Estetik cerrahi ameliyatlarına ilginin artmasında medyanın rolü büyük. Bu rol bazen olumsuz yönde de olabiliyor
Ben çocukken 60 yaşına gelmemiş babaannemin yüzünün kırışıklıklarla dolu olduğunu hatırlarım. Annem aynı yaşa geldiğindeyse yüzüne bakar, kremler sürerdi. Hâlâ güzeldi. Onun yüzündeki kırışıklıklar ve sarkma çok daha azdı. Bugünse 60 yaşındaki bir kadın, yüzündeki kırışıkları kabul etmiyor ve onları ortadan kaldırmak veya en azından azaltmak için uğraşıyor.
2013 yılında eskiden doğal kabul edilen sarkma ve kırışıklıklar günümüzde yaşlanma belirtisi sayılıyor, giderilmeye çalışılıyor. Estetik cerrahi ameliyatlarına olan ilginin artmasında televizyon ve gazetelerin de rolü büyük. Ancak unutulmamalı ki, medya reyting peşindedir ve bu nedenle yayınlarında ciddi olmayan doktorlara da yer verir.
Televizyonlarda 16 yaşındaki kızlara göğüs ameliyatları yapılıyor, 15 yaşındakilere botoks ve dolgu maddesi enjekte ediliyor. Amerika’da aileler liseyi bitiren oğullarına otomobil, kızlarınaysa silikon protezle göğüs büyütme ameliyatı sunuyor.
Günümüzde estetik ameliyatlar medyanın organize ettiği bir güzellik (!) devrimi. Fakat sosyologların dediği gibi her hareket bir karşı hareket doğurur. Estetiğin günlük hayatımıza bu kadar aşırı derecede girmesi sonucu, bu tip uygulamalara köktenci bir yaklaşımla karşı çıkanların seslerini daha çok yükseltmesine neden oldu. Alman feministlere göre, eşleri çocuk doğurduğunda onlara hediyeler alan ve bağımlılık yeminleri eden kocalar daha sonra doğum nedeniyle vücudu deforme olmuş karılarını beğenmez.
Güzellik şekil ve hacim arasındaki uyum ve dengedir. Güzeli görünce mutlu oluruz, mutlu olunca güzel görünürüz.
Doktorlar caydırmalı
Doğru olan, bu iki aşırı ucun ortasındaki yolu bulmak. Diğer tarafı kötülemek çözüm değil, çünkü her iki görüşün de faydaları ve sakıncaları var. Her insan kendi vücudu hakkındaki kararı kendisi verir ve vücuduna canının istediği ameliyatı yaptırmak isteyebilir. Doktorun görevi, gerektiğinde hastaları tehlikeli ve faydası olamayacak ameliyatlardan caydırmak, onlara bu yöntemlerin sonuçları hakkında bilgilendirmek.
Güzellik, 15 yaşındaki oğlunuza sorduğunuzda, genç, seksi ve tabiri caizse fıstık gibi olmaktır. Kızınızınsa kendisinin doğal bir harika olduğundan haberi yoktur, mükemmel makyajlı, pahalı giysiler giyen insanları güzel olarak tanımlar. Anne-babalar çocukları için eskimiş (yaşlanmış), kırışıklar içinde ve vücutları deforme yaratıklardır...
Kendi vücutlarını beğenmeyen kimseler, ameliyat ne kadar başarılı olursa olsun mutlu olamaz ve daha başka ameliyatlar olmaya devam ederler.
Mutlu olunca güzel görünürüz
Bazen mükemmel güzellik tanımlayabileceğim bir erkek veya kadın hasta bana gelerek vücudundan ya da yüzünden memnun olmadığını söyler. Bu durum beni artık pek şaşırtmıyor... Bu tür insanlar, hayatlarında her şeyi kolayca elde etmişler ve şimdi en ufak bir zorlukta veya istediği partneri elde edemeyince, karamsarlığa kapılıp kendi vücutlarını suçlar. Bazı hastalarsa çevrelerinde en güzel kadın olarak kendilerini görürken, daha güzel bir insan onların yaşam çevrelerine girmiş ve onun hakimiyetini tehdit eder. O güzel kadın bunun sonucu olarak kızgınlık ve ümitsizlik duygularına kapılmış haldedir.
Toplum, yaşlandıkça ve gençlik tedavileri (anti-aging) yoğunlaştıkça daha çok insan bıçak altına yatıp veya ameliyatsız yöntemlerle vücutlarını da genç göstermeye çalışıyor. Eskilerin söylediği “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur“ ifadesi artık “Sağlamlar genç, hastalar yaşlıdır” olarak değişti.