İspanyol sinemacı Pedro Almodovar, yaşayan en önemli yönetmenlerden biri. Her karesinden tanınabilen benzersiz görselliği, toplumun kıyısında yaşayan karakterler ve toplumun büyük çoğunluğu tarafından marjinal sayılabilecek olaylarla geniş kitlere hitap edebilmesi, dram ve komedi gibi türler arasında göz açıp kapayana kadar geçebilmesiyle olduğu yeri sonuna kadar hak ediyor. Bu hafta yeni filmi ‘İçinde Yaşadığım Deri/La Piel Que Habito’nun vizyona girmesi dolayısıyla Almodovar’ın beş filmiyle kariyerini hatırlayalım.
‘Matador’ (1986)
Yönetmenin ilk dönem filmlerinden biri olan ‘Matador’da şimdi ustalıkla ve cilalı bir görsellikle işlediklerinin daha ham daha çiğ hallerini görüyoruz. Bu da, bazıları için ilk dönem Almodovar filmlerini daha değerli kılıyor. Bir sürü kadını öldürdüğünü itiraf etmeye çalışan genç bir matadorun etrafından dönen filmde, Antonio Banderas, Assumpta Serna ve Nacho Martinez başrollerde. Bu arada Banderas’ın Almodovar filmleri sayesinde uluslararası üne kavuştuğunu ve ikilinin yaklaşık 20 yıl sonra da ‘İçinde Yaşadığım Deri’de ilk kez tekrar birlikte çalıştıklarını belirtelim.
‘Annem Hakkında Her Şey Todo Sobre Mi Madre’ (1999)
Pedro Almodovar’ın En İyi Yabancı Dilde Film dalında Oscar kazanan filmi, yönetmenin en ünlü çalışmalarından biri. Bazılarına göre de en iyi yapıtı. Madrid’de yaşayan bir anne, oğlunun 17 yaşında talihsiz bir kaza sonucunda ölmesinin ardından oğlunun babasını bulmak için Barcelona’ya gider. Yas, kayıp, yeniden hayata tutunma gibi konuları işleyen film, diyaloglarından, oyunculuklara dört dörtlük bir yapımdı.
‘Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar/Mujeres al Borde de un Ataque de Nervios’ (1988)
Adı üzerinde sinir krizinin eşiğindeki çeşitli kadın karakterlerin karşılaştıkları durumlara odaklanan film, Pedro Almodovar’ın mizah yeteneğinin doruklarına şahit olduğumuz yapıtlarından biriydi. Yönetmenin filmlerine çok yakışan oyuncu Carmen Maura’nın başrolde olduğu film, Almodovar’ın kadın karakterlerin dünyasını anlatmadaki başarısını da bir kez daha kanıtlıyordu. O dönemde yaptığı bir söyleşide Almodovar, kadınların daha iyi karakterler olduğunu anlatıyor ve “Dramatik konular olarak kadınlar çok daha muhteşemler. Çok daha geniş bir etki alanları var” diyordu.
‘Konuş Onunla/Hable Con Ella’ (2002)
Büyük bir uluslararası başarı daha... En İyi Orijinal Senaryo dalında Oscar kazanan ‘Konuş Onunla’da Almodovar iki erkeğin hikayesini başlarında bekledikleri komadaki kadınlar üzerinden birleştiriyordu. Marco’nun matador sevgilisi boğa tarafından yaralanmış halde hastanede komada yatarken, klinikte çalışan Benigho’nun da komadaki genç balet Alicia’ya baktığı ortaya çıkıyordu.
‘Kötü Eğitim/La Mala Educación’
Katolik dünyasını sarsan çocuk tacizlerine de değinen ‘Kötü Eğitim’, kadın hikayelerindeki başarısı kabul edilen Almodovar’ın en fazla erkek karakter etrafında dönen filmiydi. Yönetmen, cinsel kimlikler, taciz gibi konuları bir cinayet hikayesi etrafından birleştirdi ve yine övgülere boğuldu. Filmin en önemli özelliklerinden biri gerçekten karışıklaşmasına rağmen dramatik bir şekilde toparlanan hikaye kurgusuydu. Almodovar’ın senaryonun kurgusu üzerinde 10 yıl boyunca çalıştığı biliniyor.