Harika bir gece demek yeterli olur mu bilmiyorum, zira harika kelimesi kolay kullanılır oldu bu ülkede. Büyüleyici demek daha doğru olacak. Üstelik sadece sahne kısmı değil, sahne arkası da büyüleyici bir geceydi. Mesela 30 yıllık arkadaşım Emre Altuğ sahne öncesinde kuliste oğulları ve Çağla Şıkel’le birlikteydi, moralin en büyüğünü aldı.
1928 doğumlu Haldun Dormen, 2006’da sahneye koyduğu ‘Broadway’den İstanbul’a Müzikaller’i, 11 yıl sonra seyirciyle buluşmadan önce kuliste hem neşeli hem de heyecanlı bir halde saatini bekliyordu. Sonra Ayça Varlıer’le o unutulmaz şarkı, ‘Hep Böyle Kal’ı öyle bir yorumladı ki insanlar dalıp gitti.
Gökçe Bahadır, ‘Yalnız Kullar’la müthiş bir performans sergiledi, Burcu Biricik’in Chicago yorumu, Pamela’nın ‘All That Jazz’ derken tüm seyirciyi avucunun içine alışını görmek lazımdı. Sonra soğuk bir ekim gecesinde bu gösteriye tanıklık eden yaklaşık 5 bin kişilik harika bir seyirci vardı, sahnenin heyecanına katkı sağladılar.
Nazar boncuğu diyeceğim tek aksaklık, ses sisteminde zaman zaman hissedilen küçük çatlamalar oldu. Ama sahneye çıkan herkes o kadar içten ve başarılıydı ki gece bittiğinde herkes mutluydu.
Köfte ekmek hesabı
İki köfte ekmek, bir ayran, bir kutu meşrubatın fiyatı 56 TL olur mu?
Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nin önündeki mekan söz konusu olduğunda oluyor.Üşenmedim internet sitelerinden taradım, iyi bir restoranın porsiyon fiyatı bu kadar.
Oysa iyi restoranın kirası var, garsonu var, elektrik, su, tuvalet, sabun ve genel giderleri var. Havalimanı, stadyum ve benzeri bir sürü yerde alternatifsiz olmak demek, fiyatları çok yukarılara çekmek demek oldu. Fazla vahşi kapitalizm kafası bu kafa...
Açık havada oluyor da stadyumlarda niye olmuyor?
Sözde lafını çok kullanırız biz. ‘Sözde Ermeni Soykırımı’, ‘Sözde Bayrak’ gibi sigara yasağı da aslında ‘sözde’ bizim ülkemizde. Hemen her futbol karşılaşmasında tribünde puro ya da sigara tüttüren bir sürü insan takılır kameraya. Yasağı koyan devlet, kendi yasağına sahip çıksa, görüntülerden o isimleri hemen bulur ve cezayı yapıştırır ama yasağı koyan sahip çıkmazsa vatandaş neden uysun?
Oysa başkalarına saygı duyan vatandaş, uyuyor sigara yasağına. ‘Broadway’den İstanbul’a Müzikaller’in olduğu gece Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’ne giden binlerce insan o yasağa uydu. Bizim memlekette yasak delip ceza almamak marifet sayılır ya, asıl marifet kurallara uyarak yaşamak...
Gülben Ergen mi opera mı?
İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin bir sezonda düzenlediği etkinliklere dair çıkan haberlerin toplamı, tahminen Gülben Ergen için bir haftada yapılan haberlerin toplamından daha azdır. Dün gece ‘Otello’dan Carmen’e müzik yolculuğu vardı, Türkiye’nin en iyi sanatçıları sahnedeydi.
Gözünüze bir yerlerde haberi ilişti mi, elbette hayır. Oysa Avusturya medyasında son dönemde Türkiye’den övgüyle söz eden tek haber, özel bir filarmoni orkestrasının verdiği konsere dair eleştirmenlerin yazdıklarıydı. Avrupa medyasındaki kötü niyetli ya da bilgisizlik kaynaklı yorumları kesmenin yolu, her tarafa deniz-kum-güneş reklamı vermek değil, sanat dünyamızı ön plana çıkarmak olmalı....
Keşke birileri düşünse bunun üzerinde.Bu arada gördüğünüz resim ‘The Phantom of the Opera’dan, bir arama motoruna adını yazın, sonsuz haber bulursunuz.
Bonzai içen servis şoförü
Ataşehir’de bir okul servisini durduran polislerin denetiminde şoför, uyuşturucu etkisinde ve sabıkalı çıktı. Bu yetmezmiş gibi serviste bonzai de bulundu. Bu kadar yazıya, bu kadar uyarıya rağmen halen böyle adamlar direksiyon başına geçiyor, öğrencilerin bindiği araçtan uyuşturucu çıkıyorsa, cezayı bu adamları direksiyona geçiren şirketlere vermek lazım. Sadece bu da değil. İki hafta önce öğrenci servislerinin camları film kaplı ve içerisi görülmüyor, bu ülkede çocuklar serviste unutuldu, tecavüze uğradı, diğer öğrencilerden dayak yiyenler oldu, İçişleri Bakanı sayın Süleyman Soylu lütfen bu konuya el atın demiştim, kimseden ses seda çıkmadı.
Demek ki daha sık hatırlatmak gerekecek...