Ahmet Şişman, Ankara’daki ünlü Washington Restoran’da yıllarca şef garsonluk yapmış. Zaten Washington’un kurucuları, amcaları! Şişman Ailesi, Pokut Yaylası’ndaki evlerini pansiyon olarak işletiyor. Plato’da Mola’nın patronu ise kızları Yasemin Dün “Çamlıhemşin’in akıllı kadınları”nı yazarken Yasemin Şişman’dan da bahsedecektim. Fakat Yasemin ve ailesinin işlettiği “Platoda Mola”nın ayrı ilgiyi hak ettiğini düşünerek bugüne bıraktım... Yayla muhabbeti yaparken öncelikle şu ayrımı yapmak gerekiyor: Ayder gibi, onlarca otelin ve turistik eşya satılan dükkanın olduğu büyük ve popüler yaylalar ayrı... Bir elin parmağını geçmeyecek sayıda evlerin bulunduğu, hiçbir sesin duyulmadığı (sessizlik de dinlenebilen bir şeydir) yaylalar ayrı... Aslında Karadeniz insanının yayla dediği de bu. Yollar asfaltlanıp, kaymak gibi oldukça yaylaya ulaşım kolaylaşıyor ve herhangi bir binek otomobille rahatça varılabilir hale geliyor. Ama esaslı bir yaylaya çıkmak için kesin 4X4 araç gerekir, çünkü toprak yollar çok çetin virajlarla, uçurumlarla dolu. Pokut, bugün popülerleşen yaylalar arasında gösterilse de ulaşımı zor olduğundan özelliğini koruyor. Çamlıhemşin’den Pokut’a çıkmanın farklı yolları var: Ya tesadüfen giden birine rastlayıp rica edeceksiniz, ya da Şefik gibi dağa gün boyu cipiyle inip çıkan bir şoföre başvuracaksınız. Bir saatlik zorlu bir yolculuğun sonunda Pokut’a vardığınızda belki yağmur, belki güneş hatta mevsimine göre kar sizi karşılar. Ama herşeye değecek, emin olun. Lokantacılık ve pastacılık geleneği 50 kadar evin bulunduğu Pokut’ta tüm evler ahşap, en eskisi 250 yıllık. Platoda Mola, Şişman Ailesi’nin evi. Aslen İstanbul’da yaşayan Yasemin’in uğraşları sonucu birkaç oda, tuvalet ve misafirlerin yemek yiyeceği bir mekan hazırlamışlar. Anne ve anneannesi yemekleri pişiriyor, babası da servisten tamire, her işe koşuyor. Zaten baba Ahmet Şişman, başlı başına bir vaka. Yıllarca Ankara’nın en ünlü restoranı Washington’da şef garson olarak çalışmış. Washington’un kurucuları Hüseyin Şişman ve Şinasi Şişmanhasanoğlu, amcalarıymış. Kimileri ağırlamamışlar ki: İsmet İnönü, Turgut Özal, Neil Armstrong, Tito, Çavuşesku, Kissinger, Clinton... Çamlıhemşinliler’de lokantacılık, daha ziyade pastacılık geleneğinin çok yaygın olduğunu gazeteci-yazar Uğur Biryol’dan öğreniyorum. Uğur’un üç yıl önce yayınladığı “Gurbet Pastası- Hemşinliler, Göç ve Pastacılık” kitabı, bu kültürü anlatan tek ve en güzel örnek. Şişman ailesinin Washington macerası, kitaptaki en renkli öykülerden biri. Ahmet Bey, bunca ünlü misafiri ağırlamış, bunca güzel yemeği servis etmiş bir profesyonel olarak, “Buradaki yemek kadar güzelini yemedim” diyor. Sadece karısına iltifat etmek için değil. Hakikaten mıhlamasından kara lahana dolmasına, kaymaklı patatesinden tatlılarına, olağanüstü güzellikte yemekler tattık... Bol kaloriyi anında yakmak için de iki bin metre rakımda, mis gibi havada yürümek gibisi yok! HANGi YAYLA? - Çamlıhemşin’in en popüler yaylası Ayder. Bölgedeki diğer yaylalar Kavrun, Elevit, Amlakit, Palovit, Pokut, Avusor, Kaçkar, Sal, Kale, Hüser, Trovit, Samistal, Haçivanak, Çeymakçur, Verçenik. - İsimler Çamlıhemşince. Ovit, yayla anlamına geliyor. - Palovit Vadisi’nin üstünde olan Pokut, yıllar önce bal sağımı yapılan Meğo’ya yakın. - Pokut’ta Şişman ailesi gibi evlerini pansiyon olarak misafirlere açanlar var. - Plato’da Mola’da konaklama, kahvaltı ve akşam yemeği, bir kişi 65 TL ödüyor. Bilgi için: yaseminsisman@gmail.com Yugoslavya Devlet Başkanı Tito, Ankara- Wahington’da çalışan Çamlıhemşinlilerle. PLYMOUTH’U SATIP RESTORAN AÇTI İletişim’in ‘Memleket Kitapları’ serisinden çıkardığı ‘Gurbet Pastası’nı meraklılarına şiddetle tavsiye ederim. Uğur Biryol’un yazdığı, editörlüğünü Tanıl Bora’nın yaptığı kitap, çok renkli öykü ve fotoğraflarla dolu. Yeri gelmişken Washington restoranının kuruluşuyla ilgili bölümden alıntı yapalım: -George Karpovitch, 1917 Ekim devriminden sonra İstanbul’a gelen Beyaz Ruslardan biridir. 1923’te Yalova’da karşılaştığı Cemal Taşhan, sahip olduğu otelin altındaki lokantayı işletmesini teklif eder. Şölen Lokantası adı altında çalışmaya başlayan mekan, kısa sürede şehrin cazibe merkezi haline gelir. -Atatürk, pek takdir ettiği Karpovich’in soyadını Karpiç olarak değiştirir. Karpiç, kredi alarak Ulus-Bankalar Caddesi’nde Karpiç Lokantası olarak anılan Şehir Lokantası’nı kurar. Karpiç personelinin büyük bölümü Hemşinlidir! -İşte bu kadrodan Şinasi Şişmanhasanoğlu ve Hüseyin Şişman, Washington Restoran’ın kurucusu olacaktır. Şinasi Bey’den dinleyelim: “.. Sefaretten teklif geldi. Bizim Hüseyin’i (Şişman) alarak Amerika’ya gittim. Ben üç ay çalıştım, Hüseyin devam etti. İki bin dolara Plymouth marka bir araba aldık. Sonra Ankara’ya getirip 20 bin dolara sattık. Sermaye yapıp, Washington restoranı açtık. İnkılap Sokak’ta, 1 Ocak 1955 tarihinde...” -Washington adını “Amerika’ya vefa borcunu ödemek ve Ankara’daki Amerikalı aileleri cezbetmek” için koyan Şinasi Bey, 1956’da Kulüp Ambassador’u açar. 1959’da Gençlik Parkı’nda Divan Lokantası, 1969’da Kafe Pastanesi, 1976’da Tunalı Hilmi’deki Divan Pastanesi de onun girişimci ruhunun eseri.