06.03.2021 - 16:26 | Son Güncellenme:
Küçüklüğünde opera sanatçısı olan amcaları Mehmet Kırılmış ve Yunus Kırılmış’ın ailelerinden çıkan ilk sanatçılar olması sebebiyle hep onları örnek aldığını belirten Nazan Kesal, "Hep onlar gibi olmak istedim. Aslında şarkıcı olmak isterdim. Opera sınavlarına girdim ama kazanamadım. Rahmetli Sevda Ayhan yapmıştı sınavı. Büyük opera sanatçısıydı. Yeterince çalışmadığım için kazanamadım. Sesimi çok beğenmişti ama 'Kulağın yok kızım senin' demişti. Bir daha korkudan o sınava girmemiştim" şeklinde konuştu.
"BABAMIN HAYALLERİNİ GERÇEKLEŞTİRİYORUM"
Babasının hep sanatla uğraşmak istediğini ama babasının izin vermediğini belirten Nazan Kesal, "Belki de onun hayallerini ben gerçekleştiriyorum. Onun ruhu bana geçti muhtemelen. Çünkü birbirimize çok benziyoruz. Belki kimlik olarak sanatçı kimliğini alamadı ama kendi yaşadığı kasabasında çok neşeli, herkesi güldüren, muhabbeti doyumsuz, iyi bir anlatıcı olarak hayatını sürdürüyor şu anda" ifadelerini kullandı.
Eşi Ercan Kesal’ın da benzer durum yaşadığını söyleyen Nazan Kesal, "Ercan Kesal babası için doktor oldu. Önce Siyasal Bilimleri kazanmış, sonra Diş Hekimliğini kazanmış. Çünkü sevmemiş. Babası 'Ben yaşlanınca kim bakacak bana? Doktor ol' demiş. Bir daha girmiş sınava Ege Tıp bölümünü kazanmış. Ama bugün Ercan hepimiz bildiği iyi bir yönetmen, iyi bir oyuncu oldu bence" dedi.
"POYRAZ DA OYUNCU OLMAK İSTİYOR"
Ercan Kesal ile birlikte 24 yaşındaki çocukları Poyraz’ın da oyuncu olmak istediğini ifade eden Kesal, "Basket tutkusu var ama basket ile beraber bir gün oyuncu olabilmenin hayalini kuruyor. Bize yaptığı taklitler karşısında ağzımız açık kalıyor. İnanılmaz komik şeyler anlatıyor. Gözlemci bir çocuk" açıklamasını yaptı.
"TOPLUM OLARAK BÜYÜTÜYORUZ"
Anne oğul ilişkilerinden bahseden Kesal, "Poyraz şu anda ergen bir çocuk, 24 yaşında. En zor dönemlerini yaşıyoruz anne-oğul olarak. Şunu anladım ki aslında bir çocuğun yetişmesi sadece ailenin içinde olan bir şey değil. Toplum olarak onu büyütüyoruz adam ediyoruz ya da edemiyoruz. O yüzden böyle asi olmaya başladığı bir dönem. O yüzden bu dönemde ben onu çoğunlukla babasına devrediyorum" dedi.
Konservatuara başladığında okulu bırakmak isteyen Nazan Kesal, sebebini ve nasıl vazgeçtiğini şöyle anlattı:
"Benim bırakmaya karar verme sebebim aslında dar bir çevreden büyük şehire gidip, metropolün içinde hiç tanımadığım dünyaların arasındaki sınıf farkıydı. Bilmediğim bir literatür konuşuluyordu. Asında ben orada bir sosyal sıkıntı yaşadım. Oyunculuk mesleğini yapmak istiyorum ama bir türlü o sosyal hayatın içinde kendimi var edememiştim. Dayanamadım bir gün Şahika Tekand’ın kapısını çaldım. Bana 'Sen gidemezsin, böyle bir şansın yok, hakkın da yok. Çünkü bu kadar insanın arasından geldiysen bunun bir sebebi var. Sabredeceksin, aşacaksın ve bu okulda kalacaksın' dedi. Ona olan inancım doğrultusunda okulu bitirmiş oldum. 17 yaşındaydım. Kasabadan, tütün tarlasından çıkıp yazları hep aileme yardım ederdim. Aileyi motosikletle tarlaya götürüp getiriyoruz. Gerektiğinde biz işçiyiz, tarlada çalışıyoruz. Oradan çıkıp sahne denen bir yerde başka türlü bir dil konuşuluyor. Shakespeare konuşuluyor, Moliere konuşuluyor. Başka bir jargon vardı. Bir bocalama yaşadım. Amcalarım opera sanatçısı olmasına rağmen sanatı tükettiğimiz bir aile ortamı olmadı. Herkes amcalarımda dahil ben kendim için de söyleyebilirim kendi var oluşu için mücadele etti. Hiç kimse 'sen sanatçı ol' demedi. Bu kolaylıkları sağlanmadı."