Pasaportum, Almanya’dan alınan Schengen’ler, Hannover, Köln, Berlin, Düsseldorf, çeşit çeşit kapılarında vurulan giriş-çıkış damgalarıyla bezeli. Buna rağmen, pasaport kontrolü yapan polis, girişte benden dönüş biletimi göstermemi isteyebiliyor. Geçen perşembe IFA için gittiğim Berlin’in Tegel Havaalanı’nda yaşadığım tam olarak buydu.
Sorusu üzerine kente IFA için geldiğimi söylediğim polis bana ukalaca, “Herkes onun için geliyor” dedi. Ardından dönüş biletimi göstermemi istedi. Pasaportumdaki giriş-çıkış damgalarını işaret ettim ve “Bu yaptığınıza anlam veremiyorum, resmen delilik” dedim. Bunları derken dönüş biletimi çıkarıp da gösterdim. Çünkü hafızam Schengen’i olduğu halde Almanya kapısından çevrilen arkadaş hikayeleriyle dolu; işi uzatmaya gerek yoktu.
Her fırsatta vizesiz Avrupa idealinden bahseden AB’den sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış’a durumu aktarmak istedim. VIP kapılardan girdiği için Alman polisinin pasaport kontrolünde Türkleri ne kadar gerdiğinden haberi olmayabilir.
PERGAMON PANORAMA’YI KAÇIRMAYALIM
Berlin’de Bergama Müzesi’ni bilmeyen yoktur. II. Abdülhamit’in “Taş çıkarsa sizin, altın çıkarsa benim” diyerek Almanlara verdiği tapınak, mozaikler, rölyefler kısacası Mezopotomya’dan Ege sahillerine, Osmanlı sınırlarından götürülen eserlerle dolu müzenin yanında dev ama geçici bir eser daha var: Pergamon Panorama. İranlı sanatçı Yadegar Asisi, Bergama antik kentinin üç boyutlu fotoğraflarını çekerek, 25 metre yüksekliğinde silindire özel bir teknikle yerleştirmişti. Öğrencilerinin fotoğraflarınıysa koyun otlatırken, tapınak inşa ederken, tiyatroda oyun seyrederken, günlük halleriyle tasvir ettiği Bergamalıların yüzüne oturtmuştu. Silindirde 25 metre merdiven tırmanıp ulaşılan terasta, Bergama’da yaşamı aktaran panoramayla karşılaşan ziyaretçilerin benim gibi nutku tutuluyor, gözleri doluyor. Panoramada gece-gündüz döngüsü hızlandırılmış bir şekilde yaşanırken, etkileyici görüntüye ateş böceklerinin sesleri, köpeklerin havlamaları ve antik tınısı olan bir müzik eşlik ediyor. Kendinizi bir anda 2 bin yıl önceki Bergama’da buluyorsunuz. Geçici eser bu ay sökülüp, depoya kaldırılacak. Daha önce Pergamon Panorama’nın en çok yakışacağı yer olan Bergama’ya taşınacağı, bu konuda ön protol imzalandığı, sponsora gereksinim duyulduğu duyurulmuştu. Ancak daha sonra gözüme bu konuya ilişkin bir haber çarpmadı. Pergamon Panorama’nın Bergama’daki kalıcı yerini alması için tüm imkanlar seferber edilmeli. Tapınağı kaybettik, Panorama’yla avunalım.
BURSA’NIN BİLİM MABEDİ
Bursa Büyükşehir Belediyesi, Başkan Recep Altepe önderliğinde Bilim ve Teknoloji Merkezi’ni (BTM) 2013’ün ikinci yarısına yetiştirmek için var gücüyle çalışıyor. İnşaat sürerken 2 bin 500 metrekarelik bir alanda deney düzenekleri sergilenerek ısınma turları yapılıyor.
Toplumun tüm kesimlerinde bilime yönelik ilgi ve bilgiyi artırmak için görsel ve deneysel alanlar sunacak olan BTM, tamamlandığında gençleri bilim insanı olmaya özendirecek bir işlev görecek. Avrupa’da 14, ABD’de 15, Türkiye’de 14 bilim merkezi yerinde incelendikten sonra projelendirilen BTM’de müzelerin aksine eşyalara dokunmamak yasak! Tanıtım kitapçığındaki “Burası müze değil, merkezdir” vurgusu zaten dikkat çekici. BTM’nin hedef kitlesi, 6-14, 14-18 yaşları arasındaki öğrenciler başta, 2-92 yaş aralığındaki toplumun tüm kesimleri.
İnşaat aşamasında bile bilimle yüklü olan BTM, şimdiden ziyaretçilerini bekliyor; duyurulur...
Bu fotoğrafı, 68 gün önce, 30 Haziran’da San Francisco’da bir restoranda çektim. Yurtsan Atakan, Habertürk’ten Necdet Çalışkan, Sabah’tan Timur Sırt, Hürriyet’ten Çilem Kaya ve Google’dan Özlem Öz’le kentte altı günlüğüne bulunuyorduk. Bu sürede gideceğimiz restoranlardan içeceğimiz şaraplara kendimizi Yurtsan Abi’nin kollarına bırakmıştık. Daha ikinci gün eline haritayı alan Yurtsan Abi, bizi Napa Vadisi’nde muhteşem bir şarap tadım yolculuğuna çıkardı. Kentin yabancısıydım. En hareketli ve özel muhiti Fisherman’s Wharf’ı daha önce 25-30 kez San Francisco’da bulunan Yurtsan Atakan, bizzat ve karış karış gezdirdi. Verdiğimiz molalarda sık sık oğlu Tibet’ten bahsetti. Ona hayranlık duyan biri olarak çarşamba yazıma Yurtsan Atakan’ın damga vurması kaçınılmazdı. Huzur içinde yat Yurtsan Abi...