Instagram’da Selin Ciğerci’nin terlikli bir fotoğrafının altına, “Ayakların toynak gibi” yazmış biri. Çok sinirleniyorum ya, bu nasıl bir şuursuzluktur! Pınar Altuğ’a yapılan yorumlara ne demeli; binbir türlü sonu gelmeyen hadsizlik... Sadece onlara değil, sayısız ünlüye yapılıyor ve moda oldu! Dikkatimi en çok çeken üzücü nokta ise, bunu genelde kadının kadına yapıyor olması, yazık! Millet kötülük, kıskançlık ve nefret kusma konusunda iyice çığrından çıktı.
İnsanların sırf ünlü oldukları için fiziksel özellikleriyle ilgili hakarete maruz kalması ne üzücü, kendinizi yerlerine bir koysanıza... Allah vergisi ve değiştirilemeyecek özelliklerle dalga geçmek, şuursuzluktan öte bir de günah! Ama belli ki saygı zaten olmadığı gibi, Allah korkusu da kalmamış bazılarında... Sanki kendileri kusursuzluktan yıkılıyor da, başkalarına kusur buluyor. Fiziksel güzellikten öte ruh güzelliği diliyorum herkese, asıl problem içi çürümüş olanlarda!
YAZ MEKANIM BELLİ OLDU
Tam da aradığım bütün özelliklere sahip olan yepyeni bir mekan açıldı Etiler’in göbeğinde; Rustyfork... Tuğla kaplı villadan içeri adım attığınız anda havanız değişiyor. Dekorasyonu özenle hazırlanmış, özgün ve her detayıyla çarpıcı... Kocaman arka bahçesine geçince, şehirden çıkıp bir tatil yerinde buluyorsunuz kendinizi sanki. Bir saatliğine gittim, üçüncü saatte işim var diye mecburen kalktım.
Teksas ve Louisiana etkisindeki Amerikan mutfağı menüsüne aklım gitti. Lezzetleri anlatamam yaşamanız lazım, ne yiyeceğini şaşırıyor insan! Zengin menü, ünlü şef Murat Bozok danışmanlığında hazırlanmış. Tattığım her şey tek kelimeyle muazzamdı, şef Batu Başaran ve ekibinin ellerine sağlık. Cumartesi ve pazar günlerine özel dolu dolu bir Amerikan kahvaltısı menüsü de var, o kadar severim ki! İstanbul’daki Amerika lezzetleri eksiğini en güzel şekilde kapattığı için mekana bayıldım. Arkadaşlarla, aileyle uzun uzun yemek ve sohbet keyfi yapmak üzere, bu yaz en sık gideceğim mekanların başına yazdım burayı. Etiler’e renk getirdi.
‘LEKE’Yİ TAVSİYE EDERİM
Reyting rekorları kıran, milyonlarca fanatiği olan dizilerin belli bir noktadan sonra izlenemeyecek kadar saçma hale gelmesi, senaryodaki saçmalamalar yüzünden sevdiğimiz oyunculara tahammül edemeyecek noktaya vardırılmamız canımı sıkıyor! Hani başından beri takip ettiğim bir diziye olan sadakatimi korumak için dayanayım diyorum mesela, yok olacak gibi değil! Sürelerin uzunluğunun yapımları zorlamasını anlıyoruz da madem öyle; ya konular tükenince diziyi zirvede bitirsinler, rezili çıkana kadar beklemesinler ya da senaristin ilhamı kesilince ekstra destek alsınlar ya da Gülse Birsel gibi dijital platforma geçsinler. Ama izleyiciye bu eziyeti yapmasınlar bir zahmet! Bu arada ben Kanal D’nin yeni dizisi ‘Leke’ye sardım bu ara, taze taze güzel geldi, tavsiye ederim!