Geçen yıl sanki Alfred Hitchcock’u anlatma yılıydı. Hem Anthony Hopkins’in ünlü yönetmeni canlandırdığı bugün gösterime giren ‘Hitchcock’, hem de HBO için çekilmiş TV filmi ‘The Girl’ izleyici karşısına çıktı. Gerilim ustasının hayatının yakın dönemlerini seçen bu iki filmde, ‘Hitchcock’ta ‘Sapık’ın yapım sürecini; ‘The Girl’deyse ‘Kuşlar’ ve ‘Marnie’nin yapım sürecini gördük. Madem usta bir kez daha gündemde, biz de kariyerlerinde ondan etkilenen yönetmenleri sıralayalım istedik.
Steven Spielberg
Steven Spielberg’ün gerilim ustasına hayranlığı da gizli bir bilgi değil. Hatta Hitchcock’un hayatının son döneminde Spielberg’ün çeşitli kanallarda girişimlerde bulunarak tanışma talepleri gönderdiği, Hitchcock’un da bunları defalarca reddettiği biliniyor. Spielberg, sinema deliliğiyle dolu bir çocukluk ve gençlik döneminden gelen bir yönetmen olarak Hitchcock’u ustası kabul etmiş olabilir. Ama Spielberg filmlerinde Hitchcock gibi karanlık tarafları da kucaklayabilen bir yön olduğunu söylemek güç. Ama Hitchcock gibi uzun ve parlak günlerle dolu bir kariyer konusunda Spielberg ustasına yaklaştı.
Brian De Palma
Hitchcock takipçisi denince ilk akla gelen isimlerden biri şüphesiz Brian De Palma. Nitekim herkes için öyle olmalı ki girişte bahsettiğimiz iki Hitchcock filmi de yönetmesi için önce onun önüne gelmiş, o da reddetmiş. Aralarında ‘Carrie’, ‘Dressed to Kill’, ‘Scarface’, ‘The Untouchables’ın da olduğu önemli filmlerde imzası bulunan De Palma’nın Hitchcock’un gölgesi gibi hareket ettiğini söyleyip, bu etkilenmenin taklit noktasına varışından rahatsız olanlar bile var. Ancak De Palma’nın yukarıda sıraladığımız önemli filmlerini Hitchcock taklidi diye geçmek mümkün olabilir mi?
David Lynch
Sinemanın en ilginç yönetmenlerinden biri olan David Lynch, Alfred Hitchcock’a ‘Blue Velvet’ten ‘Mulholland Drive’a pek çok filminde gönderme yaptı. Lynch’in ilgilendiği konuların başında gelen bilinçaltı, normal görünüşün hiç de normal olmadığı, her an tekinsizliğe ve karanlığa evrilebileceği meseleleri, Hitchcock’la ortak paydaları arasında. Tabii, Lynch’in Hitchcock’a göre izleyiciye çok daha zor gelen, daha kısıtlı bir izleyici kitlesine hitap ettiğini söylemeye bile gerek yok.
Claude Chabrol
Fransız yeni dalga yönetmenlerinin hepsinin Hitchcock’a duyduğu hayranlık bilinir. Sadece Claude Chabrol değil, Eric Rohmer, François Truffaut ve Jean LucGodard, ustaya sevgilerini, sinemasına ilgilerini dile getirdiler. Chabrol, Truffaut ve Rohmer’in Hitchcock hakkında kitapları da var. Ama bu isimler arasında, bütün filmografisinde Hitchcock izleri görülen yönetmen şüphesiz Claude Chabrol. Türleri birbirine geçiren stili, suça olan saplantısı, suçu insanları anlatmak için vesile olarak kullanmasıyla ünlü Chabrol’ün ölümünün ardından Guardian’ın eleştirmeni Peter Bradshaw yazdığı yazıda şöyle diyordu: “Alfred Hitchcock’un ölümünün ardından 30 yıl boyunca Chabrol, müzikal veya western gibi müzelik olabilecek bir türü onsuz tek başına ayakta tuttu: Soğuk ve şık gerilimleri...”