12.07.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Acayip koşturuyorum. Abartmıyorum, kendi hızıma kendim bile zor yetişiyorum. Çat kapı Çeşmede, çat kapı Bodrumda veya Kuşadasında. İçinizden "Oh ne rahat, keyfi yerinde" diyenler varsa hemen belirteyim, ben geçen hafta sonu okuduğunuz Bodrum yazımı yazarken pek çok meslektaşım güneşin altında, önündeki buz gibi karpuzu götürüyordu. 46 yaşına geldim ama meslek aşkım bitmiyor gördüğünüz gibi. Yazacağım yeri mutlaka gidip göreceğim, yemeğini tadacağım, havasını yaşayacağım... Yoksa sallamakla bu işler olmuyor. Bana yorgunluğumu unutturan en büyük şey, gün geçtikce artan okuyucu kitlem ve her gittiğim yerde 7den 70e insanlar tarafından tanınmam. İnanır mısınız Kuşadasındaki Barlar Sokağında yürüyemedim. Bodrum Türkbükünde de. Neyse, megalomanlığı bırakıp sadede gelelim. Kısmetse Kuşadası maceralarımı ve izlenimlerimi sizlere cumartesi günü yazacağım. Ayağımın tozu ile daldığım İstanbul gecelerinde neler olduğunu aktaracağım bugün. Uzun süredir canım kebap istiyordu. Doğan Haber Ajansının adı gibi cesur ve başarılı İzmir muhabiri Cesur Sert gelince ve o da kebap yemek isteyince soluğu Reinanın içindeki Köşebaşında aldık. Patron Ali Akkaş o kadar güleryüzlü ve sıcakkanlı ki. Girer girmez etkileniyorsunuz. Yemekler enfes. Zaten Reinanın içinde en çok iş yapan mekanların başında geliyor Köşebaşı. Cuma ve cumartesi geceleri üç vardiya çalışıyorlarmış. Yani 20.00-22.00 arası servis yapılıyor. İkinci servis 22.00-23.00 civarında. Üçüncüsü de daha geç saatlerde. O gün hafta içi olmasına rağmen arkamızdaki masadan 15 kişilik bir grup kalktı, yerine 20 kişilik bir başka grup geldi. Allah daha iyi etsin. Köşebaşılara 20 yıldır tanıdığım, dünya beyefendisi olan Rıza Akkaş şef-müdür olarak başlamış. Rıza, Alinin de amcasının oğlu. 6-7 yıldır görmüyordum, sevindim. Çocukları büyümüş, Şenay Ablalarının sıkı takipçileri olmuşlar. Mönüyü şef Kemal Yalçın ile Rızaya bıraktım. Masaya Ali Ekber Töriyen baktı. Patlıcan, gavur dağı ve Toros salatası geldi önce. Ben Toros salatasını çok beğendim. İçinde roka, taze maydanoz, dereotu, nane, soğan, sarmısak ve nar ekşisi var. Ama soğan ve sarmısağı o kadar yedirmişler ki salataya, sevgili Rifat Ababaya bile yutturabiliriz. Ardından fındık lahmacun geldi. En sevdiğim şeydir. Bıraksalar, bir oturuşta 5-10 tane yerim. Peynirli pide, içli köfte ikram edildi. Ana yemek olarak da çöp ve terbiyeli şiş, Tarsus kebabı, kaburga. Finali dondurmalı künefeyle yaptık. Köşebaşının telefon numarası (0212) 258 06 83. O gece Reinanın restoranında Demet Şener, İbrahim Kutluay, Ebru Şallı, Harun Tan, Nez, Petek Dinçöz, Can Tanrıyar ve Erol Köseyi gördüm. Reina yine tıklım tıklımdı. Bu arada Demet Şener ile İbrahim Kutluay çok mutluydular. Ebru ile Harun, onların evlenmesi için acayip baskı yapıyormuş. Onlar da kısmetse gelecek yaz evlenmeyi planlıyorlarmış. Demet Şenerin, Kutluay Ailesi ile arası da çok iyiymiş. Ama bu işler belli olmaz. Çünkü ben Demet Akalın ile İbrahim Kutluay arasındaki aşkın büyüklüğünün yakın tanıklarından biriydim, nasıl bitti inanamadım. Neyse, biz dönelim Reinaya; Dragondada maşallah boş masa yoktu. Ardından sevgili Cesur ile Reina Bara geçtik. Bar şefi Bülent İzgi ısrarla Reina Martini içmemizi önerdi. Çok hoştu doğrusu. İçinde votka, southern comfort, martini, elma suyu vardı. Cesur, İstanbula transfer olsa ortalığı yıkıp geçer. Ama ben ona "Her horoz kendi çöplüğünde öter" diyorum, o da "Haklısın abla" cevabını veriyor. Gerçekten İzmirde ona "küçük Şenay" diyorlar. Ben de iftihar ediyorum. Cesur, başarılı, terbiyeli, sabahlara kadar bıkmadan, usanmadan çalışan bir çocuk. Günay, Çeşmedeki Granada Beachde Dalyanda, muhteşem bir koyda yer alan Granada Beach, Çeşmenin en gözde beachlerinden. Mekan, sezonu hızlı açtı, biliyorsunuz. Genç ve yakışıklı patron Yavuz Samancı, danışmanı olan başarılı işletmeci Ali Sayar ile birlikte sezonun son bombasını patlattı. İstanbulun en seçkin restoran ve müzikhollerinden Günay, yaz boyunca Granada Beachde. Hem de patron Günay Tuncel yönetiminde. Kış boyunca, olağanüstü performansları ve sahne hakimiyetleriyle İstanbullulara unutulmayacak geceler yaşatan müthiş ikili Nükhet Duru ve Cenk Eren de cuma akşamından itibaren Çeşmelilerle buluşacak. İkili, 5 hafta süreyle, cuma ve cumartesi geceleri Çeşmeyi yıkacak. Amerikada kısa bir tatil yapan Cenk Eren ve Yunan Adalarındaki tatilinden dönen Nükhet Duru, sadece sahne şovlarıyla değil, şıklıklarıyla da Günay Granada Beachde rakipsiz olacaklar. Cenk ve Nükhet, özel kanallardan gelen kışa yönelik teklifleri değerlendirmeye başladılar bile. Günay Granada Beachin telefon numarası (0232) 712 22 53. Nadir uslandı, Almulanın başarısı ve Zihni&Friends Nadir Ermiş popüler çapkınlarımızdandır. Nadir benim de 23 yıllık arkadaşım ve kankamdır. Babası Ahmet Ermiş, Türkiyedeki ilk böbrek vakfı hastanesini kurmuştu. Ahmet Ermiş hortumcu olmayan, hayırsever, ender bulunan bir iş adamıdır. Düşünün; fabrikasının bahçesinde işçilerinin çocukları için okul yaptırmış, aşevi ve cami açmıştır. İşin başında şimdi oğlu Nadir ve kızı Arzu var. Nadir pek uslandı. Kurduğu Minderland adlı bir yerle Türkiyede bir ilki gerçekleştirdi. Plajlara, diskolara, havuzlara, otellere, barlara, bahçelere, teraslara, evlere boy boy, çeşit çeşit renk ve desenlerde minder üretiyor. Bodrumda Karaçık ve Turgut Reisde, Çeşmede ise Altınyunus yolu üzerinde şubeleri var. Merkez Sefaköy ama yakında Antalyaya da şube açacakmış. Kısacası Minderland, Nadiri uslandırmış. Bütün bunları Nadir ile gittiğim, can dostum İzzet Çapa ve Zihni Şardağın yeri Zihni&Friendsde öğrendim. O gün eski günleri yadettik ve güzel bir yemek yedik. Ben karışık mevsim salatası, ricotta peynirli ve ıspanaklı ravioli aldım. Nadir peynir salatası, limon soslu levrek istedi. Sevgili Rose Karın hazırlattığı tatlıların defilesi muhteşemdi. Tabii Roseun buluşu ama Gazi Usta yapımı. Minik fincanlarda krem brule, krem şokola ve pannacotta vardı. O gece garson Kemalettin ve Rasim ile şefler Selver Çelik, Özkan Ekinci masaya baktılar. Zihni&Friendsin telefon numarası (0212) 258 11 54. Yemek sonrası Lailaya gittik. Copa Bara takıldık yine. Çok keyifliydi. Bir köşede Almula Merteri gördüm. Hani şu büyük olay koparan ve Malatya, Diyarbakır, Nazilli, Kayseride bile kapalı gişe oynayan Vajina Monologlarının yönetmeni, patronu. Oyun 20 Temmuzdan itibaren turneye çıkıyor. Şimdiden kapalı gişe. Güner Özkul, Berna Öztürk, Arzu Yanardağ, Müge Oruçkaptan, Pınar Ayar, Sema İşbilen, Elena Kunystkadan meydana gelen grubun ilk durağı temmuz ayının 20sinde Datça. 21inde Karşıyaka, 22sinde Bornova, 23ünde Foça, 24ünde Karşıyaka, 25inde Gümüldür, 26sında Çeşme, 27sinde Ayvalık, 28inde de Altınoluk Açıkhava Tiyatrolarında saat 21.00de sergilenecek. Almula Merter çok mutlu olduğunu, tabuları yıktıklarını, bunca yıllık tiyatro yaşantısında ilk defa mükemmel bir ekiple çalıştığını söyledi. Almula, dünya medyasının da dikkatlerini çektiklerini ekledi. Fransadan gelen Marie Claire ve Vogue Dergilerinin muhabirleri kendisiyle röportaj yapmışlar, Fransaya davet etmişler. Ne hoş, değil mi? Kuruçeşmede DejaWoo, perşembe keyfi Kanal Dden; Aranıyor İki kez gittim DejaWooya. Ama nedense bir türlü yemek yemek nasip olmadı. Şeytanın bacağını kırdım kırmasına da o gece konuk olduğum için istediğim gibi yiyemedim. Sırdaşım İsmail ile müşterek bir kız arkadaşımız, girdiğimiz iddiayı kaybedince ve buranın ortağı Selin Boronkay yakın arkadaşı olunca bizi ağırlamak için DejaWooyu tercih etti. DejaWoonun kışlığı, Leventteydi. Sevgili Nedim Binler işletiyordu. Sahibi de Cem Pişkindi. Aynı yerin yazlığı Kuruçeşmede açıldı. Daha önce uğramıştım zaten. Buranın halkla ilişkilerini yürüten sevgili İlgi Gövsaya hayırlı olsun demek istemiştim. Güzel bir yer, manzara ise müthiş. Şef olarak, can dostum İzzet Çapa okulundan Murat Menteşe işe başlamış. Personelin yarısı tanıdıktı zaten. Şef Mustafa Dağdır, mutfak şefi Tuncay Kaya, hoş çalan başarılı DJ Hakan Gün. Mönü dünya mutfağı, çeşitler zengin. Fiyatlar da fena değil. Ön yemek için rakı ve şarap içiyorsanız ithal peynir tabağını önerebilirim. 14 milyon 900 bin lira. Kıtır milföy içinde kremalı yengeçten meydana gelen crab volovan 14 milyon, zeytinyağlı enginar 7 milyon 900 bin lira. Kavunlu karides kokteyl 12 milyon lira. Roka, ızgara tavuk, deniz muhsulleri, Meksika fasulye, somonlu avokado, yengeç salatası ise 5 milyon 900 bin -12 milyon 900 bin lira arasında. Şefin tavsiyeleri; DejaWoo Bosphorus ve DejaWoo salatası. Ana yemeklerdeki özel tarifler ise şöyle; Sebze sote, fesleğenli püre, porcini mantarlı sos ile sunulan kömürde ızgara bonfile, yani DejaWoo fillet special, sarmısaklı pazı sotesi üzerine gravyer peynirli ızgara tavuktan meydana gelen DejaWoo chicken surprise, fesleğenli püre ve sote sebzelerden meydana gelen chicken... Ana yemeklerde de fiyatlar 10 milyon 900 bin lira-16 milyon 900 bin lira arasında değişiyor. Her çeşit pasta, makarna mevcut. Kerevitli linguini, pappardella, penne arrabiata, karidesli tortellini, porcini mantarlı risotto. Bu çeşitlerin fiyatı ise 8-19 milyon lira arasında. Tatlı listesi de epeyce zengin maşallah. Tabii benim mönüde en çok dikkatimi çeken bölüm tatlılar oldu. Profiterol, çikolata sufle, chocolate kup, banana surprise fiyatları 6 milyon 900 ila 11 milyon 900 bin lira arasında. Valla, herşey iyiydi, hoştu da fiyatlara gıcık kaptım. Küsurattan geçilmiyor. Niye efendim 8 milyon 900 bin lira? Yapın 9 milyon, düz hesap olsun. Neyse, o da işin esprisi. O gece pek fazla tanıdık yoktu ama müdavimleri arasında İpek Tanrıyar, Nadir Ermiş, Ozan Kaçmaz, Seçkin Piriler varmış. DejaWoonun anlamı; bir şeyi ikinci kez yaşama anı. Telefon numarası (0212) 358 05 60. Efendim, ilk bölümü geçtiğimiz hafta perşembe gecesi Kanal Dde yayınlanan Aranıyor adlı reality show programını izlediniz mi bilmiyorum. 23.30da yayınlanan program sırasında ben genelde uykuda oluyorum aslında. Fakat programı sunan sevgili Sorel Dağıstanlı, yani POSTAnın hafta sonu ilavesi DOLCEnin Yayın Yönetmeni sevgili Cücünün (Müge Dağıstanlı) kardeşi olunca uykusuzluğuma değdi. Soreli çok başarılı buldum. Radyo Dde ana haberleri sunan Sorele, Kanal D böyle bir görev vermekte geç bile kalmış bence. Programın içeriği de heyecan verici. Üstelik finalde bir de 5 milyarlık ödül var. Bu ekonomik sıkıntıda bence bir fırsattır. İzleyin, belki şansınız döner. Evet efendim, bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla. Yine en kötü gününüz benimkinden iyi olsun. Yazara e-mail: sdudek@simge.com.tr