Amerikan bağımsız sinemasının önde gelen isimlerinden Richard Linklater, kısa sürede çektiği filmleriyle, zaman zaman deneysel yollara sapmaktan çekinmemesiyle ve özellikle ilk döneminde
‘X jenerasyonu’nun sesi olmasıyla tanınıyor. Ana akım projeleri de bulunan Linklater, ‘Bernie’nin Suçu Ne?/Bernie’ ile 1990’larda Teksas’ta işlenen bir cinayeti belgeselle kurmaca arasında anlattı ve bir kez daha beğeni topladı. Başrollerinde Jack Black ve Shirley MacLaine’nin bulunduğu film vesilesiyle Linklater’ın kariyerini hatırlayalım.
‘Slacker’ (1991)
Linklater’ın oyuncu olarak da yer aldığı film, Sundance Film Festivali’nde dikkat çekti. Linklater’ı 1990’ların Amerikan bağımsız sinema hareketinin Steven Soderbergh’le Kevin Smith’in de aralarında olduğu yönetmenlerle birlikte öncülerinden biri konumuna taşıdı. Teksas’ta yaşayan, toplumun kenarındaki bir grup insanın hayatlarındaki bir günü, olay örgüsüne bağlı kalmadan anlatan ve hiçbir karakterle fazla zaman geçirmeyen film, Linklater’ın
‘X jenerasyonu’nun sesi olarak anılmasında önemli rol oynadı.
‘Dazed and Confused’ (1993)
İsmini Led Zeppelin’in ünlü şarkısından alan film, ‘Slacker’ın çizgisinden gidiyordu. Bu kez karakterlerini liseden seçen yönetmen, izleyiciyi okulun son gününe götürdü. Büyüme hikayesi olarak tanımlanabilecek filmde, şimdinin ünlü birçok ismini bir arada görmek mümkündü: Kadroda Matthew McConaughey, Ben Affleck, Milla Jovovich, Parker Posey ve Adam Goldberg’in de aralarında olduğu isimler vardı. Film, 90’ların en eğlenceli komedilerinden biri olarak akıllara kazındı.
‘Gün Doğmadan/Before SunrIse’ (1995)
İşte Linklater’ın en ünlü filmi. Bir tren yolculuğunda tanışan Amerikalı Jesse’yle (Ethan Hawke) Fransız Celine’nin (Julie Delpy), vardıkları Viyana’da gün doğana kadar vakit geçirmesini konu alıyordu yapım. Hawke’la Delpy’nin müthiş kimyası, harika diyaloglar ve Linklater’ın yönetmenliği, yapımı, en sevilen romantik filmlerden biri haline getirdi. Malum aynı ekip (Delpy, Linklater ve Hawke), 9 yıllık aralıklarla filmler çekip Jesse’yle Celine’nin hikayesini devam ettirdi. ‘Gün Batmadan/ Before Sunset’ 2004’te, ‘Geceyarısından Önce/Before Midnight’sa bu yıl izleyici karşısına çıktı.
‘Karanlığı Taramak/A Scanner Darkly’ (2003)
Linklater, Philip K. Dick’in ünlü bilimkurgu romanını uyarlamak için deneysel denilebilecek bir yöntem izledi. ‘Waking Life’da da kullandığı benzersiz görsel yapının benzerini, bu filmde daha da kusursuz hale getiren Linklater, önce dijital olarak çektiği filmi sonradan animasyon teknikleriyle gördüğümüz haline getirdi. Bu kadar sıra dışı bir bilimkurgu romanına çok yakışan bu sıra dışı teknik, ‘Karanlığı Taramak’ı izlenmesi kolay olmayan ama unutulmayan bir uyarlamaya dönüştürdü.
‘Kaset/Tape’ (2001)
Yönetmenin tek mekânda ve gerçek zamanlı olarak çektiği ‘Kaset’, hünerini en çok gördüğümüz filmlerden biriydi. Ne kadar iyi bir oyuncu yönetmeni olduğunu da... Stephen Belber’ın aynı adlı tiyatro oyunundan uyarlanan filmde Ethan Hawke, Robert Sean Leonard ve Uma Thurman oynuyordu. Liseden üç arkadaş bir otel odasında bir araya geliyor; o dönemden sırlar birbiri ardına ortaya çıkarken, odada tansiyon gitgide artıyordu.