Harley-Davidson, çok önemli bir pazar gördüğü Türkiye’nin genç nüfusuna değer veriyor. Yönetici Mark Levatich’in duvarında, neredeyse 100 yıl önce Türkiye’ye motosiklet sattıklarını belgeleyen bir fotoğraf bile var
H-D’nin efsane tasarımcısı Willie G.’nin (sol başta) damarlarında benzin akıyor. Oğlu Bill Davidson (sağdan ikinci), H-D Müzesi’nden sorumlu. Aile fotoğrafta görüldüğü gibi birbirine çok bağlı.
Doğrusu, Roma’da düzenlenen Harley-Davidson 110 kutlamalarında yer almadan önce, aklımda üç aşağı, beş yukarı bir Harley-Davidson’cı stereotipi vardı. Orta yaş ve üzeri, yüksek gelir sahibi, belki de göbekli... Tim Allen, John Travolta, Martin Lawrence ve William H. Macy’nin, orta yaş krizinin ardından Harley’leriyle çıktıkları macerayı anlatan 2007 yapımı ‘Wild Hogs’ filmindeki tasvir, bu görüşümü aşağı yukarı pekiştirmişti.
Harley-Davidson’ın tepe yöneticilerinin, CEO Keith Wandell, Başkan ve COO Matt Levaitch, Başkan Yardımcısı Mark-Hans Richer, H-D Müzesi Başkan Yardımcısı Bill Davidson ve Baştasarımcı, efsane Willie G. Davidson’ın Roma Olimpiyat Stadı’nda ilk gün düzenlediği basın toplantısında bunu sordum. “Bu stereotip algısını kırmak, daha genç bir kitleyi, H-D’ye çekmek için stratejiniz var mı?” Richer ve ardından Levatich’ten aldığım yanıt, böyle bir stereotipin olmadığı, her yaştan, her cinsiyet ve ırktan, farklı kitlelerden H-D kullanıcısı olduğuydu. Eh biraz morardık tabii... Roma’da karşılaştığım çeşit çeşit H-D’ci de algımı değiştirdi; böyle bir stereotip yok!
Önemli çünkü...
Sorum üzerine, gelişmekte olan bir pazar olan Türkiye’yi ve genç nüfusunu çok önemsediklerini, hatta en önem verdikleri pazarlardan biri olarak gördüklerini söyleyen Levatich, Türkiye’yi bu yüzden Güneydoğu Avrupa ofisine dahil ettiklerini belirtti.
Levatich, “Ofisimin duvarında 1910’lu yıllardan kalma bir fotoğraf var. Bir at arabasında birkaç Harley-Davidson motosiklet görülüyor. Ve arabanın üzerinde ‘Türkiye’ye’ yazıyor” diyerek, şirketinin o yıllarda bile Türkiye’ye motosiklet sattığını anlattı.
Türkiye’den 1936 tarihli bir H-D ilanı.
‘’GEÇEN YIL SATTIĞIMIZ H-D’LERİN YARISI YENİ MÜŞTERİLERE”
Basın toplantısında aldığım diğer notlar şunlar:
* “110’uncu yıldönümü, Harley-Davidson’ın da köklerinin yattığı Amerikan ideallerini güçlendiriyor.
* Bütün yollar Roma’ya çıkar ve 110’uncu yıldönümü kutlaması, motor şirketinin ABD dışında gerçekleştirdiği en büyük etkinliklerden.
* Motosikletin kutsanması dünya çapında on yıllardır yapılan bir şey. Kayıtlarımızda 1932’de bile Vatikan’da motosiklekçilerin kutsandığına ilişkin bilgiler var.
* Herkesin kişisel özgürlük hayali vardır. Bir marka olarak, insanların bu hayallerini gerçekleştiremeye yardımcı oluyoruz.
* Bunu müşteri odaklı gerçekleştiri-yoruz. Ürünlerimizi müşterilerimizin arzuları doğrultusunda geliştirip, doğru insana, doğru motosikleti üretecek şekilde geliştiriyoruz. Ve müşterilerin beklentilerinin bile üzerinde üst düzey bir satış tecrübesiyle onlara ulaştırıyoruz.
* Harley-Davidson, dünyanın en bilinen, en ikonik markalarından biridir ve büyümesini sınırları, kültürleri ve kuşakları aşacak şekilde sürdürüyor.
* Dünyanın her köşesinde insanlar, Harley-Davidson tecrübesinin bir parçası olmak istiyor. Biz de, gelişmiş veya gelişmekte olan ekonomileri, yeni ve tecrübeli motosikletçileri de kapsayacak şekilde büyümeyi sürdürüyoruz.
* Geçen yıl dünyada sattığımız Harley-Davidson motosikletlerin yaklaşık yarısını, markayla yeni tanışanlara sattık. ABD dışında bu oran üçte iki.
* H-D, 110 yaşında bir markanın, ne kadar güçlü ve amacına uygun olabile-ceğini gösteriyor. İkinci 110 yılımıza baş- larken, birçok açıdan, önünde açık bir otoban olan, çok genç bir şirket olduğumuza inanıyoruz.”
BiTTi