Menderes Özel

Menderes Özel

menderes.ozel@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçen hafta kaldığımız yerden, yazının sonuna bir “ancak” kelimesi koyarak devam edelim. Önceki yazıda önde gelen bir markanın yeni piyasaya sürdüğü dizüstü bilgisayar serilerinden bahsetmiştik. Yazıda, üstünkörü bir şekilde dizüstü bilgisayarlardaki “ufal da cebime gir” çabasına da değinmiştik.
“Ancak”  hesaplar gösteriyor ki, önümüzdeki bir yıl içinde dizüstü bilgisayarların yapabildiği birçok şeyin kudretine sahip akıllı telefonların satış rakamı dizüstü bilgisayarların satış rakamını geçecek. İnsanlar da dizüstü bilgisayar alıp, çantada taşımak yerine, zaten cebine sokabildiği büyüklükte bir cihazla işini görme yolunu seçecek.
Nokia, Samsung ve Motorola gibi cep telefonu markaları da pazarlama retoriklerini bu trend üzerine yeniden yapılandırıyor.
Geçen aylarda İstanbul’da Nokia’nın “Maps” hizmetini görücüye çıkardığı lansmanda yapılan konuşmalar da bu doğrultudaydı; Nokia kendisini artık bir cep telefonu markası olmaktan çok, bir bilişim şirketi olarak tanımlıyordu.
Şu rakamlara bir bakın; Nokia’nın geçen yıl sattığı 200 milyona yakın telefonda kamera,   146 milyon telefonda mp3çalar özelliği var. Bu rakamlar Nokia’yı dünyanın en çok dijital kamera ve mp3çalar satan şirketi konumuna getiriyor. Nokia bu yıl da 35 milyon adet GPS (Küresel Yer Belirleme) özelliği olan telefon satmayı hedefliyor.

Gelecek ‘diz’de değil, ‘cep’te
1 Ghz geliyor
Yıl sonuna doğru, bilgisayarların gigahertz bariyerini aşmasından yedi yıl sonra, çip hızı 1 Ghz olan cep telefonlarının da piyasaya çıkması bekleniyor. Qualcomm şirketinin 1Ghz çipi Snapdragon, Samsung ve HTC markalı bazı telefonlarda kullanılacak. Bu çip, cep telefonlarına üstün multimedya özellikleri kazandıracak; Snapdragon sayesinde cep telefonlarıyla 12 megapiksellik fotoğraflar çekmek, ekranından 720p HD görüntü izlemek mümkün olacak.
Oyun özelliklerine gelince; mesela bugünün Nokia N96’sı, 2000 yılında piyasaya çıkan iyi bir dizüstü bilgisayarın gücüne sahip. Grafik işlemcisi konusunda uzman şirket Nvidia’nın cep telefonları için ürettiği APX 2500 çipi, 1999 yılında çıkan bilgisayar oyunu Quake 3’ü cep telefonunda çalıştırabilmek için yeterli güçte. Nvidia, daha güncel oyunları cepte çalıştırabilmek için çalışmalarını sürdürüyor.

Ya internet...

Cep telefonu kullanıcıları, telefonlarından internette masaüstü bilgisayarlardakine yakın bir performans bekliyor; ancak cep telefonları zaten sosyal iletişim ağları ve video paylaşım konusunda başarısını kanıtlamış durumda.
Sözün özü, önümüzdeki yıllarda insanın cep telefonuna daha fazla entegre olduğu bir döneme, telefonun yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmesine tanık olacağız.

Haberin Devamı

Görme engelliler için kameraya altın madalya
Samsung, en prestijli tasarım ödülü, Uluslararası Tasarımda Mükemmellik Yarışması 2008’de (IDEA) görme engelliler için özel olarak tasarlanan, devrim yaratan dijital kamera Touch Sight ile altın ödüle layık görüldü.
Touch Sight’ın foto düğmesine basıldıktan sonra üç saniye boyunca ses kaydetme özelliği yer alıyor. Bu özellik kullanıcının fotoğrafları incelerken bu sesi referans olarak kullanmasına olanak sağlıyor. Touch Sight’ın görme özürlüler için kabartma alfabesi gösterge ekranı da bulunuyor. Bu ekranda, yüzeysel kabartma yoluyla fotoğraflar 3 boyutlu şekilde görülebiliyor.

Haberin Devamı

Bu MP3 çalar telefona cevap verebiliyor
Minton MP3 3093 modeli cep telefonlarıyla eşleştirilme gibi ilginç bir özelliğe sahip. Cihaz, bluetooth aracılığıyla telefon defterine ulaşabiliyor, aramaları doğrudan yapabiliyor, ses kaydedici özelliğiyle çok fonksiyonlu kullanılabiliyor. Minton MP3/MP4 Player’lar estetik tasarımlarının yanı sıra 99YTL’den başlayan uygun satış fiyatlarıyla da dikkat çekici.

Haberin Devamı

Ruh haline uygun müzik çalan telefon
Sony Ericsson tarafından geliştirilen SensMe uygulaması sayesinde cep telefonu kullanıcıları şarkı listelerinde yer alan şarkıları otomatik olarak ruh haline uygun olarak listeleyebiliyor. SensMe, kullanıcı hangi duygu halinde olursa olsun ona uygun bir çalma listesi hazırlıyor. Müziklerin “mood”unu belirleme işlemi üç aşamada gerçekleşiyor: SensMe önce sesi filtreleyerek, beş oktava ayırıyor ve şarkının nota düzeniyle melodisini tanımlıyor, sonra şarkıları melodi, ritim, tempo, akor,  majör, minör ve yapısına göre kategorize ediyor.