Biz Heybeli’de...

Bisikletten inmezdik. Denize Değirmen'den girer, çıkardığımız midyeleri mangalda pişirip yerdik. Abbas Paşa köşkünün kalıntısında top oynar, çarşamba pazarını iple çekerdik. Halil Gökman'ın 'Kartpostallarla Bir Ada Hikayesi” isimli albümüyse 'unutulan Heybeli'yi aydınlatıyor

‘Heybeliada: Kartpostallarla Bir Ada Hikayesi’ albümünden... 1930’ların başında rıhtım.


Büyüdüğüm yer Heybeli'ye 3-5 yılda bir, bisikletle yokuşlarından salınıp, oyun bahçemde çocukluğumu yaşamak için uğruyordum. Bu kez arkadaşım Önay Yılmaz'la son romanı 'Heybeliada Cinayetleri'ni olay mahallinde konuşmak için adadaydım.
Ve gözlerime inanamadım; güzelim rıhtıma neler olmuştu? Adada doğan Aziz Nesin'in“...İskelenin solundaki rıhtımda balık tutardım. Büyük bir iş yapıyormuş gibiydim. Boş teneke, olta elimde her sabah rıhtıma inerdim. Önce yemlik midye toplardım. Rıhtıma otururum, bacaklarımı sallandırırım...” diye anlattığı rıhtıma. Benim de aynı şekilde yıllarca balık tuttuğum sahile...
Tam orta yerinde berbat bir yapı, ucubenin önde gideni İDO iskelesi, acayip bir çevre zenlemesi, kitap şekinde garip banklar...
İşimizi bitirdikten sonra rakı-palamut için oturduğumuz rıhtımdaki lokantanın sahibi yanımıza geldi; doğma büyüme adalıymış. Ona yakındık, “Nedir rıhtımın hali?” diye.
Şikayetçiydi ama tepkisi şu oldu; “İDO iskelesi kaldırılıp yerine bir yat limanı yapılsa...”
Adam yatından inip, cup restoranına girecek ya...
Aslında bu kez Halil Gökman'ın “Heybeliada: Kartpostallarla Bir Ada Hikayesi” isimli albümü sayesinde adamdan bahsediyorum.
Gökman müthiş bir iş yapmış, Heybeli'yi 19'uncu yüzyıl sonlarından itibaren Heybeli'den atılan atılan ada resimli kartpostallarla anlatıyor. Sayfaları çevirdikçe, ada yaşamının büyüsüne kapılıyorsunuz. Çocukken top oynadığım yerde 1940'ların başına kadar yükselen Abbas Paşa Köşkü'nün fotoğrafları bile var albümde. Adadan parça parça sökülerek götürülen köşk ne grotesk yapıymış ama. Aziz Nesin, çocukken köşkün demir bahçe kapısının önünde aşure kuyruğuna girermiş.
Gökman, kartpostallarla ilgili güzel notlar veriyor.
1903'te Heybeli'den İstanbul'a gönderilen bir mektupta
adres şöyle yazıyor; “Bahçekapısı'nda rıfatlu diş tabibi Kasapyan Efendi vasıtasıyla Leon Efendi Şamdancıyan cenaplarına.”
16 Mayıs 1903'te adadan Fransa'ya gönderilen kartta da şu var: “Le Postillon (Postacı) adlı derginize abone olmak istiyorum. Bana lütfen bir numune gönderir misiniz?”
Gökman'ın albümünü çok sevdim.

Eylül 2011. Arkadaşım gazeteci/yazar Önay Yılmaz o rıhtımda...

LOKMA’DAN AÇIKLAMA

Geçen hafta Rumeli Hisarı’ndaki Lokma isimli kafede yaşadığım bir olayı aktarmıştım; Lokma’dan açıklama geldi: “Restoranımızda kapalı ve açık ya da diğer bir tabirle sigara içilebilen ve içilemeyen bölümler seyyar cam bölmelerle ayrılmıştır. Bu bakımdan bahçe bölümümüzde sigara içilmesi kanunen serbesttir. Ancak pazar günü havanın sıcak olması ve iç kısımda oturan müşterilerimizin de talebi doğrultusunda cam bölmeler çıkartılmıştır. Maalesef bu durum bahçede sigara içilmesine engel teşkil etmektedir. Yerel denetimlerin özellikle bu konuda çok hassas davrandığını bildirmek isteriz. Firma olarak çoğu zaman ceza kesilmesi pahasına müşterilerimizi mağdur etmemek adına bu durumu kendi içimizde tolere etmekteyiz.
İç kısımda bulunan havalandırma sistemimiz fazlasıyla yeterli olmakla beraber müşterilerimiz yine de ‘boğaz havası’ almak adına sık sık aradaki cam bölmelerin kaldırılmasını istemektedir. Bu ikilem işletme olarak maalesef bizleri çıkmaza sokmaktadır.
Koşulsuz müşteri memnuniyetini ilke edinen firmamızda bundan böyle cam bölmelerin kaldırılmayacağını bildiririz...”
Durum budur.

Günün uygulaması

WEkran

İbrahim Kocaalioğlu’nun geliştirdiği ‘WEkran’ isimli iPad uygulaması farklı kategori ve dillerdeki blogların kolayca takip edilebil-mesini sağlıyor. WEkran’ı diğer RSS okuyucu-lardan ayırt eden özellikleri; resimlerin mobil cihazlara uygun bir şekilde küçültülüp gösterilebilmesi ve “içeriğindeki bloglara ait yazılarda arama yapılabilmesi.
Geçen yıl geliştirdiği ‘BenMODA’ isimli uygulamasıyla da dikkat çeken Kocaalioğlu, WEkran’a her gün yeni ekliyor ve bu sayede içeriğini canlı tutuyor.

Şeker gibi kulaklık

URBANEARS

Urbanears kulaklıklar Türkiye’de kısa zamanda sevilen bir aksesuar haline geldi.
Hollywood yıldızlarının tercihi olan Urbanears birçok moda renk seçenekleriyle birlikte işlevsel bir kalite ve akustik performansını bir arada sunuyor. Sınırlı sayıda üretilen kulaklıklar tüm Beymen Blender, Lydia Apple Store, Bilstore, Sportworks, Lastik Papuç, Gargamel, Panel Kırtasiye ve Nezih Kırtasiye’de satılıyor.