Donald Trump’ın siyaset yapma biçimini görünce, insanın içine Türkiye’deki siyaset yapan herkese haksızlık etmişiz duygusu oturuyor.
Hillary Clinton’ın e-mail gaflarına bakınca Tansu Çiller’in konuşma gafları son derece önemsiz kalıyor.
Kim Kardashian’ın bitmeyen Türkiye düşmanlığını görünce, Tuğçe Kazaz’ın muhalefet sevmeyen mesajları daha sempatik hale geliyor.
BU PENGUEN BAŞKA PENGUEN
National Geographic’in yayınladığı, yuvasında eşini bir başka erkekle yakalayan penguenin öfkesini gördünüz mü?
Çoğu kişi şaşırdı ama aslında kuş türlerinin yüzde 90’ı tek eşli yaşar.
Ancak onların tek eşliliği başka kuşlarla üreme ilişkisi yaşamayacakları anlamına gelmiyor.
Hatta yapılan son araştırmalar kuş yavrularının yüzde 75’inin farklı eşlerden olduğunu ortaya çıkardı.
Hayvanlarda çok eşlilik mümkün olduğunca farklı genlerle üreyip, hayatta kalacak yavrular doğurmak üzerine kurulu.
Peki parayı bulunca, önce arabasını sonra hayatındaki kadın sayısını değiştirenleri ne yapacağız?
YOK DEVE...
İngiltere’de bir koleksiyoncu, Hitler’in hayat arkadaşı Eva Braun’a ait bu iç çamaşırını satın almak için açık artırmada 11 bin 500 TL para ödemiş.
Garip ama dünyada bu tür başka gariplikler de var.
Mesela Kraliçe Victoria’nın iç çamaşırları da açık artırmaya çıkmıştı.
Hadi o kraliçe dedik, peki Beatles grubunun efsane ismi John Lennon’un çekilmiş dişinin 35 bin TL’ye satılmasını nereye koyacağız?
Hoş, Kennedy suikastinin zanlısı ve sonra ortadan kaldırılan Oswald’ın tabutunun bile alıcı bulduğu bir dünyada tek çare “Yok deve” demek herhalde...
BİTMEYEN SENFONİ...
Cem Yılmaz-Ebru Şallı ilişkisine dair bitmeyen senfoni benzeri haberlerin “Hâlâ birlikteler” bölümü çalıyor bu hafta. Şaka değil, bu konuda kaç bin haber yapılmıştır acaba? Üstelik haberler öyle bir yazılıyor ki, odada haberi yazan kişi, Cem Yılmaz ve Ebru Şallı’yla oturup konuşmuşlar sanki. Hoş bu konuda gazetecilere fazla kızmamak gerektiğini de biliyorum. Yıllar önce, şöhret basamağının ortalarına varmaya çalışan şimdiki zaman şöhretinin, televizyon programı için yapımcı firma sahibiyle yemek yiyeceği yeri, telefon açıp bir gazeteciye haber veren kişi olduğunu da gayet iyi biliyorum. Baş başa yemek her zaman haber olur ama televizyon programı projesi sayfada yer bulmaz.
SOKAĞA BAKMAK LAZIM
Contemporary Istanbul bu sene herhalde ziyaretçi rekoru kırmıştır. Çağdaş sanat eserlerinin bu kadar ilgi gördüğü bir başka zaman daha hatırlamıyorum.
Arçelik’in geri dönüşüm tesislerinden elde edilen malzemeler, sanatçıların ellerinde yeniden doğmuş. Amerikan yapımı çizgi filmlerde, bilgisayar oyunlarında, geri dönüşümün evrensel logosu boşuna kullanılmıyor bunca zamandır. Sanat sayesinde bunu bir kez daha anladık.
Cumartesi günü Beyoğlu kafeleri, çoğu sergiden çıkmış insanlar tarafından tıklım tıklım doldurulmuştu. Bir zamanlar yapmaya doyulamayan belediye-esnaf gerginliği haberlerinden sonra manzara son derece güzeldi.
Türkiye zamanında harcı çok iyi karılmış bir ülke. Birlikte yaşama konusunda daha alacağımız mesafe var ama “Ben gidiyorum, yaşanmaz buralarda” diyenlerin kafalarını sokağa çevirmesinde fayda var.
FİKİR İYİ AMA...
Çengelköy-İstinye arası vapurla 55 dakika sürüyor.
Mesafe kısa ama süre çok uzun.
Anadolu yakasından kalkan gemi, Avrupa Yakası’nda iki, sonra Anadolu tarafında üç iskeleye uğrayıp tekrar Avrupa tarafına dönüyor.Beykoz-Eminönü vapur seferi de aynı sebepten dolayı tam 115 dakika sürüyor.
Şehir Hatları İşletmesi’nin, İstinye ile Çubuklu arasında arabalı vapur seferleri koyma kararına sevindim.
Boğaz’ı enine değil boyuna geçecek seferler sayesinde deniz yolları gerçek bir alternatif olabilir.
Ancak cevap bulması gereken sorular var:
Mesela her iki yakada da bekleme yerleri neresi olacak, sıra oluşursa trafik bundan etkilenecek mi? Sonra her iki yakada da yollar sık sık tek şeride düşüyor. Yeni açılacak hat sıkıntıyı artırır mı? Yolcu sayısı, maliyet hesabı hepsini anlarım ama liderlik denenmemişi denemektir biraz da...
O yüzden İstinye-Çubuklu arabalı vapur hattı Boğaz’ı dikine geçme konusunda daha cesur adımlara vesile olabilir.