CaddeKırmızı Sokak kızları kader değil aşk kurbanı

Kırmızı Sokak kızları kader değil aşk kurbanı

13.07.2010 - 07:58 | Son Güncellenme:

Amsterdam’ın ünlü genelev böl-gesi Kırmızı Sokak’ı haber yapan Der Spiegel Dergisi, çarpıcı bir gerçeğe ulaştı

Kırmızı Sokak kızları kader değil aşk kurbanı

Amsterdam’ın dünyaca ünlü genelev bölgesi Kırmızı Sokak’ı haber yapan Alman Der Spiegel Dergisi, çarpıcı bir gerçeğe ulaştı.

Habere göre, Kırmızı Sokak’ta çalışan kadınların büyük bölümünü buraya sürükleyen, 12-13 yaşında okul önünde onları kendilerine âşık edip daha sonra da ‘fuhuş tuzağı’na düşüren yakışıklı delikanlılar.

ALMAN Der Spiegel Dergisi, Hollanda’nın başkenti Amsterdam’daki meşhur Kırmızı Sokak’taki kızların öyküsünü konu yaptı. Alman dergisinin haberine göre, Amsterdam’ın sembolü haline gelen Kırmızı Sokak’taki perdeleri açık genelevlerde çalışan fahişeler, aslında kaderlerinin değil, 12-13 yaşında okul önünde aşık oldukları yakışıklı delikanlıların kurbanı.

Her yıl 1500 kız Hollanda’da her yıl 1.500 kız yakışıklı erkeklerin tuzağına düşürek fahişe oluyor. 12-13 yaşlarındaki kızların aileleri parçalanmış aileler de değil. Çoğunun ebeveyni öğretmen, esnaf. Ancak kızlar okul önünde ya da Facebook’ta tanıştıkları, kendilerini hediyelere boğan “aşık delikanlılar”ın peşinden gidiyor. İlk aşkın heyecanıyla, istemeden kendilerini fuhuşun kollarında buluyorlar. Okulla genelev arasında çifte hayat sürüyorlar. Hatta “aşık delikanlı” diye anılan kadın satıcılarını, “Arkadaşım” diyerek aileleriyle tanıştırdıkları oluyor.

‘Bağımlılık gibi’ Ülkede anne-babaların ve polisin mücadelesi de, fuhuş sektörünü durdurmaya yetmiyor. Kurbanlardan Angelique’nin annesi Anita de Wit, genç kızlar kendi kızıyla aynı kaderi yaşamasın diye okullarda konuşmalar yapıyor.

Fuhuşa karşı mücadele, “Stoploverboys (aşık delikanlıları durdurun)” isimli kampanya, genelev çalışanları ve kaybolan gençkızların hayatlarını anlatan filmlerle de destekleniyor. Kurbanlardan Maria Mosterd, sahte aşık delikanlıların kuzağınının vehametini şöyle anlatıyor: “Ona güvendim. Bağımlılık gibiydi. Onsuz kendimi tanıyamıyorum bile. Onunla büyüdüm gibi bir şey.”