‘BiR GÜN GOLF VE BALIK TUTMAK MI? HAYIIIIIR!’

Jethro Tull lideri Ian Anderson, 10 Eylül’de Küçükçiftlik Park’ta, 8 yaşındaki Gerald Bostock’ın hikayesini anlattığı 44 dakikalık ‘Thick As A Brick’i ve çok daha fazlasını çalacak. Nisanda çıkardığı ‘Thick As A Brick 2’de Bostock’un 40 yıl sonrasını sorgulayan Anderson’a biz de merak ettiklerimizi sorduk

1991’den beri grubu Jethro Tull’la ve solo olarak altı kez Türkiye’ye gelen İskoç müzisyen Ian Anderson, 1972’de grubuyla çıkardığı ‘Thick As A Brick’ albümünün tamamını icra etmek üzere yeniden İstanbul’da. Tuborg Gold sponsorluğunda Maçka Küçükçiftlik Park’ta 10 Eylül’de sahne alacak Ian Anderson, nisanda ‘Thick As A Brick’in devamı niteliğinde çıkardığı ‘İkinci Bölüm’ün yanı sıra Jethro Tull albümlerinden de şarkılar çalacak, söyleyecek.
44 dakika uzunluğunda tek bir parçadan oluşan ‘Thick As A Brick’, 1972’de ‘Billboard 200’de bir numaraya da yükselerek büyük başarı kazanmıştı. ‘Thick As A Brick’, Gerald isimli 8 yaşındaki hayali bir çocuğun epik şiiri üzerine kurgulanırken, ‘İkinci Bölüm’ Gerald’ın 40 yıl sonrasına ışık tutmaya çalışıyor, onun kaderini mercek altına alıyor.
Konser şerefine Ian Anderson’a birkaç soru yönelttik.

Olimpiyatlar’ın açılış törenini izlediniz mi? Adını 18’inci yüzyılda yaşayan devrimci bir çiftçiden (Jethro Tull) alan bir grubun lideri olarak Danny Boyle’un hazırladığı şovu ve Britanya’daki endüstri devrimi vurgusunu nasıl buldunuz?

Burası biraz kafa karıştırıcı. (Boyle’un) Politik görüşleri aşikâr. Sadece iki tane ortalama film yapmış olması onu bir TV prodüksiyon uzmanı haline getirmez. Bence insanlar ona karşı fazlasıyla kibar ve bu bazı durumlarda utanç verici oluyor. Mary Poppins! Bu Amerikalılar için. Britanya’ysa bundan daha fazlası demek.

Şahsen müziğinizle en sert zamanınızda, ‘Crest of A Knave’ döneminde tanıştım. Tınısı Dire Straits’e benzetilen bu albümünüz en az beğenilen albümlerinizden de biriydi. Şahsen sizin en beğendiğiniz albümleriniz hangileri?

‘Stand Up’, ‘Aqualung’, ‘Thick As A Brick’, ‘Songs From The Wood’, ‘Crest Of A Knave’, ‘The Christmas Album’.

Şarkılarınızda sözler de müzik kadar önemli. Bir şarkı yazarken nereden ilham alıyorsunuz?

İlhamı, şarkıyı yazmadan önce yakalamaya çalışıyorum. Önce müziği oluşturup ardından sözleri bir araya getirmeye çalışmak genellikle bir hata.

En sevdiğiniz sözler hangi şarkılarınızda?

‘Budapest’, ‘My God, ‘Thick As A Brick’ (bir ve iki).

Martin Barre’la (Jethro Tull’ın emektar gitaristi) ortaklığınıza neden son verdiniz?

Son vermedik. Sadece şu anda farklı şeyler yapıyoruz. O şimdi solo çalışmalarıyla ilgileniyor.

Peki neden, ‘Thick as Brick Part 2’yu Ian Anderson adıyla solo yayınladınız.

Çünkü bu son derece kişisel bir proje. Ve bunu Jethro Tull adı altında sahnelemek, çok fazla içen sert rock’çıları da oraya çağırırdı.

‘İkinci Bölüm’e neden ihtiyaç duydunuz?

İhtiyaç duymadım. Sadece daha entelektüel bir boyutta, büyük bir projeyi denemeye değerdi.

Albümde ne anlatıyorsunuz?

Hayatın acabaları, belkileri ve olabilirdileri. Benim hayatımın, senin hayatının, herkesin hayatının.

‘İkinci Bölüm’de Gerald Bostock’un geleceğine ilişkin beş farklı olasılıktan bahsediliyor. Siz Bostock’un hangisini yaşamasını dilerdiniz?

Son derece sıradan bir adamı. Hepimizin büyük kazananlar ya da süper başarılı insanlar olmamıza gerek yok.

Ian Anderson ve Jethro Tull isimleriyle albüm yayınlamanın farkı ne? Sonuçta siz olmadan bir Jethro Tull düşünülemez.

Bu çok doğru. Son 10 yıldır kendi adımla pek çok konser veriyorum ve farklı şeyler yapma imkanını seviyorum. Jethro Tull olarak çaldığımda, en iyi bilinen repertuarımın bir karmasını çalmaya doğru kayıyorum. Solo şovlar farklı olmak için bir şans. Orkestral. Akustik. Halk Müziği. Progresif. Her ne olursa.

Bugünlerde müzisyenler para kazanabiliyor mu?

Canlı performanslar, albüm kayıtlarındansa genelde daha kârlı. Ancak hiç para almadan bazı yardım konserleri de veriyorum. Yıl sonunda kâr elde ettiğim sürece, ben son derece mutluyum.

Yani kazandıklarınız tatmin edici?

Evet. Muhtemelen bazı ülkelerde çok iyi bile kazanıyorum!

Turneler, yeni albümlerle bu mekanizma içinde ne kadar kalmayı hedefliyorsunuz?

Yapabildiğim kadar. Ama sonsuza dek sürmeyecek. Bir gün golf ve balık tutmak mı? Hayııııır!

Şahsen ne dinliyorsunuz?

Rüzgarın sesi, yağmur, kedilerin miyavlaması. Eğer kaçınabiliyorsam, müzikten kaçarım.

Günümüz müzisyenleri içinde takipçisi olduklarınız var mı?

Hayır. Asla bir Rock müzik takipçisi olmadım. Gençliğimde bile. Bazıları birkaç dakika için iyi gidiyor ama ben klasik müzik ve halk müziğini tercih ediyorum.

Yıllardır Türkiye’ye gelip gidiyorsunuz. Türkiye’den bahseder misiniz?

(Türkiye) Romantizmin, maceranın, gizemin, tarihin ve çatışmaların bir karışımı. Her şey burayı ilginç kılıyor. Ama farklılıklar önemli. Britanya ya da ABD gibi değil. Biz batılı tipler için biraz korkutucu ve yabancı. Ama büyüsü de burada yatıyor. Rahat olacağımız kadar kültürümüze yakın ama çok rahat olamayacağımız kadar da uzak. İstanbul’u ve birkaç kenti daha, eşimle geldiğimizde, üç yıl önce ziyaret ettik. Burayı bu nedenlerle sevdi ve yine gelmek istiyor. Ama onun bir gece için bu kadar yolu gelmesine gerek yok. Belki yakında başka bir zaman. Belki birkaç farklı yeri de görmek için olur. Sanıyorum 1992’de konser verdiğim Efes harabelerine gitmiştik. Bir turistin gözlerinden oraya bakmak çok farklıydı. Tur rehberine orada bir konser verdiğimi söylediğimde, sanıyorum deli olduğumu ve bunu uydurduğumu düşündü!
Yakında görüşmek üzere!

GERALD BOSTOCK’A NELER OLDU?

8 yaşındaki Gerald Bostock epik şiiri ‘Thick As A Brick’le ödül kazanmıştır. ‘Küçük Milton’ diye adlandırılan Bostock, BBC’nin canlı TV yayınında şiiri okurken sakıncalı bazı kelimeler kullanır ve halkın tepkisini çeker. Bostock’un ödülü geri alınır ama Jethro Tull, şiiri yeni albümünde kullanmaya karar verir. ‘Thick As A Brick 2’ Bostock’un 40 yıl sonraki hayatını sorguluyor. Gerald’a neler oldu?

*Acımasız bir bankacı Suçları yüzünden cezaevini boyluyor. Hapisten çıkınca utanç içinde ama sakin ve rahat bir yaşam sürüyor.
*Evsiz bir eşcinsel Cinsel yönelimi yatılı okulda öğretmeniyle ilişkisinin etkisinde gelişiyor. Arkadaşları tarafından dışlanıyor. O da kaçarak sokakta yaşamaya başlıyor. İlişki kurduğu bir adam ölünce yine yalnız kalıyor.
*Asker Teröre karşı savaşta çarpışmak için yanıp tutuşuyor. Savaş tecrübesi travmaya sokuyor, sakat kalıyor.
*Koroist Tanrının hizmetinde bir savaşçı olduğunu düşünüyor. Ancak paragözlüğü yolsuzluğa itiyor. Sonunda görevden alınıyor. Sofu bir yalnızlığa mahkum oluyor.
*En sıradan adam Köşedeki dükkanı işletmeye başlıyor. En büyük hobisi nakliye treni modelleri. Eşi Madge’le çocuksuz bir yaşam sürüyor. Dükkanı ve model trenlerini satmak zorunda kalıyor. Pul biriktirmeye başlıyor.