Fuhuşun ve seks içeren sayısız etkinliğin yasal olduğu, dünyanın en ünlü ‘Kırmızı Işık Bölgesi’nde takılmak, Amsterdam’ın en bereketli turistik aktivitesi
“Amsterdam’ı nasıl bilirsiniz?” sorusuna çoğunluğun vereceği yanıta, İngilizce “Red Light District” diye bilinen De Wallen damga vurur. Amsterdam’da eski kentin kalbinde, kanallarla bezeli stratejik bir noktada bulunan De Wallen’de, kırmızı ışıkla renklendirilen vitrinlerde bedenlerini sergileyen hayat kadınları, mesleklerini o camın ardındaki küçük odalarda icra ediyor. “Hayat Kadınları”, vitrinlerin günlük 100 euro olan kirasını çıkarıp, kendilerini geçindirebilmek için müşteri başına 50 euro’dan günde en az 5 erkekle birlikte olmak zorunda.
Ancak kırmızı ışık bölgesindeki sokaklar sanki park; vitrinlerin önünde kümelenen erkekler ekonomiye katkıda bulunmaktan uzak; gözlerden -bir hayvanat bahçesindeki aslanların üzerine odaklanmış gibi- merak yansıyor.
Orta Çağ’da manastırları ve ahşap yapılarıyla ünlü kentin 15’inci yüzyılda serpilmeye başladığını biliyoruz. Hollanda’nın ‘Altın Çağ’ı 17’nci yüzyılda Amsterdam, dünyanın en büyük ticaret merkeziydi. Kente kişiliğini kazandıran yarım ay şekilli kanalların çoğu bu dönemde yapıldı. Günümüzde, üzerinde 200 köprü olan kanalların toplam uzunluğu 100 km.’yi buluyor.
17’nci yüzyılın sonlarında Avrupa’da ‘zevk evleri’yle nam salan büyük liman kentinde, bu lüks genelevlerin varlığına yalnızca günümüzün ‘kırmızı ışık bölgesi’nde izin veriliyordu.
Fahişelik mesleğinin icrası, dönemin ahlak anlayışına uygun şekilde zamanla değişimlere uğradı. Mesela, 16 ve 17’nci yüzyıllarda kilisenin yönetim üzerindeki etkisinin arttığı dönemlerde fuhuş ağır cezalar gerektiren bir suç olarak kabul edildi. Hollanda’da Napolyon iktidarı yıllarındaysa, askerlerin
sağlığı düşünülerek fahişelere haftada iki kez sağlık kontrolü şartı getirildi.
1911’de fahişelik bir kez daha yasa dışı ilan edilip, genelevler yasaklandı. Ancak bu kez fuhuş, masaj salonları, tütün dükkanları gibi mekanlarda perde arkasına iltica etti.
Sonunda otoriteler yasalarla fuhuşu önleyemeyeceklerini anlayınca, fahişeliği, “kırmızı ışık bölgesi” diye bilinen “Eski Kilise” çevresinde, adını baraj duvarlarından alan
De Wallen’le sınırlandırdı. Potansiyel müşterileri varlıklarından perdeli küçük bir pencere ve cama yumuşak “tık tık”larla haberdar eden kadınlar, evlerden dışarı çıkmadığı sürece, mesleklerini icra etmekte
serbestti.
Perdeler, yıllar geçtikçe açıldı ve saçıldı. 1960’lı ve 70’li yıllarda artık De Wallen, dünyanın kırmızı ışık başkentiydi. Hollanda, 2000’de yasa dışı fuhuş ve kadınların sektörde zorla çalışmasını engellemek için fahişeliği serbest bırakınca, “kırmızı ışık bölgesi” adeta bir lunapark eğlencesi haline geldi.
Hollanda, fahişeliğin -müşterilerini sokakta bulmadıkları sürece- yasal olduğu tek AB üyesi. Buna karşın, seks işçileri yönetim tarafından düzenli sağlık kontrollerine zorlanmıyor; bunu genelev işletmecileri istiyor. 2006’da yapılan bir araştırmada Hollanda’daki hayat kadınlarının yüzde 7’sinin HIV virüsü taşıdığının tespit edilmesi de atlanmaması gereken bir ayrıntı.
2007’de kentte fuhuşun kontrolden çıkması üzerine Amsterdam Belediyesi, “Genelev Kralı” Charlie Geerts’i, 51 hayat kadını vitrinini kapatmaya zorlayarak De Wallen’deki “işyerleri”nin sayısını üçte bir oranında azaltmıştı. Belediye, 2008’de de Geerts’ten 18 evi, lüks butiklere, tasarım mağazalarına dönüştürmek üzere 25 milyon euro’ya satın aldı.
2008’de kent meclisi, Amsterdam’ın dünyaca ünlü canlı seks tiyatrosu Casa Rosso’yla, Banana Bar striptiz kulübünü kapatmayı planladığını duyurunca, işletmeler adında bölgenin posta koduna yer verdikleri “Platform 1012” isimli oluşumu kurarak mücadeleye başladı. Başarılı oldular ki, bu kulüpler hâlâ yerlerinde duruyor.
YAPILMAMASI GEREKENLER- Vitrinlerin fotoğrafını çekmeyin. Bu girişim anında engellenir, başınız belaya girebilir.
- Yankesicilere dikkat edin. Dünyanın diğer turistik bölgelerinde de olduğu gibi, kalabalık yerlerde aklınızın yarısı cebiniz, çantanızda olsun.
- En az iki kişilik gruplar halinde dolaşın.
- Sokak satıcılarına, torbacılara bulaşmayın.
- Amsterdam’a geldiğinizde hemen “kırmızı ışık bölgesi”ne dalmayın. Önce biraz kenti tanıyın, müzeleri gezin.