Naomi Watts, 2003 yılında, 33 yaşındayken rol aldığı David Lynch filmi “Mulholland Çıkmazı / Mulholland Drive”dan sonra neslinin en popüler oyuncularından biri oldu. Bu hafta “Diana”da Prenses Diana olarak izleyeceğimiz oyuncu, 1980’lerin ortalarından itibaren oyunculuk yapmaya başladı ancak uluslararası alanda tanınan bir isim olması “Mulholland Çıkmazı”nda rol almasıyla gerçekleşti. Watts’ın kariyerinde olduğu gibi şöhreti uzun yıllar süren bir uğraşın ardından yakalayan diğer ünlü oyuncuları mercek altına aldık.
Gene Hackman
2 Oscarlı efsane aktör Gene Hackman, 1950’lerin ortasında Kaliforniya’da Pasadena Playhouse’un tiyatro okuluna girdi. Burada sınıf arkadaşlarının oylarıyla arkadaşı Dustin Hoffman’la birlikte ‘başarı şansı en az’ listesine seçildiler. New York’ta kapıcılık gibi işler yapan Hackman, Off-Broadway oyunlarında rol aldıktan sonra 1960’ların ortasında filmlerde küçük roller buldu ve 1967 yapımı “Bonnie and Clyde”daki Clyde’ın abisi Buck Burrow rolüyle büyük çıkışını 37 yaşındayken gerçekleştirdi. Bu rolle yardımcı erkek oyuncu dalında Oscar adayı olan Hackman’ın müthiş performanslarının devamı geldi. Hoffman ile kendisinin yer aldığı başarılı olamayacaklar listesini hazırlayanın pek öngörülü olabildiği söylenemez.
Harrison Ford
Hollywood’daki ilk yıllarını figüran olarak geçiren, bir yapımcıyı kızdırdığı için de figüran listesinin de en dibinde yer alan Harrison Ford, repliği bile olmayan bu küçük rollerden sıkıldı ve marangozluk öğrendi. The Doors’un da sahnedeki tamir işlerini yapan Ford’un hayatını değiştiren gelişme, o dönem gencecik bir yönetmen olan George Lucas’ın evine dolap yapması oldu. Ona “American Graffiti”de küçük bir rol veren Lucas, Ford’a beklediği fırsatı tanıdı. Sonrasında Francis Ford Coppola filmlerinde yan rolleri, Han Solo ve elbette Indiana Jones...
Kathy Bates
New York’ta oyuncu olarak tutunmaya çalıştığı yıllarda garsonluğun da aralarında olduğu işler yapan Bates, 1990’da 42 yaşındayken “Misery”deki performansıyla tanınana kadar sadece çok dikkatli sinema takipçilerinin bildiği bir isimdi. Uzun yıllar boyunca Off-Broadway ve Broadway oyunlarında yer alıp, tiyatro takipçilerine kendisini tanıtsa da, Bates neslinin en önemli oyuncuları arasında hak ettiği yeri “Misery”den sonra alabildi.
Alan Rickman
Harry Potter serisinin Severus Snape’inin de aralarında olduğu ünlü karakterleri canlandıran saygın aktör Alan Rickman, gençlik yıllarında bir gazetede grafik tasarımcı olarak çalıştı. Arkadaşlarıyla birlikte açtığı grafik tasarım şirketinde işler yolunda gidiyordu. Ancak Rickman, 20’lerinin sonlarında tiyatro okumaya karar verdi ve prestijli kurum Royal Academy of Dramatic Art’da (RADA) burs kazandı. Uzun yıllar boyunca tiyatro ağırlıklı bir kariyeri sürdüren Rickman, 1988’de “Die Hard / Zor Ölüm”de kötü adam Hans Gruber’ı canlandırınca uluslararası üne kavuştu.
Jon Hamm
2007’de yayınlanmaya başlayan “Mad Men”deki rolüyle pek çok ödül alan ve tanınan bir aktöre dönüşen Jon Hamm’in hikayesi de pek çok zorluk taşıyan aktörünki gibi ama mutlu sonla bitiyor. Genç yaşta cebinde 150 dolarla Los Angeles’a gelen, birkaç aktörle bir evde kalıp iş bekleyen Hamm, kendi kendine 30’una kadar başarılı olamazsa geri dönme sözü verdi. Ancak 1971 doğumlu aktör 2000’lerin başından itibaren küçük roller almaya başladı ve büyük çıkışını 2007’de “Mad Men”le yapınca, Hamm’in hikayesi bir başarı öyküsüne dönüştü.