BACAK BOYU NE İŞE YARAR?

Seda Akgül, “Bacak boyum 1.17 cm” diye yazınca manken Tuğçe Aral, “Benimki 1.18 santim, istersen ölçtürelim” diye meydan okumuş.

Meydan okumadan ziyade, “Boy belli, en belli, yaş belli” diye yazması garip geldi bana, yaşla bacak boyu arasında nasıl bir alaka varsa... Yine de ilginç bir tartışma bu, zira ‘Bacak boyunun uzunluğu ne işe yarar?’ diye düşünmeden edemiyor insan.

Madonna 1.58, Lady

Gaga 1.55, Salma Hayek

1.57, Shakira 1.50, Scarlett Johansson 1.60, Kylie Minogue 1.53 boyunda, hepsinin adını dünya biliyor. Unutmadan söyleyeyim, fotoğraf çektirerek, bedeniyle ünlenen Kim Kardashian da 1.59...

Bu isimler manken değil, deyip geçelim mankenlere: Lily Rose Depp mesela 1.60 boyunda ama dünyanın en ünlü tasarımcı ve markaları onunla çalışıyor.

Bir diğer isim Lottie Moss, 1.63 santim boyunda, çalışmadığı global marka yok ve Paris’te podyumlarda. Hailey Baldwin 1.70, hem dünyanın en önemli firmalarından birinin yüzü hem de dünyanın önemli bot üreticilerinden birinin marka temsilcisi... Yani insanlar bacaklarına da bakıyorlar.

Bacak boyunun belirleyici unsur olmadığını anlatmak için Türkiye’den de örnekler vereyim: Özge Özpirinçci, Pelin Karahan, Öykü Karayel ve Burçin Terzioğlu 1.60 boyunda. Vildan Atasever ve Hazal Kaya 1.58, Sertab Erener ve Nil Karaibrahimgil 1.55. İsteyen halen bacak boyu yarıştırabilir...

Başbakan gider Larry kalır

Fotoğrafını gördüğünüz Larry, Londra’daki başbakanlık konutunun kadrolu kedisi... 2011 yılında bir televizyon programı sırasında konutta dolaşan fare kameralara yakalanınca, bir hayvan barınağından alındı ve hemen göreve başladı, çok iyi bir avcı diye biliniyor.

Larry, şu ana kadar iki başbakanla çalıştı. Önce David Cameron arkasından Theresa May döneminde görev yaptı.

Bugünlerde May’in de koltuğu sallanıyor ya, eğer İngiltere’de başbakan bir kez daha değişirse, Larry yine konutta kalacak. Şanslı mı, değil mi bilemem ama en forslu kedi kesinlikle Larry...

Madem Fazıl Say kötü biri...

Fazıl Say’ın hayatımızda televizyon ünlüsü olarak yer alan Hakan Hatipoğlu’na, “Siz ne iş yapıyorsunuz?” sorusunu konuştu çarşamba günü herkes.

Say haklıdır, haksızdır, bilerek yapmıştır ya da gerçekten tanımıyordur Hatipoğlu’nu, bilmiyorum ve ilgilenmiyorum.

Bu konuda yazmamın sebebi, Hatipoğlu’nun konuya dair yaptığı açıklama.

Yazın Alaçatı’da kaldığı otelin sahibi olan hanımefendinin, bir mekanda, hayranı olduğu Say’la bir fotoğraf çektirmek istediğini ve onun hanımefendinin yüzüne bile bakmadan, “Şu an olmaz maalesef” dediğini iddia ediyor.

Madem öyle, madem Say kötü ya da kibirli biri, neden takip ediyorsun o zaman?

Takip etmekle kalmıyor, neden altına bir de yorum yazma ihtiyacı duyuyorsun?

Hatipoğlu, “Dünyaca ünlü bir sanatçı, o yüzden takip ediyorum” diyebilir.

O zaman da adama sormazlar mı, “Bu Alaçatı olayını neden şimdi anlatıyorsun?” diye...

Durum tam bir Ahmet Kaya şarkısı gibi, “Nereden baksan tutarsızlık...”

KARA CUMA TÜYOLARI

Adı Kara Cuma ama aslında büyük indirim günü anlamına geliyor.

1952’de dükkanların daha hava aydınlanmadan açılması, o gün yaşanan trafik problemleri nedeniyle bu ismi almış. Bu nasıl bir satın alma arzusuysa, son 20 yılda sadece ABD’de altı kişi ölmüş, 150 civarında insan da yaralanmış. Bu iş öyle bir hale geldi ki, BBC, Kara Cuma’da iyi alışveriş yapmanın yollarını anlatan uzun bir liste yapmış.

Türkiye’de normal mağazalardan çok sanal mağazalar iyi kullanıyor bu günü. Fakat bizim tüketicimiz de akıllı. Beğendikleri ürünleri saat 23.45 gibi alışveriş sepetine atıp, saat 24.00’ü gösterdiği ve indirim başladığı an ödemeyi yapıyorlarmış.

Şu cinliklere harcadığımız zamanı, bilime harcasak, her sene bir Nobel garanti olur aslında...

Sayın valim çöp kaçta toplanır?

İstanbul’da giderek pervasız, giderek vatandaşa saygısızlık boyutuna geldi çöp toplama işi.

Sabah ve akşam trafiğin en civcivli olduğu saatlerde, yolda bir çöp arabası dur-kalk yapa yapa gidiyor.

Arkasında da yüzlerce araba, trafik sıkışıklığı, korna sesleri ve ağır bir gürültü kirliliği... Bedava toplamıyor çöpleri belediyeler, hepimiz bedelini ödüyoruz ve hizmet hayatımıza problem olarak dönüyor. Sayın valim, belediyelere sorsanız, ne kadar doğru cevap alırsınız emin değilim.

Lütfen ekibiniz bir inceleme yapsın. Mesela Beşiktaş Çarşı’ya kaçta giriyor çöp arabası ya da Bahçeköy’de tam da okulun dağıldığı saatte tek gidiş-geliş caddeye giriyor mu saat 18.00 civarı? Eskiden çöpler trafik başlamadan ya da tamamen bittikten sonra toplanırdı, şimdi işin cılkı çıktı.