Bazen ana akım sinemanın bazen de bağımsız filmlerde 50’ye yakın karakter canlandıran aktör John Cusack, artık kariyerinin olgunluk dönemine girdi. Sempatik, sıradan iyi adam rollerinin sevilen aktörünü bu hafta ‘Şangay/Shanghai’de izleyeceğiz. 1940’ların Şanghay’ında öldürülen arkadaşının katillerinin peşine düşen bir casus rolünde... 2012’de ise iddialı proje ‘The Raven’da Edgar Allan Poe olarak karşımıza çıkacak John Cusack’ın beş önemli performansını hatırlamanın tam zamanı.
John Malkovich OlmakFilmin adında John Malkovich geçse de filmin başrolünde tanınmaz halde bir John Cusack vardı. Cusack, çok sevilen bağımsız filmde, uzun saçlı, gözlüklü, derbeder görünüşlü bir kukla ustasını canlandırıyordu. Film, dâhi kabul edilen senarist Charlie Kaufman ve ünlü yönetmen Spike Jonze’nun imzasını taşıyordu ve bu ikili aynı zamanda Cusack’ın çalıştığı en prestijli isimler arasındaydı.
Kimlik Identity (2003)John Cusack’ın arada sırada çektiği korku-gerilim filmleri arasında öne çıkan ‘Identity’de bir otelde mahsur kalan 10 yabancıyla ilgiliydi. Bu karakterlerden biri de Cusack’ın canlandırdığı limuzin şoförü Ed Dakota’ydı. Otelde işlenen cinayetler üzerinden ilerleyen filmin yönetmen koltuğunda James Mangold oturuyordu ve film Agatha Christie romanı ‘And Then There Were None’dan yola çıkıyordu.
The GriftersJohn Cusack ve yönetmen Stephen Frears’ın birlikte çalışması hep iyi sonuç verdi. Yapımcılığını Martin Scorsese’nin diğer başrolleri ise Anjelica Huston ve Annette Bening’in üstlendiği film, Jim Thompson’ın aynı adlı romanının uyarlamasıydı. Cusack, filmde canlandırdığı dolandırıcı Roy karakterini, romanı okuduğunda çok sevmiş; hatta kendisi kitabı uyarlamanın yollarını ararken, Frears ve Scorsese’nin uyarlama hazırlandığında olduğunu öğrenip projeye dahil olmuştu.
Say Anything... (1989)Cusack’ın kariyerinin başlarında rol aldığı en akılda kalıcı olan film ‘Say Anything...’,
aynı zamanda ünlü yönetmen Cameron Crowe’un da ilk filmiydi. Gençlik romantik
komedileri arasında önemini korumayı başaran bu sevimli filmde, Cusack, elinde
teybi, üstünde bol pardosüsüyle lisenin en iyi öğrencisi Diane Court’un (Ione Skye) peşine düşüyordu. Filmde canlandırdığıromantik, sevimli Lloyd Dobler karakteri,
Cusack’ın ara sıra döneceği romantik komedilerin ilk örneğiydi.
High Fidelity (2000)‘The Drifters’da olduğu gibi Stephen Frears’la John Cusack, ‘High Fidelity’de de bir arada çalıştılar. Sonuç popüler kültür, pop müzik, ayrılık ve aşkla ilgili defalarca izlenebilecek, müthiş bir film oldu. İngiliz yazar Nick Hornby’nin aynı adlı roma-nından uyarlanan filmde, sevgilisinden ayrılan plak dükkanı sahibi Rob Gordon (Cusack), geçmişindeki onu en çok üzen ayrılıklara bakıyor ve ilişkilerinde neyin yanlış gittiğini anlamaya çalışıyordu. “Hangisi önce geldi, müzik mi sıkıntı mı? Sıkıntılarım olduğu için mi pop müzik dinledim? Yoksa pop müzik dinlediğim için mi sıkıntı bastı?” cümleleriyle açılan filmdeki Rob Gordon, Cusack’ın performansı sayesinde sinema tarihinin en ünlü karakterlerinden birine dönüştü.