Burak Ercan, Erman Balkın, Hakan Çetiner, Turgen Gurmen ve Hami Sili’den oluşan ekip, defalarca Fransa, İsviçre ve İtalya’ya giriş-çıkış yaptı.
Yalnızca iki günde 10 bin viraj dönen Burak Ercan ve arkadaşları, motosikletleriyle Alp Dağları’ndaki bütün zirve geçitlerini aştı
Tutkuyla motosiklete bağlandığım dönem, camiada ilk tanıdığım insanlardan biriydi Burak Ercan. Motokeyf programında sıra dışı testler yapıyor, BMW Rider Academy’de yeni motosikletçiler yetiştiriyordu. Bir motosiklet fuarında, Köln’de başlayan tanışıklığımız, bugün bir izleyicisi olmanın ötesinde dostluğa dönmüş durumda.
O şimdi kurucularından olduğu ‘Ride The Earth’ ile yine motosiklet eğitimi veriyor, bu kez fazladan dünyanın dört bir yanına motosiklet turları düzenliyor. Facebook’un faydası işte, geçenlerde yüklediği fotoğraflara denk geldim, nutkum tutuldu. 10 günde, 14 ülke, 7 bin kilometre katedip dönmüşler. Fotoğraflar kesmedi, maceranın ayrıntılarını istedim. Anlattıkları bana özel kalamazdı; motosikletin insanı nasıl özgürlükle donattığını, sınırları kaldırdığını bilmenizi istedim. İşte Burak’ın ağzından macera:
Ekip yola 4 Eylül’de sabaha karşı yola çıktık. İlk sorunu Bulgaristan’da, Sofya’ya 10 km. kala yaşadık. Gıcır gıcır Ducati Multistrada yatak sararak bize veda etti. Motoru kamyona yükledik, sürücüsü Hami Sili ile Kapıkule’ye gönderdik. Hami’nin ikinci motorunu da İstanbul’dan Kapıkule’ye doğru yola çıkardık. Hami’nin yetişmesi için Sofya’da bekleme moduna geçtik. Bu da bize 15 saate maloldu.
Ertesi sabah 4’te yola çıkan grup, sadece benzin molalarıyla, gün sonunda 1200 km. yol katederek Alp’lere girdi.
Beş kişilik ekip üç gün, Alp geçitlerini İtalya, Avusturya, İsviçre ve Fransa üzerinden keşfederek BMW Cenevre Motosiklet Kulübü ile buluşma noktası Chamonix’ye doğru yol katediyordu.
Sadece bir hoca (ben) ve dört iyi sürücüden oluşan grubumuz bir hata sonucu, Türkiye’den gelen beş motor hocası olarak algılanmıştı. Sonradan öğrendiğimize göre İsviçreliler biz sözde beş hocaya toz yutturmak amacıyla, yüzlerce kişiden oluşan gruplarının en iyi yedisini seçmişti.
Deli danalar gibi döndük
Bu yanlış anlama yüzünden İsviçrelilerle beraber geçirdiğimiz iki tam gün sonunda, insanlık dışı bir tempoda, Alpleri deli danalar gibi döndük, 30’a yakın zirve geçtik, terledik, üşüdük, tipiye yakalandık, Onlar kaçtı, Türkler kovaladı. Sonunda sadece benim eğitmen olduğumu öğrenince eski yarışçı ve pist sürücülerinden oluşan Cenevre ekibi tempoyu düşürdü, biz de nasırlaşmış popolarımızı az da olsa seleden kaldırabildik.
Cenevre ekibiyle iki gün boyunca kendi çapında bir rekora imza attık: 10 bin viraj döndük. Neredeyse 10 saniyede bir viraj dönmüştük. Başımızı yeterince döndürdükten sonra dönüş yoluna geçtik ve İtalya’dan geçerek Slovenya üzerinden Balkanların Adriyatik tarafına doğru, otoyollara girmeden garip dağ yollarından bir rota çizdik.
Arnavutluk’un dağlarında güzel gözüken asfalta kanarak gazladık, ancak bozuk zeminin varlığını da düşerek test ettik. Bir 1200RT’mizi St Moritz’e çıkan karlı yolda ıslanmış demiryolu rayına kurban verdik.