Geçtiğimiz cumartesi ortaokul, lise ve üniversiteyi beraber okuduğum arkadaşlarım Hayati, Baran ve Onur’la çok uzun zaman sonra bir araya geldik. Caner’i ayrı yazıyorum çünkü onunla 12 yaşından beri yapışık yaşıyoruz zaten! Hayatımın en güzel yılları dediğim, Saint Michel Fransız Lisesi dönemimin bu kadar unutulmaz olmasında, her birinin ayrı yeri var. Hepsi erkek olduğundan mı nedir, kendileri pek duygusallaşmadı da; çocukluğumun ve gençliğimin bir arada geçtiği arkadaşlarımı, eşleri ve çocuklarıyla çok tatlı birer aile babası olarak görünce fena duygulandım, zaman makinesindeymiş gibi yıllar önceki hallerimiz canlandı gözümde... Eski günleri andık, bol bol gülüp, eğlendik. Hayat eski dostları başka yollara götürse de, arada sırada böyle buluşmaların keyfi ve duygusu bambaşka oluyor.
Sabancı Müzesi’nde bulunan MSA’nın restoranında kahvaltı için toplandık. MSA, Türkiye’nin önde gelen mutfak okullarından biliyorsunuz, restoranda da okulun öğrencileri, eğitmen şeflerinin yanında staj yapıyorlar. İlk defa gittim ve çok beğendim. Brioche üzeri avokadoyla poşe yumurtanın tadı hâlâ damağımda, ortaya söylediğimiz şarküteri ve peynir tabağı adeta bir şaheserdi! Yan masadan sipariş edilen MSA Burger’in mis gibi kokusunu da unutamıyorum! Lezzet dolu menüsü, sanat eseri gibi yemek sunumları, ferah atmosferi, Boğaz manzarası ve özenli servisiyle sömestir tatilinde, çoluk çocuk gitmek için çok hoş bir mekan...
Yarıyılda dijital detoks
Sömestir demişken; öğrencilerin çok sevdiği şu günlerden de bahsedelim. İnsanları birbirinden uzaklaştırdığına, gerçek iletişimi sınırlandırdığına ve bizleri uyuşturduğuna inandığım dijital dünyadan hazzetmediğimi hep söylerim. Özellikle de küçücük çocukların elinde cep telefonları ve tabletler görünce üzülüyorum. Onları yalnızlaştırıyor ve içlerine kapatıyor...
Uzmanlar; çocuklarının sosyalleşmediğinden ve arkadaşlarıyla oynamadığından yakınan aileler için yarıyıl tatilinin bir dijital detoks fırsatı olduğunu söylüyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, tatilin çocuk ve ailenin birlikte zaman geçireceği önemli fırsat olarak görülmesi gerektiğini belirtiyor. Dijital cihazların yerini; ailece yapılacak keyifli aktiviteler, spor ve sanat etkinlikleri, akraba ziyaretleriyle, kış tatili kaçamakları almalı.
Gökten’in, “Temel nokta, bu araçların zaman ve içerik açısından çocuğa zarar vermeyecek düzeyde kullanılmasıdır. Eğer aile sınır koymazsa, miniğin tek eğlence ve doyum kaynağı bilgisayar oyunları, YouTube videolarıyla, sanal medya olur. Sonucunda sosyal becerileri, akademik başarısı ve ruh sağlığı olumsuz etkilenir. Aileler çocuklara dijital cihazların sadece yaşamın küçük bir parçası olduğunu öğretmelidir” uyarısı, çok önemli. Minikler dijital dünyada takılı kalmasın ki; yazının başında anlattığım gibi ömürlük dostluklar kurma şansları olsun.