Harley-Davidson, Harley Owners Group’u (H.O.G. - Harley Sahipleri Grubu) 1983’te kurdu. Dünyanın fabrika sponsorluğunda kurulan ilk motosiklet kulübünün altı yıl içinde 90 bin üyesi oldu. Bugünse, 130 ülkede 1.2 milyon, Avrupa’da 100 binden fazla üyesi var. Rusya’dan Suudi Arabistan’a, İzlanda’dan Japonya’ya, 60 ülkede 1.500 H.O.G. Chapter’ı bulunuyor.
H.O.G.’un kuruluş prensibi, motosiklet şirketiyle müşterileri arasında güçlü bir bağ kurmaktı. Şirket, H.O.G. üyelerine sağladığı ayrıcalıklarla, düzenli grup gezileriyle büyük ilgi çekerek, başarısını pekiştirdi. Sıfır bir Harley-Davidson alan herkes otomatikman bir yıl H.O.G. üyesi oluyor. Daha sonra yılda yaklaşık 70 euro gibi bir ücret karşılığında üyelik yenileniyor.
Türkiye’deki üç H.O.G. chapter’ı geniş katılımlarıyla Roma’daki kutlamanın da gözdelerindendi. Motosikletlerini Türk bayraklarıyla donatan H.O.G. üyeleri, partiye katılanların büyük ilgisini çekti. Türk chapter’lardan kayıtlı 103 motosiklet Roma’daydı.
ÖZGÜRLÜK CEKETİ
Harley-Davidson 110 kutlamaları boyunca, ‘seçilmiş’ H-D’ciler, ‘Özgürlük Ceketi’ adı verilen deri bir montu yolculuklarında üzerlerinde taşıdı. Motosikletçiden motosikletçiye geçen ‘Özgürlük Ceketi’, dünyanın birçok köşesini ziyaret etti. ‘Özgürlük Ceketi’nin son durağı Milwaukee’de 29 Ağustos-1 Eylül arasında düzenlenecek son ‘H-D 110’ partisi ve ardından H-D Müzesi olacak.
Hikayesine gelince; Harley-Davidson’ın Pazarlama Müdürü Mark-Hans Richer, geçen ağustosta Tibet’e yaptığı gezide, yol işaretlerini boyayan Çinli bir işçi görüyor ve ondan ceketin üzerine Harley-Davidson’ın kendisini için ifade ettiği kelimeyi yazmasını istiyor. İşçi, yol boyasıyla Çince ‘özgürlük’ yazıyor. Richer ceketi, CADDE’ye şöyle tanımladı, “Deri bir ceket, motosikletçinin ruhudur. Üzerindeki her iğne, çizik, sıyrık ve yama, yolculukların bir işaretidir ve o kimliğinizin, anlatacağınız hikayelerin parçası olur.”
AŞK FiLMi OLUYOR
H.O.G. Ankara Chapter’ı üyeleriyle Ostia’da karşılaştım. Ankara’dan 25 motosiklet gidiş-dönüş 4 bin km. yaptı.
NE DÜŞÜNÜYORLAR?
Benimle birlikte Harley-Davidson coşkusunu yaşayan gazeteciler ve Harley’cilere ne düşündüklerini sordum:
Gabor G. Varga (MACARİSTAN)
Nepszabadsag Gazetesi/Ekonomi editörü
“Harley’leri Coliseum’un dibinde görenler eminim ki innovasyondan bahsetmiştir. Roma İmparatorluğu zamanında Coliseum, teknoloji ve eğlence anlamına geliyordu. Harley-Davidson motosikletleri bu ikisinin de iyi bir örneği. Ostia’dan Roma’ya geçide katılan motosikletçiler, bir daha tekrarı olmayacak bir tecrübe yaşayarak bir çok güzel şey deneyimledi.”
Despina Savvopoulo (YUNANİSTAN)
Elefteros Typos Gazetesi/Kültür-Sanat yazarı
Bir Harley sterotipi değilim. Ancak yüksek kalitedeki motosikletlerine saygı duyuyorum. Roma’da H-D kullanma şansı buldum ve bu fantastik bir deneyimdi. Harley, bağımsızların birleşmesi demek. Bence Harley-Davidson’ın felsefesi bu. Buradaki tecrübelerimin ardından ben de bir H-D, muhtemelen Sportster 883 IRON almayı planlıyorum.
Leo/MaggIe (İSVİÇRE)
Leo konuşuyor; “Zürih yakınlarındaki evimizden, buraya yavaş yavaş, yolun tadını çıkararak 4 günde 1000 km. yaparak geldik. Ben Dyna Sport Twin Cam, Maggie, Dyna Evolution kullanıyor. Vatikan’da Papa Francis’in kutsamasına yalnızca H.O.G. üyelerinin alınmasına üzüldüm. Biz de varız.”
YARIN: HARLEY-DAVIDSON TÜRKiYE’Yi NASIL GÖRÜYOR?