“Vegas’ta olan Vegas’ta kalır” diye bir klişe vardır ya, onu tarihe gömüyoruz; şimdi onlar düşünsün...
Yorucu bir yolculuk oldu; İstanbul’dan 11 saat 45 dakikada New York. 1 saat 25 JFK terminalde oyalanmaca, Minneaoplis’e 3 saat 23 dakikalık bir uçuş ve 48 dakikalık bir koşturmacanın ardından ver elini Las Vegas uçağı. 3 saat 32 dakika daha sonra Viva Las Vegas!
Chip dergisinden Şahin Ekşioğlu ve Bloomberg BusinessWeek’ten Osman Kurt’la, tüketici elektroniği fuarı CES’i izlemek için Las Vegas’tayız. Ama gören sanki ‘felekten bir gece’ çalmaya geldiğimizi sanır; belki bahse bile girer.
Osman ve Şahin’le Las Vegas’a 4 gün, 5 gecelik iş gezimizde CES’ten artan zamanı, kentin 6.8 kilometre uzunluğundaki meşhur ‘kalın kırmızı hattı’nda, hem yer üstünde hem de yer altındaki ortamları test ederek geçirdik.
Las Vegas bulvarında dünyanın en önemli casino’ları ve eğlence merkezlerini barındıran ‘Las Vegas Hattı’, güneyde Mandalay Bay’den başlayıp, 6.8 kilometre ötedeki Stratosphere’e kadar sağlı sollu uzanıyor.
Cadde, gece ve gündüz fark etmeksizin dilenciler ve siyah, hispanik muhabbet tellallarının egemenliğinde. Yaptıkları iş basit, 69 dolardan başlayan fiyatlardaki fahişelerin kartlarını turistlerin eline tutuşturmak.
Her köşebaşı ve üst geçitlerdeki dilencilerse, ‘Günah Kenti’nin spotlar ve şovlarla bezeli imajıyla tezat oluşturuyor. Hiç bir kentte bu kadar çok dilenci görmemiştim. Bazıları açık sözlü; ellerindeki kartonda bira parası için para istedikleri yazıyor.
Akşamlardan birinde Osman’la, hattın güney ucundaki Mandalay Bay/THEHotel’in ortak casino’sundan başlayarak kuzeydeki Venetian’ın casino’suna sağlı sollu bütün kumarhanelerini gezdik Aziz Las Vegas’ın. Ve Vegas tarihinde belki de bir ilke imza atarak 5-6 saatlik eğlence maratonumuzda tek kuruş harcamadık.
Venetian’daki Lenovo partisinde tekno geek’lerle bedava içkilerimizi yudumladıktan sonra bu sefer caddenin sol tarafındaki casino’ları turlayarak gecemizi sonlandırdık. Halk tipi casino’lardan, para babalarının dolarları acımasızca savurduğu masaların arasından geçerek otelimize ulaştık.
KALIN KIRMIZI HAT
Las Vegas’ın çekirdeğindeki ‘kalın kırmızı hat’ tamamen eğlence merkezlerinden oluşuyor. 2 milyonluk metropolitan ahalisinin çoğuysa banliyölerde yaşıyor.
Casino’ların bazıları birbirine bağlı; hiç dışarı çıkmadan 3-5 casino’yu turlayabiliyorsunuz. Tematik otel ve casinolar, genellikle orta sınıf turistlerin tercihi. Mandalay Bay kompleksinden uzandığımız Luxor, bir piramit şeklinde inşa edilmiş. Otel odaları piramitin cephelerinde yer alırken, ortasındaki geniş alan eski Mısır gibi tasarlanmış.
Excalibur’sa adından anlaşılacağı gibi Kral Arthur temalı. Bir çizgi film şatosu gibi planlanan Excalibur’un iki daimi şovu oldukça havalı ve ünlü. Biri erkeklerin soyunduğu bir striptiz gösterisi, diğeriyse misafirlerin yemeklerini çatal/bıçak kullanmadan yediği, kostümlü personelin servis yaptığı bir banketi de içeren Kralların Turnuvası. 1000 kişilik amfitiyatrodaki kılıç/kalkan oyunları şovun zirvesi.
New York/New York, kentin Las Vegas’taki çakması. Silüetinde Özgürlük Heykeli ve New York’un bazı sembol yapılarının minyatürleri yer alıyor. Bizim Miniatürk’ün birkaç kat büyüğü ve daha kalitelisi... O yapıların arasında saatte 110 km. hıza ulaşabilen roller coaster, bu kompleksin en heyecanlı eğlencesi. Cirque du Soleil’in bir gösterisi de New York-New York’un kadrolu eğlencelerinden. Ki bu gösteri Cirque du Soleil’in dünyada ‘+18’ uyarısıyla düzenlediği tek şov.
Paris’in casino’sunda oyun makineleri ve masaları ‘Eyfel Kulesi’nin ayakları altına serpilmiş.
Treasure Island (Hazine Adası) kompleksinin hava karardıktan sonra düzenlediği ateş şovu, yoldan geçenleri, turistleri mutlaka birkaç dakikalığına zevkten donduruyor.
Venetian adından da anlaşılacağı gibi Venedik temalı. 4.049 süit, 4.059 odayla dünyanın en büyük beş elmaslı oteli olan Venetian’ın içinde kanalı, gondolları, San Marko Meydanı, 24 saat süren gündüzü, bulutlarıyla mini bir Venedik var.
Vegas evlilikleri kentin önemli turistik faaliyetlerinden. Neredeyse her otelin bir evlilik şapeli var. Bekarsanız ve Vegas’a giderseniz evlenip 24 saatte boşanmadan dönmeyin; namınız yürür!
KASKETLİLERİN GECESİ
Vegas’taki final gecemizde, Şahin, Osman ve ben kasketlerimizi takıp Mandalay Bay’in casino’suna indik. Vegas’a gidip birkaç kol indirmeden, rulet masasında birkaç dolar kaybetmeden dönmek olmaz. Gözümüze kestirdiğimiz ilk masaya oturduk. Tabii önce sözleştik. 50 dolarlık fiş alacağız ve kaybedersek bir daha oynamayacağız. 50 dolara yetişkinlere özel bir lunapark eğlencesi...
Fişlerimizi alıp masaya kurulduk. Birer dolar, birer dolar numaralara yerleştirirken, üç kasketli gören herkes masaya üşüştü. Kendimi Casino Royale filminde hissettim. O da ne, bizim birer dolar yerleştirdiğimiz numaraların çevresinde fiş kuleleri yükseliyordu. Birkaç bin dolarlık kulelerin akıbeti genellikle İkiz Kuleler’inki gibi oluyor, krupiye tarafından yıkılıp kasayı boyluyordu. Dolar gökdelenlerinin arasına sıkışan gecekondu misali birer dolarlıklarımsa benim kasamı zenginleştiricek şekilde çoğalıyordu. Masada 60-70 bin dolar kaybeden son kişi de Şahin’e “Hep arkadaşınız” kazanıyor dedikten sonra buğulu gözlerle uzaklaştı. Artık başbaşa kalmıştık. Bir süre daha kazandıktan sonra kısa gecenin kârı diyerek odalarımızın yolunu tuttuk. Vegas’ta olan Vegas’ta kalmayacaktı. Ne kadar mı kazandım? Tatmin edici bir miktar... Şimdi onlar düşünsün!
20. YÜZYILDA KURULAN EN KALABALIK KENT
20’nci yüzyıl başlarında Batı’ya göç yolunda durak işlevi gören birkaç yüz nüfuslu bir kasabayken Las Vegas 2 milyon nüfusla bugün Nevada eyaletinin en kalabalık kenti. Hatta kent 20’nci yüzyılda kurulan Amerikan kentlerinden en kalabalığı. Bunda Las Vegas’ın şehre ‘Günah Kenti’ adı takılmasını sağlayan uçlardaki eğlence sektörünün etkisi büyük. 1940’larda kente akın ederek ilk büyük kumarhaneleri kuran Bugsy Siegel gibi mafya babaları, bugünkü ışıltılı Vegas yaşamının temelini atan figürler.