Yeni Sony fotoğraf makinelerinin tanıtıldığı ‘Digital Imaging’ basın etkinliği için üç günlüğüne İzlanda’nın başkenti Reykjavik’teydik. Oteldeki tanıtımın ardından, araçlarla limanın yolunu tuttuk. Kötü havaya rağmen tekneyle açılıp Minke balinalarını gözleyeceğiz. Görebildiğimiz tek canlı, teknemize bir süre refakat eden yunus oldu. Test ettiğim Alpha 99, yağmur ve dalgalara karşı sağlamlık testini başarıyla geçti.
İkinci gün İzlanda turumuza üçer, beşer doluştuğumuz canavar cip konvoylarımızla Reykjavik’ten başladık. Bu kez elimde bir NEX-6 var. Rehberimizin, “Burada McDonalds vardı”, “Sağda Bauhaus” gibi ifadeleri, yüzleşeceğimiz saatler için umut verici işaretler değildi ama...
320 bin nüfuslu İzlanda’da halkın üçte ikisi Reykjavik’te yaşıyor. Yani 103 bin kilometrekarelik bir alanda kilometrekareye ferah ferah üç kişi düşüyor. Türkiye’deyse bir kilometrekarede 97 kişi yaşıyor.
İzlanda, 9’uncu yüzyılda Norveç’ten gelen bir Viking klanı tarafından iskana açılmış. O günden bugüne iki büyük veba salgınının her birinde, nüfusunun yarısını kaybetmiş. En sıcak ayında ısısı 10 dereceyi geçmeyen coğrafyasında çoğala çoğala 320 bin kişiyi bulmuşlar.
1 kişiye 2 turist düşüyor
Yılda gelen 650 bin turistse, her İzlandalı’ya iki turist gibi müthiş bir oranı işaret ediyor.
Coğrafi konumu, meteorolojik durumu gibi nedenlerle kapalı bir ülke olan İzlanda’nın gen havuzu oldukça sığ. Bu yüzden İzlandalılar yurt dışında kolayca hastalanıyor. Akraba evliliklerinin önüne geçebilmek için bir veri tabanı oluşturulmuş; bu sayede, altı, yedi kuşak öncesine ilişkin akrabalık durumları kolayca öğrenilebiliyor.
Viking yerleşiminden önce, büyük bölümü tundralardan ibaret adanın oldukça kısıtlı doğasında yalnızca kutup tilkileri yaşıyormuş. Vikinglerle birlikte birkaç memeli türü daha adaya gelmiş. Tundralarda koşturan 100 bin atın fonksiyonuysa dekoratif.
Yüzölçümünün büyük bölümünü buzulların kapladığı İzlanda’da yüzlerce aktif volkanın bulunduğu 32 volkanik bölge var. Kuzey Avrupa tektonik plakasıyla Avrasya plakası da tam İzlanda’nın ortasında yüzleşiyor. Rehberimiz Jon, “Birbirinden ayrılan tabakalar sayesinde her yıl 2.5 santimetre büyüyoruz” diyor.
Volkanik yaşam İzlandalıların genlerine o kadar işlemiş ki, Jon’un anlattığı öykü taşların yerine oturmasını sağlıyor. Ülkenin güneyinde 4 bin 500 nüfuslu Vestmannaeyjar adasında Eldfell yanardağı 1973’te bir gece patlıyor. Adanın tüm sakinleri operasyonla İzlanda’ya tahliye ediliyor. Patlamalar birkaç ay sürüyor. Volkan sustuğunda, ada halkı yarısı enkaza dönmüş kasabalarına dönüp hayatlarına kaldıkları yerden devam ediyor.
2010’da ‘Eyjafjallajökull Vakası’ da hafızalarda. Patlayan volkan yüzünden tüm Avrupa’da hava trafiği birkaç hafta felç olmuş, insanlar havaalanlarında mahsur kalmıştı. Şimdi o patlamanın kurumuş magmasından yaptıkları mumlukları 20 euro’ya satıyorlar.
Jon, bir volkanın ne zaman patlayacağını asla bilemezsiniz diyerek konuya nokta koyuyor.
Adadaki son gecemizi anayol ve en yakın yerleşimden onlarca kilometre uzakta bir volkanın dibinde kurulan kampta geçiriyoruz. Kutuplara layık çadırlarımızı titreten fırtına, gece ‘Kuzey Işıkları’nı görebileceğimize ilişkin umutları tüketiyor. Fırtına diniyor, ellerimizde fotoğraf makineleriyle pusuda bekleyen kitlenin hevesi kursağında kalıyor.
Fotoğraf makinesi testi için bulunduğumuz İzlanda’nın denizinde balina, göğünde ‘Kuzey Işıkları’ göremesek de, iki günlük foto safari, ülkenin ‘dünya dışı’ güzelliklerini unutmamak üzere hafızamıza kazıdı
SUYUN EFENDİLERİ
İzlanda’nın altı çıkış yolu arayan magma ve fokur fokur kaynayan sudan muhtelif. Volkanik bölgelerde irili ufaklı yüzlerce gayzer var. Suyunu her 4-8 dakikada bir 15-20, bazen 40 metreye püskürten Strokkur gayzeri de onlardan biri. Tarihte bilinen ilk gayzer, ‘Büyük Gayzer’ de durağımız. Dibindeki tıklım tıklım hediyelik eşya dükkanıysa adeta İzlanda ekonomisinin belkemiği: Bir manyet 12 TL!
Suyu müthiş etkili şekilde kullanan İzlanda, elektriğinin yüzde 90’ını jeotermal enerjiden elde ediyor. Evler de yüzlerce kilometrelik boru hatlarıyla ülkenin dört bir yanına dağılan sıcak suyla ısınıyor.
MAVİ GÖL’DE BÜYÜK EĞLENCE
İzlanda turizminin odaklarından biri de başkente 40 kilometre mesafedeki jeotermal spa Mavi Göl. Isısı 39 derece olan Mavi Göl’ün suyunun ceşitli cilt hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor. Sağlığa faydalarının yanında göl, ellerinde içkileriyle İzlandalıların, turistlerin sosyalleşme mekanı. Göle mavi rengini silika veriyor.
Gölün suyu, hemen yakındaki jeotermal elektrik santrali Svartsengi’den geliyor ve iki günde bir yenileniyor.
BU ŞELALEYE HES GiREMEZ
Hvita Nehri’nin bir parçası olan Gullfoss Şelalesi, ülkenin gurur kaynaklarından. Yapısıyla dünyada benzeri olmadığı söylenen şelaleden saniyede ortalama 140 metreküp su düşüyor. 20’nci yüzyılda sahibi, elektrik üretimi amacıyla şelalede bir santral kurulması için yabancı bir firmayla anlaşıyor. Ancak santral yapılamıyor. Daha sonra İzlanda hükümeti şelaleyi koruma altına alıyor.
ELFLERE iNANIYORLAR
Avrupa’nın dini en az önemseyen halkı İzlandalılar, kağıt üzerinde Hıristiyan. Viking paganizminin izlerini sokaklarda karşımıza çıkan Odin, Thor resimlerinde, sosyal yaşamda görmek mümkün. Halkın büyük bölümü elflere inanıyor. Rehberimiz, karşıya geçen ilkokul çocuklarını “Küçük elflere bakın, ne kadar şirinler değil mi?” diye tanıtınca koptum...
HOLLANDALI KAÇIRIYOR SUÇ TÜRK’ÜN OLUYOR
Hollandalı korsan Jan Janszoon, 17’nci yüzyılda Berberi tayfasıyla İzlanda kıyılarına saldırıyor. 400 İzlandalı’yı kaçırarak Cezayir’e getiren Janszoon, onları köle olarak satıyor. Kuzey Afrika’yı uzaktan da olsa idare eden Osmanlı’nın tanıdığı imtiyazlardan yararlanan Janszoon, Murat Reis adıyla biliniyor. Bu olay İzlanda tarihine ‘Türk kaçırmaları’ diye geçiyor. Hollandalı kaçırıyor, suçlu Türk oluyor.
MOTORCULARI VURMAYIN
Resmen dağ başında rastladığımız bu işaret hepimizi hayrete düşürdü.
‘FULL FRAME’ ÇAĞI
Etkinlikte iki yeni Sony’yi zorlu hava şartlarında test ettim: Alpha 99 ve NEX 6. DSC-RX1 de dikkatimi çeken ürünlerdendi.
ALPHA 99
Sony’nin profesyonelleri hedefleyen Alpha serisinin yeni amiral gemisi 99, tam geçirgen hareketsiz ayna teknolojisine sahip. 24,3 efektif megapiksellik ‘full frame’ Exmor CMOS sensörlü Alpha 99, BIONZ işlemcisi de eklendiğinde fotoğraf ve video çekiminde oldukça iyi bir performans yakalıyor.
BIONZ işlemci, azami hassasiyet aralığını, genişletilmiş hassasiyet modunda ISO 50-25.600’e kadar ulaşan dokuz duraklamalı aralığa kadar genişletiyor. Alpha 99, saniyede altı kareye veya tele-zum yüksek hızlı çekim modunda saniyede on kareye kadar tam çözünürlüklü çekim yapabiliyor.
NEX-6
Avuç icine sığabilen yapısına rağmen, müthiş özelliklere sahip NEX serisinin Sony fotoğraf makineleri içinde yeri ayrı. DSLR’ın gücünü cebe sığdıran serinin yeni ürünü NEX-6, 16,1 megapiksel Exmor APS HD CMOS sensörün yanı sıra ISO 25.600’e kadar yüksek hassasiyetle donatılmış. Saniyede 10 kareye kadar kesintisiz çekim yapabilen NEX-6, Wi-Fi üzerinden paylaşım imkanı da sunuyor.
DSC-RX1
DSC-RX1, 35 milimetrelik full frame görüntülemenin yanı sıra detaylarla dolu fotoğraf ve Full HD video çekiyor. RX1, ISO 100-25600 arasında geniş bir hassasiyet aralığına sahip. Ayrıca, diyafram açıklığı ve odak halkalarıyla sezgisel manuel kontroller de bulunuyor.