Menderes Özel

Menderes Özel

menderes.ozel@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları



AMERiKAN ‘STEEL’İ BRİTANYA ÇELİĞİ

Iron Maiden’ın İstanbul’u sallamasından üç hafta sonra önceki gün, aynı sahnede başka bir heavy metal devi, Judas Priest’in, Doritos SpiceUp sponsorluğunda gerçekleşecek şovunu, öncesinde Whitesnake’i izlemek için bir kez daha Maçka Küçükçiftlik Park’tayım.
Hayranlarının ve müzik sektörünün de hakkını teslim ederek ‘Metal Tanrısı’ diye yaftaladığı JP’nin sınırlı bir gazeteci grubu için düzenleyeceği basın toplantısına yer alacak olmam, konseri daha da özel kılıyor. İşimi bu yüzden seviyorum; yıllar önce hayranı olduğum gruba az sonra sorular soracağım.
Black Sabbath gibi İngiltere’nin Birmingham kentinde 1969’da kurulan JP, 40 yılı aşkın sürede çıkardığı 16 albüm, 50 milyonun üzerinde satış ve binlerce konserle ‘adeta değil resmen’ heavy metalin kitabını yazdı. İngiliz grup asıl ivmeyi ABD’ye açılmalarını sağlayan ‘British Steel’ (1980) ve ‘Screaming for Vengeance’ (1982) albümleriyle kazandı. Synthesizer kullanımı yüzünden damardan Judas hayranlarını üzen ‘Turbo’ (1986) ve ‘Ram it Down’ (1988) albümleri ABD’deki başarılarını perçinledi; Judas’ı bu ülkede en sevilen heavy metal grubu yaptı. İngiliz grubun müzikal çizgisini, sahnedeki duruşunu artık Amerikan dinleyicininin beklentileri şekillendiriyordu. Bilen bilir; yukarıdaki satırlar başlığı anlamlandırma gayreti içindeki okuyucular için tuşlanmıştır; ‘English Men In New York’ durumu...
JP röportajı için yola koyulduğumuzda Whitesnake solisti David Coverdale, grubun en sevilen şarkılarından ‘Is This Love’ı çığırıyordu. Toplantının gerçekleşeceği odaya girip bekmeye koyulduk; ‘Is This Love’ı mırıldanarak. Kısa bir bekleyişten sonra ‘Metal Tanrıları’ içeri girdi. Sorularımı Rob Halford yanıtladı:

* Bu bahsedildiği gibi bir veda turnesi mi? Judas Priest’ten sonra ne yapacaksınız?

Bu grubun sonu değil. Judas Priest devam edecek. Turneyi iki yıldır sürdüyoruz. Stüdyo işlerine, yeni albümlere, festivallere konsantre olacağız. Yaklaşık 40 yıldır dünyayı turluyoruz. İstanbul’a da ikinci kez geliyoruz. Yeniden Türkiye’de olmak harika bir şey. İyi haber; bu konserler grubun sonu değil, turnenin sonu.

* ‘Better By You Better Than Me’ isimli şarkınız, ABD’de 80’lerin sonunda içerdiği gizli bir mesajla iki genci intihara sürüklemekle suçlanmıştı. Mahkemede aklandınız. Böyle bir gücünüz olsaydı, şarkılarınızda hangi gizli mesajları verirdiniz?

Mesajımız lütfen albümlerimizi onar onar alın, tişörtlerimizi alın, lütfen şovumuza gelin olurdu. Bu dava çılgıncaydı. Bu müzik asla kimseyi öldürmedi. Bir kitap da asla kimseyi öldürmez. Müzisyenlerin, yazarların, sinema yönetmenlerinin böyle şeylerle uğraşması korkunç. Biz sahneye çıkıp işimize bakıyoruz.

AMERiKAN ‘STEEL’İ BRİTANYA ÇELİĞİ

Whitesnake gitaristi Doug Aldrich

Haberin Devamı

Topyekün heavy metal!

* ‘Metal Tanrısı’ olmak nasıl bir şey? Kendinizi sosyal yaşamınızda ‘Metal Tanrısı’ olarak mı görüyorsunuz?

Sahnede kendimizi kesinlikle Metal Tanrısı olarak hissediyoruz. Türünün en büyük heavy metal grubu Judas, milyonlarca albüm sattı, binlerce şov yaptı. Buradaysak, sahneye çıktık mı hâlâ ‘Metal Tanrı’sıyız demektir. Ve bu topyekün bir heavy metal tecrübesi. Ne zaman açmamız, ne zaman kapatmamız gerektiğini biliyoruz.
Yalnızca 15 dakika süre tanınan basın toplantısı göz açıp kapayana kadar sona erdi.
Judas, iki saatten uzun süren konserinde heavy metal tarihlerinin bir dökümünü yaptı. Müziğin en sevilen cover’larından Joan Baez’in ‘Diamonds and Rust’ı ve ‘British Steel’ albümünden ‘Breaking The Law’ seyircinin eksiksiz eşlik ettiği şarkılardandı. Hatta ‘Breaking The Law’da Rob Halford ağzını bile açmadı, şarkıyı seyirci söyledi; muhteşemdi!
Grup bildik deri kostümleri, klasik heavy metal tripleriyle sahnede cool’du; sanatlarını bir heavy metal’ciyi zevkten dört köşe edecek şekilde dört dörtlük icra ettiler.

AMERiKAN ‘STEEL’İ BRİTANYA ÇELİĞİ


MAÇO WHITESNAKE’E GÜNDÜZ YAKIŞMIYOR

Daha önce iki kez İstanbul’da sahne alan Whitesnake’in konseri bence henüz kararmayan havanın ve daha dolmayan alanın kurbanı oldu. Solist David Coverdale liderliğindeki grubun maço müziği bir akşam şovunu gerektiriyor. Yine de Coverdale’in enerjisi ve Deep Purple yıllarından ‘Soldier of Fortune’la huşu içinde sona eren şovu kişisel olarak beni tatmin etti.

VALiLiK PENTAGRAM’I SAHNEDEN iNDiRDi
* Küçükçiftlik Park’a 16.40’ta ulaştığımda sahnede Pentagram vardı. Gelen bir uyarıyla grup sahneden inmek zorunda kaldı. Valilik, KPSS sınavı yüzünden sesin kısılmasını istemiş. “Bu saatte sınav mı kalır?” diye Twitter’da söylenirken Bahar Atakan, sınavın dördüncü oturumunun sürdüğünü bildirdi.
* ‘Sahne önü’ alanının gereksiz genişliği ve dolmaması, seyirci bütünlüğünü bozdu.
* Küçükçiftlik Park’ın beton zemini, sıcak havayı daha da kavurucu hale getiriyor; önlem alınmalı.
* Bu konserde -en azından çevremde- güvenlik kimseyi hırpalamadı; yiyecek tükenmedi.