02.03.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
ORKUN BULUT
John Favreau’nun oynayıp yönettiği, belki de restoran dünyasının bugününü gören bir filmdi Chef... Dustin Hoffman’ın canlandırdığı restoran sahibi Riva’nın dar görüşlülüğü, garip yemek eleştirmenlerinin egolu notlamaları ardından, Carl Casper’ın önlüğünü çıkarıp, burrito yaparak kariyerine devam etmesinin gerçek örneklerine fazlasıyla rastlıyoruz.Casper’ın hikayesindeki yıkımlar olmadan, Türk şeflerinin en iyi isimleri arasında yer alan Umut Karakuş, buna benzer bir tutkuyla açtı Muutto’yu! Başarılı şef, sokak yemeklerine olan tutkusunu, kendisi gibi birinin, daha önce mekan açmaya cesaret edemediği Moda’da sergiliyor.
Boğaz’dan Moda’ya
Duble Meze’yle yaptığı çalışmalarla, yeni nesil meze kavramının öncülerinden Karakuş, birçok restoran deneyiminin ardından, yaz aylarına Oligark’ın içerisindeki Bey Lokantası’yla adım atmıştı. Boğaz kenarındaki tek şef restoranı olan, menüsü, özel servis ekipmanlarıyla, belki de en az Mikla, Neolokal ve Mürver gibi nitelikli turistin ajandasına eklenecek bir yere imza attı. Tam anlamıyla olmasa da Carl Casper’ın yaşadığına benzer bir uyumsuzluğun ardından, hayallerinin peşinde, meze konseptiyle beslediği, farklı dürüm çeşitlerinin olduğu Muutto’yu böyle kurdu.Pancarlı ve salatalıklı ayran içmek için bile gelen var. Kokoreç, tantuni, söğüş, ciğer ve vejeteryanlara uygun falafelli dürüm, özel soslarıyla hazırlanıyor. Farkı oluşturan mezeler arasında kabak pirinç, paylaklı nuraniye, ılık mücver ve süzme yoğurtlu nazuktan denenesi lezzetler arasında...Umut’un bu küçük hayalleri de talep üzerine büyüyor. Önümüzdeki aylarda Muutto’yu Zürih’te açıyor. Sonrasında da Helsinki gelecek gibi...
Semtte değişim
Moda’ya gitmişken, sosyal mekanlardaki değişim gözünüze çarpıyor. O eski lokal avantajını kullanan kızarmış patates menülü mekanların yerini, farklı konsepteler almış. Mesela Breaky ismindeki yeni nesil kruvasancı... Günde neredeyse 600 kruvasan sattığını söylesem! Çikolata tatlarıyla meşhur Asuman da, şimdiden semtin klasiği olma yolunda ilerliyor. Moda’da bir Cihangir hissi oluşuyor. Cihangir’e göre çok daha sadık, oturaklı bir müşteri potansiyeline sahip olduğunu düşünürsek, birçok farklı konsept için Nişantaşı, Cihangir ve Bebek’ten daha çekici olacaktır.
Sosyal Zehir!
Boğazımızın düğümlendiği, gözlerimizin dolduğu, uykularımızın kaçtığı, yani paramparça olduğumuz günler geçiriyoruz. Hepimiz çok kızgınız! Bu duygularımızı Twitter üzerinden belli etmek, konvansiyonel medyadan önce, burada gördüğünüz bilgileri paylaşmak ve yorumlamak, sizin gibi düşünenlerle kızgınlığınızı paylaşmaya yarayabilir. Ama doğru olmayan bilgilerle bizzat manipülasyonların yayıcısı da olabilirsiniz. Herkes medyaya kızgın olabilir ama gazetecilik terbiyesi almış biri asla teyit etmediği bir haberi servis etmez, yayınına koymaz. Böyle üzüntülü ve tepkilerimizin daha duygusal olacağı günlerde, zehirli bilgileri paylaşırken bir kez daha düşünelim!