4 BİN 380 TL’LİK GÜNGÖREN PANTOLONU

İngiltere Başbakanı Theresa May’in giydiği deri pantolonun önce fiyatını öğrendik.

Tam 995 sterlin yani 4 bin 380 TL ödemiş o pantolona İngiltere Başbakanı.

Rakam orası için bile yüksek, o yüzden de fazlasıyla eleştirildi Theresa May.

İşin o kısmı beni alakadar etmiyor ama bu pantolonun, İstanbul, Güngören’de üretilmiş olması fazlasıyla alakadar ediyor.

‘Niye?’ diyeceksiniz zira bu pantolon, İngiliz modacı Amanda Wakaley’in imzasını taşıyor.

Adım gibi eminim ki bu kıyafeti ortaya çıkaran, deri, işçilik vesaire için 95 hadi abartalım 195 sterlin Türkiye’de kalmıştır.

Bir imzayla kazanılan paraysa ya 800 ya da 900 sterlin...

Türkiye tekstil ihracatında artık sadece göz nuru ve kol emeğiyle değil beyniyle de para kazanmalı.

HAYAT NE GARİP

Pazartesi akşam saatlerinden gece yarısına kadar, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi karanlık bir suikast sonucu öldürüldü. Berlin’de bir tır Noel Pazarı’na daldı, 12 kişi öldü, 48 kişi yaralandı. Zürih’te bir camiye saldırı oldu, 3 kişi yaralandı.
Haber kanalları en hareketli gecelerinden birini yaşadı pazartesi gecesi. Salı günü reyting karnesi gelince bir kez daha gördük ki, dizilerin ezici reyting üstünlüğü devam ediyor. Demek ki dizilerdeki kötülüğü ya da aşkı gerçek hayattaki kötülük ya da aşklara tercih eder hale geldik. Hayat ne garip...

‘SİNSİRELLA’

Bülent Ersoy ile Emel Sayın atışmasında ilgimi çeken tek nokta Ersoy’un kullandığı “Sinsirella” lafı olmuştu. Meğer yeni bir tanımlama değilmiş bu. İnternette biraz tarayınca gördüm ki, bu isimle 2010’da bir Twitter hesabı açılmış.

Çeşitli internet sözlüklerinde 2013’ten beri girişler de var. Ancak tahminen Sinsirella, bu kavgadan sonra popüler hale gelen bir tanımlama olarak aklımızda kalacak.

MAVİ ŞERİTLİ AMBULANS

İstanbul’da siren ya da çakar takılı araçların sayısı neredeyse olmayanlara yaklaştı.

Bu ayrı bir konu ama ambulansların trafik geçiş üstünlüklerinde de ciddi bir karmaşa ve suistimal var.

Geçiş üstünlüğü olan ambulansların yanında mutlaka kırmızı şerit olmak zorunda.

Yanında mavi şerit olanlarsa ambulans değil hasta nakil aracı ve siren çalma yetkileri de yok.

Geçenlerde mavi çizgili olanlardan bir tanesiyle yan yana giderken camı açıp, niye siren çaldığını sordum. İstanbul’daki büyük şantiyelerden birinin aracıymış, hastalanan bir işçiyi acile bırakmış, geri dönüyormuş, ya şantiyede ihtiyaç olursa diye siren çalarak erken gitmeye çalışıyormuş. Bunun Türkçesi, “Akşam trafiğine takılmak istemiyorum” demek aslında. İl Sağlık Müdürlüğü bu konuda uyarılar yapıyor ama takan var mı, o kısmı tartışmalı...

PARAYLA DEĞİL ARŞİVLE...

Star TV yılbaşı gecesi, bir saatlik yayın için Tarkan’a tam 600 bin TL ödeyecekmiş. Doğrusu iyi para ama Tarkan da eşi benzeri olan bir adam değil. Haberi okuduğumda yayının bant mı yoksa canlı mı olacağını merak ettim en çok. Bantlar fazla tadı tuzu olan yayınlar değildir sonuçta. Hatta ağustosta çekip tam gece yarısı, “Hoş geldin 2017” dedirtseniz de fark eden olmaz. 31 Aralık geceleri için imkanı en fazla olan kanallar TRT’nin aslında. Ellerindeki arşivi bir düşünsenize... Arka arkaya, bir sürü yılbaşı gecesi yayınının, en önemli sanatçılarını ekrana sürseler kimse ellerine su dökemez. TRT Müzik geçen senelerde buna benzer bir işi tüm güne yayarak yapmıştı ve çok da seyirci toplamıştı. O yüzden bazı şeyler parayla değil arşivle olur.

BÖCEK YER MİSİNİZ?

Kabak dolması yaptığınız zaman, kabağın içinden mücver yaptınız mı hiç? Daha zor bayatlayan büyük ekmeklerden alıp, onları buzdolabında saklar mısınız? Üzeri küflenen peyniri çöpe mi atarsınız yoksa küflü bölümü bıçakla kesip, kalan kısım üzerinde biraz zeytinyağı dolaştırıp yine kullanır mısınız? Artan makarnayı küçük küçük doğrayıp, mercimek yemeğine katmak ya da soyulup yenmemiş elmayı değerlendirmek için elmalı kek ya da komposto yapar mısınız?

Dünya Sağlık Örgütü, Afrika’nın protein ihtiyacına karşılık böcek yenmesini önermişti kısa zaman önce. Sonra israf rakamları ortaya çıkmaya başladı. Şimdi böceklerin tüm dünyada yemek malzemesi olarak kullanılması fikri giderek ağırlık kazanmaya başladı.

Ya kaynakları koruyacağız, ya da böcek yiyeceğiz haberiniz olsun...