BİZİM FRANKENSTEIN’LAR

“Vay başlıkta hakaret” diye atlamasınlar hemen, yazıda adı geçenler.
1818 yılında yayınlanan romanda geçen Frankenstein adı, zannettiğimiz gibi canavara ait değildir.
Canavarı canlandırmaya çalışan tıp öğrencisi Victor Frankestein’a aittir, romanda canavardan sadece ‘canavar’ diye söz edilir. Romana dair bir sürü bilinmeyenden söz edebilirim ama yazının konusu, Amerikan sinemasının kafamıza yerleştirdiği imajla kavga etmek değil.
Kaynana Semra’dan Damat Caner’e, ‘MasterChef’ Murat’tan gelin adayı Hanife’ye kadar televizyon kökenli, Kerimcan Durmaz ya da uyuşturucuya özendirmekten tutun da yasa dışı bahse kadar çeşitli sebeplerle gözaltına alınan YouTube fenomenleri var.
Neden ünlü bu insanlar, hiç düşündünüz mü?
Hayatta başardığı şeyler oldukları için mi yoksa biz onlara ilgi göstererek, söz ederek, şöhret yaptığımız için mi?
Eğri oturup doğru konuşalım, bizim ilgimiz canavara dönüştürdü bu insanları.
Eğer ‘MasterChef’ Murat ilk başta ünlü olmasaydı, papağanını hayatta olurdu şimdi. Durmaz, bilmem ne yaptığını hikaye kısmında paylaşmış diye yıkılıyor ortalık. Evine aldığı ve önünde pozlar verdiği, 24 ayar altın kaplama mobilyasını konuşup, ününe ün katarken düşünecektik onu.
Romanı tamamen farklı olsa bile biz yarattık bu canavarları ve bizim ilgimiz, onlardan söz etmemiz sayesinde varlıklarını sürdüren bu insanlara, her gün biraz daha saçmalamak, biraz daha garip olmaktan başka çare bırakmadık.
Suçlu asla onlar değil. Biziz, biz yarattık, biz katlanacağız bu duruma...

Ayağını yıkamak yetmez, suyunu da iç
İdo ve sevgilisi Yasemin Şefkatli, pazartesi günü bir sürü yerde birbirlerinin ayaklarını yıkayacaklarını söyledikleri için haber oldular.
Şu ayak yıkama meselesi, ne kadar uzun süredir gündem bizim memlekette.
Hani şu podyum hareketiyle tekrar hayatımıza dönen Hatice var ya, 2010’da bir röportaj vermiş.
Şarkıcı, “Bende biraz geyşa ruhu var. Erkeğim için her şeyi yaparım. Ayaklarını yıkar suyunu da içerim” demiş.
Muhabir arkadaş da, “Mecazi anlamda yani...” diye dalmış cümleye ama Hatice, “Hayır, gayet gerçekçiyim” diye ısrar etmiş fikrinde. İdo’yu kutlamak gerek. Ayağının yıkanması fikrine, “Ben de sevgilimin ayaklarını yıkarım” diye cevap vermiş.
Ayak yıkayarak ve hatta sonra da suyunu içerek sevgi göstermeyi düşünenler, neden çok daha şık yolları akıl etmiyorlar acaba?

Dikkat, efsane olur
Unutulmaz dizi ‘Ezel’in, unutulmaz iki karakteri, Temmuz ve Tefo olarak tanıdık onları. Rıza Kocaoğlu ve Sarp Akkaya’dan söz ediyorum. Sevdiğimiz, sözün değerini bilen adamlar onlar.
İşte bu ikili, bundan böyle her cuma akşamı saat 22.00’de Show Radyo’da mikrofon başına geçecek.
Canlı yayında, ‘İç Gece’ programında, kendileri olarak konuşacaklar. Sadece kendi aralarında değil, dinleyiciyi de sohbetlerine ortak edecekler. Daha şimdiden efsane adayıdır bu program, benden söylemesi.

Hayırdır inşallah!
ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa Dışişleri Bakanlıkları normal şartlarda birbirleriyle rekabet eden kurumlardır.
Ne hikmetse bu dört dışişleri bakanlığının bütçesini verdikleri resmi yayın organları, ortaklaşa Türkçe bir YouTube kanalı kurdular.
Dünyada ilk kez böyle bir ortaklık kuruluyor, ilginç değil mi?
Bu dört dışişleri bakanlığı tüm bölgede ve dünya genelinde birbirine rakip olduğu halde neden Türkiye konusunda ortaklığa gitmiş olabilirler?
Türkçe yayın sevdasından desem değil, önce Fransız Dışişleri Türkçe radyo yayınlarını durdurdu, ardından İngiliz Dışişleri.
Birbirinin rakibi olan dört bakanlık ve birbirinin rakibi olan dört resmi yayın kuruluşu, dünya tarihinde ilk kez görülen bir ortaklık kuruyorsa “Hayırdır inşallah” denmez de, ne deni acaba?

Pide oyunu
Ramazan Ayı’nda 300 gramlık pide 2.5 TL’den, 350 gramlık pide 3 TL’den satılacakmış. Tamam bunu anladık ama işin bir ‘ama’ tarafı var. Son iki senedir bir sürü fırında, tarifede belirtilen pideyi sıcak bulmak mümkün olmuyor.
Önceden yapılmış pideler raflarda dururken, bir sürü insan mis gibi kokan ama fiyatı daha pahalı olan pidelerden almayı tercih ediyor.
Bunun önüne geçilebilir mi? Bilmiyorum doğrusu.
Sonuçta tarifeye göre pide satan bir fırına yaptırım uygulayamazsınız ama pide de sıcak yenir.
Ramazan’a hazırlık yapıyoruz, kimin ne uyanıklık yapacağını düşünerek...