2000 yapımı bilimkurgu filmi “Derin Karanlık/Pitch Black”, bir gezegene düşen bir uzay gemisi ve bu gemide bulunan azılı suçlu Riddick’in hikayesini konu alıyordu. Film hem üçüncü filmi bu hafta girecek bir serinin başlangıcı oldu hem de kendi hayran kitlesini yaratarak kült filmler arasında yerini aldı. Hayran kitlesini serinin diğer filmlerine de taşıyan Riddick’ten yola çıkarak 2000’lerde çekilmiş ve kültleşmiş filmlere göz attık.
“Donnie Darko” (2001)
Richard Kelly’nin bilimkurgu öğeleri taşıyan, dünyanın sona ermesine gün sayan Donnie Darko adlı bir genci konu alan filmi “Donnie Darko”, eleştirmenler tarafından yere göğe konulamadı ve kendi hayran kitlesini bulması geç olmadı. Bu ilk film, çoğu Amerikan bağımsızının deneyip başaramadığı, bilimkurgu öğelerini gündelik bir hikayenin içine katma konusunda başarılı oldu. Ayrıca 1980’ler atmosferini müzikleri, politik arka planıyla veren film, Darko’yu canlandıran Jake Gyllenhaal’u da spot ışıkları arasına taşıdı.
“Ölüm Oyunu/ Battle Royale” (2000)
Koushun Takami’nin aynı adlı romanından uyarlanan Japon filmi “Battle Royale”, konusu itibarıyla gösterime girdiğinde büyük tartışma yarattı ve etik açıdan izleyicileri ikiye böldü. Ancak yarattığı tartışma filmin kültleşmesinin önünde engel olmadığı gibi bunu hızlandırdı. Film, bir grup okul öğrencisinin devlet tarafından birbirlerini öldürdükleri bir oyuna zorlanması üzerinden gidiyor ve bu oyunu gösteriyordu.
“Brick” (2005)
“Brick”, lisede geçen bir kara filmdi. Ama özellikle lise binasına hiç girmiyor, okulun dışını mekan olarak seçiyordu. Film, eski kız arkadaşı kaybolan Brendan (Joseph Gordon-Levitt) adlı asosyal bir öğrencinin okulun uyuşturucu ortamına girerek araştırma yapması etrafında dönen olay örgüsünde femme fatale’i, dedektifiyle kara film kalıplarından da yararlanılıyordu. İlk filmini çeken Rian Johnson, kara film ve okul filmlerini birleştiren bu parlak fikrini uygulayarak Amerikan sinemasına yeni bir kült film kazandırdı.
“Gir Kanıma/Lat den rattekomma in” (2008)
“Gir Kanıma”, gelmiş geçmiş en tuhaf vampir filmlerinden biri... 12 yaşlarında yalnız bir çocuk, aynı apartmana taşınan Eli adlı kendi yaşlarında görünen bir kızla arkadaş oluyor; Eli’nin vampir olduğu anlaşılıyordu. Vampirleri alışılageldik rollerinin dışına çıkaran film, dokunaklı bir arkadaşlık öyküsü anlatabilmesinin yanı sıra filmin atmosferine Kuzey Avrupa coğrafyasının kattıkları da yadsınamaz. Yönetmen Tomas Alfredson bu filmden sonra yoluna “Köstebek”le devam etti; “Gir Kanıma”ysa Hollywood tarafından yeniden çevrildi ama bu yeniden çevrim, orijinalinin yanına yaklaşamadı.
“İhtiyar Delikanlı/ Oldboy” (2003)
Güney Kore sineması son dönemde pek çok kült filmin çıkardı. Ama Park Chan-wook’un intikam üçlemesinin bir parçası olan “Oldyboy”un yeri ayrı. Filmde, bilmediği bir nedenle, kaçırılıp 15 yıl boyunca hapis tutulan bir adam çıkınca onu kaçıranın peşine düşüyordu. “Oldboy”, finali, şiddet sahneleri ve olağanüstü senaryosuyla akla kazınan bir filmdi.