinde durmak ilginç bir hal... Üstelik üzerinde durdukları şeyin ne olduğunu da bilmiyor yazanların çoğu. Yasal düzenleme yoksulluk nafakasıyla ilgili, iştirak nafakası konuya dahil değil.
Hani Subaşı nafakasından sonra, ‘Aslında Zeynep Ilıcalı’ya daha çok nafaka ödeniyormuş’ diye de yazıldı ya, hepsi bilgi eksikliği...
Mesela Ilıcalı’ya ödenen 150 bin TL’nin 75 bin TL’si, aslında ortak çocukları için ödenen para.