İngiliz sinema dergisi Empire’ın 1997 tarihli gelmiş geçmiş en iyi 100 film yıldızı listesinin birinci sırasında yer alan Harrison Ford, popüler sinemanın en ünlü birkaç karakterine hayat verdi ve yer aldığı filmlere gişe başarısı getiren bir isim. Bu hafta vizyona giren ‘Kovboylar ve Uzaylılar/Cowboys&Aliens’da başrolü Daniel Craig ile paylaşan Ford’un canlandırdığı beş önemli karakteri hatırlamanın tam zamanı.
(Indiana Jones serisi)
1981 yapımı ‘Raiders of the Lost Ark’la tanıştığımız Indiana Jones, 2010’da Time Dergisi’nin gelmiş geçmiş en iyi kurmaca karakterler listesinde Sherlock Holmes’un ardından ikinci sırada bulunuyordu. Herhalde dünyanın en ünlü arkeoloğu olan Jones, maceradan maceraya koşarken karakterin temellerinin nereden geldiği de sık sık konuşuldu. Bu konuda, ünlü arkeologlardan, ucuz romanlara, filmlerin yönetmeni Steven Spielberg’in bizzat kendisinden kurmaca karakterlere kadar sayısız kaynağın adı geçti. Karakter ne kadar dikkat çekici olursa olsun Indiana Jones’un sinema tarihinin en ünlü karakterlerden biri olmasında Ford’un rolü büyük.
Han Solo
(Yıldız Savaşları/Star Wars)
‘Star Wars Episode IV: A New Hope’la başlayan ‘Star Wars/Yıldız Savaşları’ serisinin ilk filminde Millennium Falcon’ın kaptanı Han Solo’nun bu kadar sevilen bir karakter olacağını serinin yaratıcısı George Lucas tahmin etmiş midir bilinmez. Bu başına buyruk, emir almayı sevmeyen, politik kavgada taraf olmak istemezken kendisini olayların ortasında bulan karakterse Harrison Ford’un karizma-sına çok şey borçlu. Co-pilotu Chewbacca’yla (Peter Mayhew) birlikte Han Solo, sinema tarihinin eskimeyen karakterleri arasındaki yerlerini çoktan aldılar. Han Solo’nun serinin yıldızı Luke Skywalker’dan sahne çaldığını düşünenlerin sayısı da az değil.
John Book
(Witness)
Avustralyalı yönetmen Peter Weir’ın imzasını taşıyan gerilim filmi ‘Witness’, Akademi Ödülleri’nde En İyi Orijinal Senaryo ve En İyi Kurgu dallarında Oscar kazansa da, özel bir Harrison Ford performansı barındırıyordu. Küçük bir çocuğun bir cinayete tanık olmasıyla başlayan film, onu korumaya çalışan polis memuru John Book’un hikayesine dönüşüyordu. Ford’un özellikle tanık çocuğun katili bir fotoğraftan tanıdığı sahnedeki oyunculuğu unutulmazdı. ‘Witness’taki John Book, Ford’un şimdilerde pek hatırlanmayan ancak oldukça kusursuz bir performansı... Ford’un kariyerinin tek Oscar adaylığını da bu filmle aldığını da hatırlatalım.
Rick Deckard
(Blade Runner)
Ford, Ridley Scott’un yönettiği kült bilim-kurgu klasiğinde, ‘kölelik’ görevlerinden kaçan birkaç replikanın peşinde düşen dedektif rolündeydi. Ford’un bu filmin setinde sorun yaşadığı ve memnun olmadığı biliniyor ancak bir aktör olarak onu ana akım çizginin dışına taşıyan da bu film oldu. Filmin uyarlandığı romanın yazarı Philip K. Dick de Ford’u şu cümlelerle övüyordu: “Harrison Ford, Rick Deckard’a benim hayal edebileceğimden daha fazla benziyor. Eğer rolü o oynamasaydı, Deckard asla gerçek bir insan olamazdı.”
Dr. Richard Walker
(Frantic)
‘Frantic’de Polonyalı ünlü yönetmen Roman Polanski ile çalışan Ford, karısı aniden ortadan kaybolan cerrah rolünde övgü almıştı. Paris’te geçen film, Harrison Ford’un kendisini olayların ortasında bulmuş sıradan adam rollerinden biri ve en iyisiydi.