Christopher Walken, şüphesiz sinema dünyasının sık gördüğümüz en ilginç aktörlerinden biri. Onu bu hafta ‘Son Konser/A Late Quartet’te sorunlar yaşayan bir yaylı çalgılar dörtlüsünün kocaman kalpli, iyi niyetli adamı olarak izleyeceğiz. Oysa kariyerinde kötü adam rolleri de ünlüdür. Kariyerinde öne çıkan beş filme geçmeden önce Walken’ın dans konusundaki yeteneğinin de altını çizelim. Fatboy Slim’in ‘Weapon of Choice’ parçasının videosundaki dansı bu videoyu gelmiş geçmiş en iyi kliplerden biri haline getirdi.
‘Avcı The Deer Hunter”‘1978)
Vietnamlıların temsiliyle dünya döndükçe eleştirilecek bir film olan ‘Avcı’nın oyuncu performanslarınaysa genellikle eleştiri yöneltilmez. Filmde ilk akla gelen performans başroldeki Robert de Niro’nunki olsa da, ikinci olarak da Walken’ın Nick Chevotarevic’i hatırlanır. Vietnam sonrası hayatı rayına oturmayan Nick’i canlandırdığı bu rol, Walken’a “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” dalında Akademi Ödülü getirdi ve Walken bu Oscar’ı kariyerinin henüz başlarında kazandı.
‘Yabancı Kucak The Comfort of Strangers’ (1990)
Ian McEwan’ın aynı adlı romanından Harold Pinter’ın uyarladığı senaryoda, en zor ve karmaşık rollerden biri Walken’a düşüyordu. Walken, Venedik’te turist olan çiftle, janti, kibar ve ilginç bir restoran sahibi olarak tanışan Robert’ı canlandırıyordu. Genç çifti karısıyla yaşadıkları eve davet eden Robert, garipleşen hikayede karakterleri peşinden sürükleyen karakterdi. Walken, bu rolde de karakterinin gizemini ve cazibesini korumayı bildi.
‘Sıkıysa Yakala Catch Me If You Can ‘(2002)
Steven Spielberg’ün yönettiği filmde, akıl almaz bir dolandırıcı olan Frank Abagnale Jr.’ın (Leonardo DiCaprio), kanundan (Tom Hanks) kaçmaya çalışma hikayesini izledik. Walken ise Frank’in II. Dünya Savaşı gazisi babası rolündeydi. Bu rolü, filme iki Oscar adaylığından birini getirdi ve Walken bir kez daha Yardımcı Erkek Oyuncu dalında adaylık aldı.
‘King of New York’ (1990)
‘King of New York’, Walken’ın çalışmayı sevdiği bağımsız sinemacılardan Abel Ferrara’yla olan ortaklıklarının en dikkat çekicisi. Walken, bu filmde Frank White adlı bir uyuşturucu lordu olarak
izleyici karşısına çıktı. Hapishaneden çıkan Frank, piyasadaki herkesi silip kendisini zirveye taşımaya çalışıyordu. Çok alışılmadık bir suç patronu izlediğimiz bu suç dramındaki Frank karakteri de Walken’ın ifadesiz, alaycı yüzünün işine yaradığı rollerden biriydi.
‘Yedi Psikopat Seven Psychopaths’
Martin McDonagh’ın yönettiği bu bol konuşmalı filmde Walken hasta karısına bakabilmek için köpek kaçırıp ödül için geri getiren Hans’ı canlandırdı. Bir mafya babasının köpeğini kaçırınca işler karışıyor, Hans ve arkadaşlarının başı belaya giriyordu. Walken hem konuşup hem mafyadan kurtulmanın yollarını ararken, bir kez daha filmin en akılda kalıcı performanslarından birini sergiledi.